Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1502 E. 2022/1321 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1502
KARAR NO : 2022/1321
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/06/2020
NUMARASI : 2019/348 E. – 2020/160 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 25/06/2020 tarih ve 2019/348 E. – 2020/160 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin 2017/57342, 2014/64557, 2014/33055 sayılı “…”, “…+şekil”, “…” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, 2018/15645 kod numarasını alan başvuruya müvekkilinin itirazının YİDK’nın 2019-M-5602 sayılı kararı ile yerinde görülmeyerek reddedildiğini, oysa dava konusu markanın, müvekkili şirketin markaları ile aynı emtiaları kapsadığını, müvekkilinin markalarının esaslı unsuru olan “…” ibaresini içerdiğini, dava konusu markada yer alan “…” ibaresinin “hız yarışçısı” anlamına geldiğini ve “…” kelimesi ile ilintili olduğunu, tüketicilerin “…” ibaresini okuyacaklarını, “…” ibaresini ise davacının seri markası olarak değerlendireceklerini, hedef kitle nezdinde “…” markasının, içinden otomobil çıkartmaları/resimleri çıkan sakız markası olarak yaygın bir şekilde tanındığını, bu tanınmışlıktan dolayı “…” kelimesinin peşine ne gelirse gelsin, bu şekilde yaratılan markaların “…” markası olarak algılanacağını ileri sürerek, davalı … kararının iptalini ve diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, dava konusu markanın özgün bir yazı stili ile kaleme alındığını, kırmızı renkte harflerin kullanıldığını, herhangi bir kısmın ön plana çıkarılmamış olduğunu, vurgunun markanın tamamına yapıldığını, tamlama şeklinde oluşturulmuş bulunan ibarelerin tamamının bir bütün olarak markanın esas unsurunu oluşturduğunu, davacı markalarında yer almayan unsurlara, kelimelere, davalı markasında esas unsur olarak yer verildiğini, bu durumun markaları sadece görsel olarak değil, işitsel ve anlamsal düzeyde de ayırt edici derecede farklılaştırdığını, davacı markasında yer alan “…” ibaresinin davacı tarafından yaratılmış fantezi bir ibare olmadığını, bu ibarenin günlük ve ticari hayata yaygın kullanımı, anlamı ve tasviri niteliği dikkate alındığında, ayırt edici niteliğinin doğuştan görece düşük olduğunu, tanıtma işareti olarak zayıf bir marka seçen kimsenin bunun sonuçlarına katlanmak, yani o tanıtma işaretine ilaveler yapılmak suretiyle hafifçe değiştirilmiş şeklinin başkaları tarafından kullanılmasına tahammül etmek zorunda bulunduğunu, müvekkilinin markasında farklı kelime renk ve şekil unsurlarının bir araya getirilmesi suretiyle ayırt edici değişiklikler yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, dava konusu 2018/15645 kodlu “…” ibareli markanın kapsadığı 30. sınıf emtiaların, davacı markalarının kapsamında yer alan 30. sınıf emtiaların aynısı olduğu, ancak taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK md.6/1 anlamında halk nezdinde karışıklığa neden olacak derecede bir benzerliğin bulunmadığı ve markalar arasında iltibas ihtimalinin ortaya çıkmayacağı, zira her ne kadar taraf markalarının ortak “…” ibaresini içeriyor olsalar da, markaların bütün itibariyle bıraktıkları izlenimin farklı bulunduğu, dava konusu markada “…” kelimesinin ön plana çıkarılmaması, diğer kelime unsurları ile bir bütün halde yer alması sebebiyle görsel, işitsel ve anlamsal farklılaşmanın sağlandığı, davaya konu başvuruda geçen “…” kelimesinin, tek başına ayırt edici karakter olarak değil, birlikte ayırt ediciliği olan kelime öbeğinin içerisinde yer alan bir kelime olarak kullanıldığı, “…” kelimesinin görece ayırt ediciliğinin düşüklüğü çerçevesinde bir değerlendirme yapıldığında, davalının “…” ibareli markasının, davacının “…” kelimesini haiz markalarından farklı ve yeni bir marka olduğu, tüketicilerin de markaları bu şekilde algılayacakları, markalar arasında çekişme konusu 30. sınıf mallar bakımından karıştırılma ihtimali de dahil, iltibas ihtimalinin bulunmadığı, dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerin tanınmışlığı ispat eder nitelikte olmadığı, esasen taraf markaları benzer görülmediğinden, 6769 sayılı SMK’nun 6/5. maddesinin işbu davada uygulanmasını gerektirecek şartların oluşmadığı, dava konusu başvurunun kötü niyetle yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkili şirket adına “…”, “…” ve “…” markalarının tescilli olduğunu, davalı tarafça tescili talep edilen “…” markasının, müvekkili firmanın markaları ile ayırt edilemeyecek derecede benzer bulunduğunu, markalar arasındaki ortak unsurun “…” ibaresi olduğunu, “…” ibaresinin peşine eklenmiş olan “…” ifadesi ile diğer logoda yer alan “…” ve “…” ibarelerinin, “…” ibaresinin yanında yan unsurları oluşturduğunu, bu nedenle SMK.m.6/1 hükmüne göre halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil, karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, “…” ibaresinin müvekkili şirketle özdeşleşmiş hale geldiğini, aynı hizmet sınıfında aynı tüketiciye hitap edecek olan markasını, uzun yıllardır hizmet veren, tüketici tarafından tanınmış olan müvekkili şirketin markası ile ayniyet derecesinde benzer şekilde tescil ettirmek istemesinin, davalının kötüniyetinin göstergesi olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali, hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve her ne kadar tarafların markaları 30. sınıfta aynı mallarda tescilli ise de, “…” ibaresinin anılan mallar yönünden zayıf bir ibare olduğu, nitekim davacının itiraza dayanak markalarının da anılan ibareye bir kısım başka ibarelerin eklenmesiyle oluşturulduğu gibi davalının başvurusunda yer alan “…” ibarelerinin, dava konusu başvuruyu davacının markalarından yeterli derecede farklılaştırdığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca davacıdan alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda peşin yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 27/10/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/10/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip