Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1507 E. 2022/1424 K. 11.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1507
KARAR NO : 2022/1424
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/09/2020
NUMARASI : 2020/2 E. – 2020/225 K.

DAVACI/ KARŞI
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALILAR/ KARŞI
DAVACILAR :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 15/09/2020 tarih ve 2020/2 E. – 2020/225 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar-karşı davacılar tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin tescilli “…” markalarının sahibi olduğunu, davalı …’ın … nolu “…” markasının müvekkilinin “…” markaları ile iltibas yaratacak derecede benzer bulunduğunu ve kapsamlarının da benzer ürünler içerdiğini, davalı şahsın ortağı bulunduğu diğer davalı şirketçe “…” markalı antifriz ürünlerinin üretilip satıldığını, müvekkilinin markalarının tanınmış olduğunu ve davalının … numaralı “…” ibareli markasının, SMK’nın 6/1, 6/3, 6/4, 6/5, 6/9 ve 25. maddelere aykırı şekilde ve kötüniyet ile tescil edilmesi karşısında hükümsüz kılınmasının gerektiğini ileri sürerek, … tescil numaralı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğüne, davalı şahsın ortağı olduğu davalı şirket marifetiyle üretilen, piyasaya sunulan ve kullanılan “…” markalı ürünlerin, davacıya ait marka hakkına tecavüz ile haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, söz konusu kullanımların durdurulmasına ve önlenmesine, kullanıma konu ürünlerin/ambalajların toplatılmasına ve imhasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini istemiş; karşı davada, davacı-karşı davalının müvekkili … adına tescilli … numaralı “…” markasının, diğer müvekkili şirket adına tescilli… numaralı “…” tasarımı ile benzer nitelikte olduğunu, davalının müvekkili şirketin tasarım tesciline açıkça tecavüz eder mahiyette ambalajlar içerisinde, genelde otomotiv sektöründe kullanılan “motor yağı” ve “antifiriz” emtiası imal ve/veya satışı yaptığını ileri sürerek, davacı-karşı davalının, müvekkillerinin marka ve tasarım tescil belgelerinden kaynaklanan haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitini ve önlenmesini talep etmiştir.
Davacı-karşı davalı vekili, karşı davanın reddini savunmuştur.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, asıl davada davalı …’a ait … “…” ibareli marka ile asıl dava davacısı/birleşen dava davalısına ait markaların görsel ve işitsel açıdan “01. sınıf: Sanayide kullanılan kimyasallar.” bakımından ortalama tüketiciler nazarında bütünsel açıdan iltibas tehlikesine yol açacak düzeyde benzer olduğu, eskiye dayalı kullanım iddiası kapsamında tescil engelinin bulunmadığı, davalı başvurusunun, davacının reklâm gücünden haksız biçimde yararlanacağı ve bu şekilde mal ve hizmet satışlarını artıracağı, davalının, davacı markasının tanınmışlığından istifade edeceği, ayrıca başvurunun tescilinin, davacının orijinal nitelikteki, uzun zamandır kullandığı, iyi bir şöhret ve itibar edinip, tüketici zihninde olumlu bir imaj tesis eden, sektörde ve sektör dışında bilinirliği kanıtlanmış olan markasının gücünün ve etkileme alanının zayıflamasına da yol açabileceği değerlendirildiğinden, “tanınmış marka” kuramı kapsamında tescil engeli bulunduğu, taraf markalarının görsel ve işitsel olarak ayniyet derecesinde benzerliği, “…” ibaresinin uyuşmazlığa konu mallar için günlük hayatta veya ticaret hayatında kullanılabilen bir kelime değil, özgün bir ibare olması, tarafların aynı sektörde faaliyette bulunması, yani asıl dava davalılarının asıl dava davacısından haberdar olması, asıl dava davalısı …’ın aynı/benzer/ilişkili tescil sınıfları için başvuruda bulunması, asıl dava davalısı/birleşen dava davacısının “…” ibaresinin ne şekilde yaratıldığını açıklayamaması, hayatın olağan akışına göre, sayısız seçenek özgürlüğü olan ve basiretli bir tacir gibi hareket etmesi gereken asıl dava davalısı/birleşen dava davacısı tarafından, “…” ibaresinin benzer mal ve hizmetler için tescili talebinde bulunulmasının tesadüfi olamayacağı, asıl dava davacısı/birleşen dava davalısının …sayılı markalarından doğan haklarına tecavüzün gerçekleşmiş olduğu, her iki tarafa ait kullanımda da ön plana çıkan unsurun “…” ibaresinin, ambalajlarda kullanılan renk kompozisyonunun da benzerlik arz etmesi, markaların konumlandırılış pozisyonlarının ambalajın sol üst tarafında olacak şekilde seçilmesi, “…” işaretleri arasındaki tek farklılığın, asıl dava davacısı/birleşen dava davalısının “…” markasının altında çizgi olması, özetle marka hakkına tecavüzün bulunması karşısında, asıl dava davalısı/birleşen dava davacısının ürettiği antifriz ürünlerinin pazarlanması sırasında kullandığı “…” markası nedeniyle haksız rekabet şartlarının gerçekleştiği, birleşen dava bakımından, marka veya tasarım hakkına tecavüzün koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, davalı adına tescilli … nolu markanın hükümsüzlüğüne, “…” markalı piyasaya sunulan ambalajlı ürünlerin davacıya ait marka hakkına tecavüz ile haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, davacının marka hakkına tecavüz oluşturan ve haksız rekabet teşkil eden “…” markasını bulunduran ambalajlı ürünlerin kullanımına, üretimine, satımına ve dağıtımına son verilmesine, bu işlemlerin durdurulmasına ve önlenmesine, davalıların marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden ürünlere ait “…” markalı ambalajların toplatılmasına, “…” markalarının mümkün ile silinmesine, mümkün değil ise imhasına, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar-karşı davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkillerinin taraf markalarının benzer olmadığı yönünde bir savunmasının bulunmadığını, davacı … …’nin “…” markalarını tanınmış hale getiren … … şirketinin halefi olup olmadığının araştırılmasının gerektiğini, davacının anılan markaların tanınmışlığını sürdürmediğini, gerek müvekkilinin marka tescil başvuru tarihinde, gerekse de tescil tarihinde, davacı markalarının tanınmışlığının kalmadığını, bu durumda müvekkilinin markasının, davacının markalarının tescilinin bulunmadığı 1. sınıfta hükümsüz kılınmasının hukuka aykırı olduğunu, karşı davalarının da mahkemece gerekçe gösterilmeden reddedildiğini, birleşen davanın reddine karar verilirken, müvekkilinin … sayılı tasarımının hükümsüzlüğüne karar verilmediğini, anılan tasarımın halen hüküm ifade ettiğini, birleşen davada davalının antifriz satışını yaptığı bidonların, müvekkilinin bidon tasarımı ile çok benzediğinin davalının da ikrarları ile sabit iken, “bidonlar üzerinde markanın kullanılmasında hukuka aykırılık yoktur” gibi afaki bir gerekçe ile birleşen davanın reddinin hatalı bulunduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve asıl davanın reddine karşı davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Asıl dava, marka hükümsüzlüğü ile marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespit ve önlenmesi, karşı dava, tasarım ve marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespit ve önlenmesi istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve asıl davada davacı vekilinin dayandığı “…” markalarının tamamının Türkpatent nezdinde davacı … … adına tescilli olduğu, anılan markaların tanınmışlığının mahkemece görüşüne başvurulan üç ayrı bilirkişi heyet raporu ile de tespit edildiği, dolayısıyla asıl davada davalı vekilinin, davacının “…” markalarını tanınmış hale getiren … … şirketinin halefi olup olmadığının araştırılması gerektiği savunmasına mahkemece itibar edilmemesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı, yine mahkemece gerek asıl davada davacı yararına 6769 sayılı SMK’nın 6/5. maddesi şartlarının davacı yararına gerçekleştiği, gerekse de asıl davada davacı ile aynı sektörde faaliyet davalıların açıkça kötüniyetli olduğu kabul edilerek, … nolu davalı markasının tüm sınıflar yönünden hükümsüzlüğüne ve 6769 sayılı SMK’nın 155. maddesine dayanılarak, davalıların davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetinin tespit ve önlenmesine karar verilmesinde bir isabetsizliğin görülmediği, karşı davada da davacı-karşı davalının gerek tescilli markalarının gerekse de karşı dava konusu kullanımlarının, davalı-karşı davacının gerek markasının gerekse de tasarımının başvuru tarihlerinden çok öncesine dayandığı, dolayısıyla mahkemece karşı davanın reddedilmesinde de bir isabetsizliğin bulunmadığı anlaşılmakla, davalılar-karşı davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar-karşı davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca davalılar-karşı davacılardan alınması gereken asıl dava yönünden 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcı, birleşen dava yönünden 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcı olmak üzere toplam 161,4‬0-TL’den, davalılar-karşı davacılar tarafınca istinaf başvurusunda peşin olarak yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 107‬,00-TL’nin davalılar-karşı davacılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalılar-karşı davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin anılan tarafın uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 11/11/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/11/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip