Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1515 E. 2022/1207 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/1515 – 2022/1207
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1515
KARAR NO : 2022/1207
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/03/2020
NUMARASI : 2019/65 E. – 2020/46 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 06/03/2020 tarih ve 2019/65 E. – 2020/46 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkilinin “…” asıl unsurlu tanınmış markalarının bulunduğunu, davalı şirketlerin 2018/103885 başvuru numaralı “…” ibareli marka tescil başvurusuna müvekkilince yapılan itirazın davalı Kurum tarafından reddedildiğini, oysa müvekkilinin “…”/ “…” ibaresini ilk olarak 1978 yılında tescil ettirdiğini ve kullanıma başladığını, söz konusu markaları meşhur ve maruf hale getirdiğini, “…”/ “…” markalarının tanınmış marka olması sebebiyle iltibas ihtimalinin arttığını, dava konusu 2018/103885 başvuru numaralı “…” ibareli marka ile müvekkiline ait markalar arasındaki sınıfsal benzerliğin ayniyet boyutunda olduğunu, ortalama gıda tüketicisinin “…” ibareli marka ile davacı şirketin “…”/ “…” ibareli markalarını benzer olarak algılayacağını, davacıya ait markaların, dava konusu “…” markası içerisinde hiçbir değişikliğe uğramadan yer aldığını, dava konusu “…” markasının davacı şirketin seri markalarının arasına sızacağını, bu durumun iltibası güçlendireceğini, davalının davacıya ait tanınmış “…” markalarına benzer marka başvurusunda bulunmasının kötü niyetli olduğunu, davalı şirkete ait “…” ibareli markanın tesciline cevaz verildiği takdirde bu durumun davacıya ait “…” ibareli tanınmış markaların ayırt edici karakterine zarar vereceğini ve davalının davacı markalarından haksız yarar sağlamasına sebep olabileceğini ileri sürerek, YİDK’in 2019-M-6704 sayılı kararının 29, 30, 35/5(29, 30, 32. Alt sınıfta bulunan ürünlerin pazarlanması) ve 43.sınıfta bulunan “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.” ürün ve hizmetleri bakımından iptaline ve davalılar adına başvurusu yapılan markanın aynı mal ve hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında karıştırılma tehlikesinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirketler vekili, logo benzerliğinin ve karıştırılmaya yönelik benzerliğin asla söz konusu olmadığını, müvekkili şirketlerin markalarının kendilerine has şirket genel isminin başta yer alacak şekilde kullanıldığını, markaların gerek yazım karakterlerinin, gerekse bütün olarak farklı olduğunu, hedef tüketici grubunun başta … ismi olmadığı takdirde dava konusu markayı davacı şirkete ait olduğunu düşünmeyeceğini, dava konusu markanın henüz tescil aşamasında olduğunu, bundan dolayı da iltibasa yol açmasının imkansız bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu marka ile davacı markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi bakımından, 29. ve 30. Sınıfa dahil olan emtialar ile 35/05 sınıfta yer alan 29, 30 ve 32. Sınıfa dahil olan emtiaların satışına ilişkin hizmetler ve 43. Sınıfta yer alan “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” yönünden sınıfsal benzerliğin bulunduğu, davacıya ait …, …+…, … …+Şekil markaları ile davalı şirketlere ait … ibarelerinin anlamsal, görsel ve sescil olarak benzer nitelikte oldukları, farklı unsurların ayırt edicilikte yeterli farklılık yaratmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, YİDK’in 2019-M-6704 sayılı kararının 29. ve 30.sınıfta bulunan ürünlerin tamamı, 35/5 altsınıfta bulunan Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için; “Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri.Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez.Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar.Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekler” mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) hizmetleri, 43/1 altsınıfta bulunan “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.” hizmetleri bakımından davacının itirazlarının reddi yönünden iptaline, davalı şirketlere ait 2018/103885 numaralı “…” ibareli markanın; aynı mal ve hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili, istinafa konu mahkeme kararının aksine taraf markaları arasında 6769 sayılı Kanunun 6/1 maddesi anlamında benzerlik bulunmadığını, davalı şirketlerin “…” ibareli başvurusu ile davacı şirkete ait itiraz konusu markanın; kavramsal, görsel bakımdan ve bıraktıkları toplu intiba yönünden birbirlerinden farklı markalar olduklarını, davacıya ait “…” ibaresinin, fantezi-orijinal olmayan, ayrım gücü zayıf bir ibare olduğundan, özellikle ayırt edici ek/sözcüklerle kullanıldıklarında karıştırılma ihtimalinin ortadan kalkacağını, markalar arasındaki farklılıkların benzerliklere göre daha belirleyici rol oynadığını ve söz konusu farklılıkların, markalar arasında karıştırılma ihtimalini bertaraf edecek nitelikte olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirketler vekili, müvekkili şirketler tarafından tescil edilmek istenen ‘…’ markası ile davacı şirkete ait ‘…’ markası arasında bağlantı kurulabileceği ve tüketici nezdinde karıştırılma olasılığı bulunduğu iddiasının haksız olduğunu, ilke olarak iltibas değerlendirilmesine konu olan işaretlerden öncelikli olanın korunması sırasında ismin ayırt edicilik taşıyan esas unsurunun göz önünde tutulması ve ayırt edicilik gücü yüksek olan terimlere koruma sağlanması gerektiğini, iltibası belirlemede, markaya ait esas unsurun kullanılıp kullanılmadığı hususuna dikkat edileceğini, ‘…’ markasının ayırt edici esas unsurunun ‘…’ ibaresi olmadığını, tanınmış marka olan ‘…’ ibaresi olduğunun kabulünün gerektiğini, davacı şirkete ait ‘…’ markasının müvekkili şirketlere ait ‘…’ markası ile karıştırılması ve ilişkilendirilmesinin düşünülemeyeceğini, çünkü tüketici nezdinde esas olanın ‘…’ ibaresi değil ilk isim olan “…” ibaresi olduğunu, davacının iddialarının aksine ‘…’ ibaresinin tek başına bir anlamı olmadığını, korunmak istenen ‘…’ ibaresinin davacı şirketin bilinirlik ve tanınırlığı yönünden bir anlam ifade ettiği iddiasının kabul edilemeyeceğini, iki markanın logolarının birbirlerine hiçbir şekilde benzemediğini, her ne kadar taraf markalarında ‘…’ unsuru ortak olarak yer alıyor olsa da markalara ait şekil/logo ile marka başına getirilen ‘…’ ibaresinin, taraf markalarını aynı olmaktan çıkardığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında, dava konusu edilen mal ve hizmetler yönünden 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, zira davacı markalarının asli unsurunu oluşturan “…” ibaresinin dava konusu başvuruda da asli unsur olarak kullanıldığı, her ne kadar davalı tarafça “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin zayıf olduğu savunulmuş ise de “…” ibaresinin, davacının kendi markalarını oluşturma sürecinde “ekmek” kelimesini çağrıştırmak üzere “…” üst markasına “…” ibaresini ekleyerek kullandığı bir ibare olduğu, zihinsel bir çaba ve yaratıcılık ile oluşturulmuş “…” markasının, yoğun kullanım ve tanıtımla da ayırt edici niteliğinin güçlendiği, ayrıca başına başka ayırt edici ilaveler getirilerek seri markalar da oluşturulmuş bulunduğu, dolayısıyla “…” ibaresinin salt bir ürüne dair hatırlatma içerdiğinin ileri sürülemeyeceği hususlarının yargı kararları ile belirlendiği, “…” ibaresini davacı markaları ile benzer gören Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 25.03.2019 tarih, 2018/711 Esas, 2019/2222 Karar sayılı, “…” ibaresini davacı markaları ile benzer gören Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 14.01.2019 tarih, 2017/3074 Esas, 2019/284 Karar sayılı, “…” ibaresini davacı markaları ile benzer gören Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 08.04.2014 tarih, 2013/18549 Esas, 2014/6830 Karar sayılı ilamlarının da bu yönde olduğu anlaşılmakla, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … ve davalı şirket vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılardan ayrı ayrı alınması gereken 80,70.TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalılar tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40.TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30.TL’nin davalılardan ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 29/09/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 21/10/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.