Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1497 E. 2022/1318 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1497
KARAR NO : 2022/1318
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/05/2019
NUMARASI : 2018/156 E. – 2019/260 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

BİRLEŞTİRİLEN ANKARA 2. FSHHM’NİN 2018/260 ESAS 2018/286 KARAR
SAYILI DOSYASI

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 30/05/2019 tarih ve 2018/156 E. – 2019/260 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi asıl davada davalı …, birleştirilen davada davalılar … ile … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, asıl ve birleşen davalarda, müvekkilinin 2016/86576 sayılı “…+şekil” ibareli marka başvurusunun, davalı …’nın 2011/56187 sayılı ve “…+şekil” ibareli markasını gerekçe göstererek yaptığı itirazı sonucunda kısmen reddedildiğini, bu ret kararına karşı hem müvekkilinin hem de davalının itiraz ettiğini, itiraz sahibinin itirazının kabul edilerek başvurularının 2018-M-1093 sayılı YİDK karan ile nihai olarak reddedildiğini, oysa müvekkiline ait “…” ibaresinin marka tescil talep tarihinin 31.10.2016 olduğunu, davalılardan …’ya ait “…” ibaresinin marka tescil talep tarihinin ise 28.04.2017 olduğunu, dolayısıyla müvekkili markasının öncelik hakkının bulunduğunu ileri sürerek, davalı … YİDK kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı … vekili, müvekkiline ait “…” markasının 19. sınıf yönünden 2011/56187 marka numarası ile 04.07.2011 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle 17.10.2012 tarihinde tescil edildiğini, 2012 yılında 45 adet sınıf bulunduğunu ve mezar yapım işi için en uygun sınıfın 19. sınıf olduğunu, davacının müvekkilinin markası ile iltibas ve tecavüz yaratmayı, müvekkilinin markasının tanınmışlığından haksız şekilde fayda sağlamayı amaçladığını, davacının markasını aynı iş kolu için kullanmak istediğini, davacı başvurusunun müvekkilinin markasının itibarına ve ayırt edici karakterine zarar verdiğini, davacı tarafın iyi niyetli olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davacının dava konusu marka başvurusu ile davalı markasının mal/hizmet yönünden aynı/aynı tür olmadığı gibi, davacının marka başvurusunda bulunan “yapım” ibaresinin markayı ayırt ediciliği niteliğe kavuşturduğu, iki marka arasında belirgin görsel farklılığın bulunduğu, davalının markasının düşük düzeyde ayırt ediciliğe sahip olmasının, markaların genel izleniminin benzerliğini ve karıştırılma ihtimalini ortadan kaldıran bir unsur olarak ortaya çıktığı, tüm bu nedenlerle somut uyuşmazlıkta mülga 556 sayılı KHK madde 8/1-b gereğince benzerlik ve karıştırma ihtimalinin ve tescil engelinin gerçekleşmediği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne, YİDK’nun 2018-M-1093 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, tarafların markaları arasında reddedilen emtia bakımından 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, tarafların mal ve hizmet sınıflarının benzer olduğu gibi ibarelerin de benzer bulunduğunu, davacının müvekkilinin markası ile iltibas ve tecavüz yaratmayı, müvekkilinin markasının tanınmışlığından haksız şekilde fayda sağlamayı amaçladığını, davacının markasını aynı iş kolu için kullanmak istediğini, davacı başvurusunun müvekkilinin markasının itibarına ve ayırt edici karakterine zarar verdiğini, davacı tarafın iyi niyetli olmadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Asıl dava YİDK kararının iptali, birleştirilen dava YİDK kararının iptali ve tescil istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyaya sunulan bilgi ve belgelerin incelenmesinden de anlaşılacağı üzere, davacının marka tescil başvurusu, davalının itirazı sonucunda, önce Markalar Dairesince itirazın kısmen kabulüne karar verilerek 19. sınıf mallar yönünden reddedilmiş, bu karara davacı başvuru sahibinin itirazı, YİDK’nın 2018-M-1093 sayılı kararı ile reddedilmiştir. Dava dilekçesinden de açıkça anlaşılacağı üzere, işbu davanın konusu YİDK’nın 2018-M-1093 sayılı kararıdır. O halde mahkemece işbu davada sadece reddedilen 19. sınıf mallar yönünden taraf markalarının benzer olup olmadığının incelenmesi gerekecektir.
Aynı Markalar Dairesi kararına davalı … da itiraz etmiş, davalının itirazı sonucunda YİDK’nın 2018-M-1043 sayılı kararı ile bu kez itirazın tamamen kabulü ile başvurunun tümden reddine karar verilmiştir. Dolayısıyla anılan YİDK’nın 2018-M-1043 sayılı kararının konusu ise başvuruda kalan 35/5, 37 ve 45. sınıf hizmetlerdir.
Mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi heyet raporunda ise numarası doğru bir şekilde belirtilerek YİDK’nın 2018-M-1093 sayılı kararının incelendiği bildirildiği halde, içerik itibariyle YİDK’nın 2018-M-1043 sayılı kararının konusu olan ve başvuruda kalan 35/5, 37 ve 45. sınıf hizmetler incelenmiş, asıl davanın konusunu oluşturan 19. sınıf mallar yönünden ise hiçbir inceleme yapılmamıştır.
Bilirkişi raporunda yapılan bu maddi hata mahkeme kararına da yansımış, dolayısıyla mahkemece de davada asıl incelenmesi gereken ve YİDK’nın 2018-M-1093 sayılı kararının konusunu oluşturan 19. sınıf mallar yönünden hiçbir inceleme yapılmamıştır. Bu gerekliliğe uyulmaması, 6100 sayılı HMK’nın 7251 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik 353/1-a-6. maddesi uyarınca “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” halini oluşturur.
22/7/2020 tarihli 7251 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” halinde bölge adliye mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine gönderilmesine, duruşma yapmadan kesin olarak karar verir.
Bu durum karşısında mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar gözden kaçırılarak, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, asıl ve birleşen davada davalılar … ile … vekillerinin istinaf itirazlarının kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Asıl ve birleşen davada davalılar … ile … vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 30/05/2019 gün ve 2018/156 E. – 2019/260 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Asıl ve birleşen davada davalılar … ile …’nın diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Asıl ve birleşen davada davalılar … ile … tarafından ayrı ayrı yatırılan 54,40‬-TL istinaf karar ve ilam harcının talep halinde anılan taraflara iadesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
7-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 27/10/2022 tarihinde HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/10/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip