Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1504 E. 2022/1411 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/1504 – 2022/1411
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1504
KARAR NO : 2022/1411
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/09/2020
NUMARASI : 2020/62 E. – 2020/247 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : YİDK Marka Kararı İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 22/09/2020 tarih ve 2020/62 E. – 2020/247 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 43. sınıfta “…” ibaresinin marka olarak tescili için TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, 2019/86738 kod numarasını alan başvurunun YİDK’nın 2019-M-10843 sayılı kararı ile 2012/69538, 2012/69549 numaralı ve “…”, “…” ibareli markalara benzer olduğundan bahisle 6769 sayılı SMK madde 5/1-ç bendi uyarınca nihai olarak reddedildiğini, oysa 19.10.1997 yılında kurulan ve faaliyete geçen müvekkilinin, Bursa’nın ve Türkiye’nin en büyük firmalarından birisi olduğunu, “…” markasını müvekkilinin yarattığını, bu alanda sadece müvekkili tarafından kullanıldığını, karara konu gösterilen … A.Ş.’ye ait olan “…” ibareli markaların “şarap” ürünü için kullanıldığını ve müvekkili firma ile bir benzerlik göstermediğini, bir karışıklığa sebebiyet vermediğinin sarih olduğunu, redde gerekçe markaların, müvekkilinin talep ettiği 43. sınıfın “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” emtiasında faaliyetinin bulunmadığını ileri sürerek, davalı … kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, dava konusu “…” ibareli marka tescil başvurusu ile davalı Kurum tarafından dava konusu marka tescil başvurusunun reddine mesnet gösterilen “…” ibareli, dava dışı … A.Ş.’ne ait 2012/69538 sayılı “…” ve 2012/69549 sayılı “…” markalarının 43. sınıfta yer alan: “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.” bakımından mutlak ret nedeni kapsamında aynı/ayırt edilemeyecek kadar benzer olmadığı, zira davaya konu marka başvurusunun, redde mesnet gösterilen markaların “…” münhasır ibaresinden farklı olarak, ayırt ediciliği düşük kabul edilse dahi “Yemek” ibaresini içerdiği, nispi ret hallerinden farklı olarak mutlak ret nedenlerinde iltibas ihtimalinin daha dar kapsamda yapılmasının gerektiği, davacı şirketin dosyada mübrez Bursa Sanayi ve Ticaret Odası’ndan alınan yazı uyarınca 19.10.2007 tarihinde faaliyetine başlamış olması, “www…..com” alan adlı internet sitesini 04.06.2008 tarihinde tescil ettirmiş bulunması, “www…..com” kayıtlarından mezkur internet sitesinde “…” ibaresinin redde mesnet markalardan daha önceki tarihten bu yana ihtilaf konusu “43. sınıf: Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.” üzerinde kullanılmakta olduğunun görülmesi karşısında, işbu dava açısından redde gerekçe gösterilen dava dışı firmaya ait markalar ve dosya kapsamındaki delillerle yapılan inceleme ile sınırlı olmak üzere, davacının anılan hizmetler üzerinde eskiye dayalı kullanımının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, …’nın 2019-M-10843 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, tarafların markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesi anlamında ayırt edilemeyecek kadar benzerlik bulunduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacının 2019/86738 sayılı “…” ibareli marka tescil başvurusu, dava dışı 3. kişilere ait 2012/69538, 2012/69549 numaralı ve “…”, “…” ibareli markalar gerekçe gösterilerek, diğer davalı …’nın 2019-M-10843 sayılı kararı ile reddedilmiş olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının başvurusu kapsamından çıkarılan emtia itibariyle redde mesnet markalar arasında 6769 sayılı SMK.’nın 5/1-(ç) bendi anlamında benzerlik bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Marka hukukuna hakim olan öncelik ve bir markanın tek bir sahibinin olması gerektiği ilkesi ile 6769 sayılı SMK.’nın 5/1-(ç) bendine göre, aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetle ilgili olarak tescil edilmiş veya daha önce tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olan markalar tescil edilemez. Burada bahsedilen ayniyet olgusuyla bir markanın tamamen taklit edilmesi, ayırt edilemeyecek derecede benzerlik olgusuyla ise başvuruya konu markanın tescilli markanın birebir aynısı olmamakla birlikte ilk bakışta farkedilemeyecek derecede aynı olan ve bu hususun ispatı dahi gerek duyulmadan ancak dikkatli inceleme sonucu farkın anlaşılabileceği ibare ve şekilleri taşıyan işaretler kastedilmektedir.
Buna göre, 6769 sayılı SMK.’nın 5/1-(ç) bendi uyarınca, … tarafından re’sen uygulanacak mutlak ret nedeni kapsamında bir marka başvurusunun reddedilebilmesi için, başvuru konusu işaretle önceki tarihte tescil edilen veya tescil başvurusu yapılan markaların hem emtia listelerinin aynı veya aynı tür mal ve hizmetleri kapsaması hem de marka işaretlerinin aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olması gerekir. Anılan hüküm, 6769 sayılı SMK.’nın 6/1 maddesi hükmünden farklı olarak, ayırt edilemeyecek kadar benzer olmayı aramaktadır. Yine 6769 sayılı SMK.’nın 6/1 maddesi hükmünden farklı olarak 6769 sayılı SMK.’nın 5/1-(ç) bendi hükmünde, “markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali”nden ayrıca söz edilmemiştir. Bu durumda, 6769 sayılı SMK.’nın 5/1-(ç) maddesi hükmünün uygulanabilmesi için markalar arasındaki benzerliğin, iltibasa yol açacağının ayrıca inceleme yapılmasını gereksiz kılacak derecede güçlü ve açık olması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta da davacının marka tescil başvurusu 43. sınıfta “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetlerinde” sınıfı için yapılmıştır. Redde mesnet markaların kapsamında da bu hizmetler aynen yer almaktadır. Dolayısıyla markalar arasında, kapsamlarında bulunan mal ve hizmetler yönünden 6769 sayılı SMK.’nın 5/1-(ç) maddesi anlamında bir benzerliğin olduğu açıktır.
Başvuru markası ile redde mesnet markalarda kullanılan ibareler yönünden yapılan karşılaştırmaya gelince; tüm markalarda ortak ibareyi ve asıl unsuru “…” ibaresi oluşturmaktadır. Zira redde mesnet bir markada yer alan şekil unsurunun hiçbir ayırt ediciliği bulunmamaktadır. Başvuruda yer alan “…” ibaresinin de 43. sınıf “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” için tanımlayıcı olduğu açıktır. Tüm bu unsurlar markaları aynı olmaktan çıkarmakta, ancak ayırt edilemeyecek kadar benzer olmaktan kurtarmamaktadır. Dolayısıyla Dairemizce başvuru markası ile redde mesnet markalar arasında, ibareler yönünden de 6769 sayılı SMK.’nın 5/1-(ç) maddesi anlamında benzerlik bulunduğu kabul edilmiş, aksi yöndeki mahkeme kabulüne iştirak edilmemiştir.
Bu durum karşısında mahkemece, yukarıda açıklanan nedenlerle başvuru konusu marka ile redde mesnet markalar arasında, 6769 sayılı SMK.’nın 5/1-(ç) maddesi anlamında ilk bakışta ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğu dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değilse de, HMK.’nın 353/1-b-2. maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK ‘nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Bu yeni kararın istinaf kararı olduğu ve istinaf karar tarihinde geçerli bulunan harç ve vekalet ücretine göre hüküm kurulması gerektiği ise tabiidir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 22/09/2020 gün ve 2020/62 E. – 2020/247 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA;
2-Davanın REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin olarak alınan 54,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 15.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından istinaf yargılamasında yapılan 33,50-TL posta masrafı, 148,60-TL istinaf kanun yoluna başvuru harcından oluşan toplam 182,10-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip resen taraflara iadesine (HMK m.333),
8-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının, kararın kesinleşmesinden sonra ve talebi halinde davalıya iadesine,
9-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 03/11/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/11/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.