Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1495 E. 2022/1202 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1495
KARAR NO : 2022/1202
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/03/2019
NUMARASI : 2018/9 E. – 2019/106 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 14/03/2019 tarih ve 2018/9 E. – 2019/106 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkili şirketin “…” esas ibareli tanımış markalar ile 2006/48708, 2010/48427, 2011/89155, 2010/13855, 2013/81756, 2001/22441, 2010/71605, 2010/70609, 2001/12960, 2013/10154, 2009/57903, 2008/28355, 2007/46769, 2008/9416, 2002/09295, 2002/30620, 2001/13392, 2010/63236, 2010/11219, 2011/89146, 2009/71016, 2000/07083, 2014/100154 sayılı ve “….” ibareli markaların sahibi olduğunu, davalı Şirketin bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı Kuruma başvurduğunu, 2016/71005 kod numarasını alan başvuruya müvekkilince yapılan itirazın davalı Kurum tarafından reddedildiğini, oysa başvurunun müvekkilinin markaları ile benzer olduğunu ve bu nedenle başvurunun reddinin gerektiğini, davalının başvurusunun iltibas yaratma ihtimalinin bulunduğunu, tüketicilerin başvuruyu, müvekkili şirketin seri markalarından birisi olarak algılayacağını, müvekkilinin yaptığı reklam ve yatırım faaliyetleri ile … markasını tanınmış hale getirdiğini, davalının 41. sınıfta haksız avantaj sağlamak amacıyla “…” marka başvurusunu yaptığını, markaların arasında karıştırma riski olduğunu, “…” ibaresinin ayırt edicilik sağlamayacağını, markaların başlangıçlarının aynı olmasının karışıklık riskini arttırdığını ileri sürerek, 2017-M-9744 sayılı YİDK kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında karıştırılma tehlikesinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet 2009/57900 sayılı “…+şekil” ibareli marka arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibasın bulunduğu, aynı KHK’nın 8/4 maddesi koşullarının ise somut olayda bulunmadığı, davalının kötü niyetli başvuru yaptığı yönünde bir delil olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, YİDK’in 2017-M-9744 sayılı kararının iptaline, davalı adına tescilli 2016/71005 sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili, davalının dava konusu markası ile itiraza mesnet davacının “…” esas unsurlu markaları arasında 556 sayılı KHK anlamında karıştırma/benzerlik ihtimali bulunmadığını, markayı oluşturan …+ … ibaresi iki kelimeden oluşmakta olup herhangi birisinin diğerine göre ön plana çıkartılmaksızın, birlikte kavramsal bir bütünlük oluşturulduğunu, bu kavramsal bütünlüğün, görsel, işitsel ve kavramsal olarak davacının markalarından farklılaştığını, davalının marka başvurusuna, davacı markaları karşısında yeterli bir ayırt ediciliğin katıldığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…” ibareli dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet 2009/57900 sayılı “…+şekil” ibareli marka arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama tüketiciler üzerinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimali dahil iltibasa yol açacak düzeyde benzerliğin bulunduğu, zira başvuruda yer alan “…” ibaresinin tanımlayıcı olduğu ve bu haliyle başvurunun asli unsurunun “…” ibaresininden oluştuğu, davacının 2009/57900 sayılı markasında da aynı ibarenin asli unsur konumunda bulunduğu anlaşılmakla, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı… vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … alınması gereken 80,70.TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40.TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3- İstinaf aşamasında davalı… vekili tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı… üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 29/09/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 21/10/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip