Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1492 E. 2022/1323 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1492
KARAR NO : 2022/1323
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/10/2020
NUMARASI : 2019/130 E. – 2020/274 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Fikir ve Sanat Eseri Sözleşmesinden
Kaynaklanan)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 06/10/2020 tarih ve 2019/130 E. – 2020/274 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı … sahibi … ile müvekkili arasında 20.06.2018 tarihinde Çince anonim eser hükmündeki “…” isimli kitabın Çince’den Türkçe’ye tercüme edilmesi için aralarında yazılı sözleşme imzalandığını, bu sözleşmenin 6. maddesinde sözleşmeyi haksız olarak fesheden tarafın 1.000 ABD Doları ödeyeceğinin cezai şart olarak kararlaştırıldığını, yapılan sözleşmenin ardından, müvekkilinin daha öncesinde çevirisini yaptığı ve başka bir yayınevi tarafından basılan eserin kopyasını ve dijital ortamdaki suretini yayınevine gerek mail yoluyla gerek elden gönderdiğini, müvekkilinin eserinin baskıya girmesini beklerken, 28.06.2018 tarihinde yayınevinin editörü … tarafından müvekkilinin instagram hesabına gönderilen mesaj ile yapmış oldukları sözleşmenin feshedildiğinin öğrenildiğini, müvekkilinin bu durumu kabul etmediğini ve sözleşmenin feshedildiğine ilişkin bildirimin kendisine noter kanalı ile iletilmesinin gerektiğini bildirdiğini, davalının iddia ettiği üzere bir akademik kurul ve bu kurul tarafından hazırlanan bir rapor var ise bunu görmek istediğini davalıya beyan ettiğini, yayınevinden ve yetkililerinden bir bildirim almaması üzerine müvekkilinin noterden ihtarname göndererek davalıdan cezai şart bedelinin kendisine ödemesinin istendiğini, bu kez davalı tarafından müvekkilini karalama kampanyasının başlatıldığını, müvekkilinin asılsız ithamlara maruz kaldığını, davalının gönderdiği 17.07.2018 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi 1/A/c maddesi uyarınca feshettiğini, daha önceden … Yayınevi tarafından piyasaya sürülen “…” isimli eserin uzman bir akademisyene inceleme için verildiğini ve eser hakkında yayınlanamaz şeklinde rapor tanzim edildiğinin belirtildiğini, bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını, müvekkili tarafından davalı aleyhine cezai şart bedelinin tahsili amacıyla girişilen icra takibinin, davalının haksız itirazı sonucunda durduğunu ileri sürerek, davalının haksız itirazının iptalini, alacağın likit olması nedeniyle davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında imzalanan 20.06.2018 tarihli çeviri sözleşmesinin 1/A/c maddesinde, “Yayıncı, çevirmenin hedef dile kazandırdığı metni en fazla 30 gün içinde son bir değerlendirmeden geçirmek zorundadır. Yayıncı gerekli gördüğü durumlarda bunun için bizzat belirlediği, o alanda uzman olan bir hakeme başvurabilir. ….Hakemin, çevirinin noksan, kusurlu ve büyük anlam kayıplarıyla malul olduğunu kanıtlarıyla göstererek kesinlikle yayınlanamaz.. şeklinde bir değerlendirmede bulunması durumunda çevirmen yaptığı işten dolayı herhangi bir hak talebinde bulunamaz.” düzenlemesinin bulunduğunu, bu hüküm uyarınca müvekkili tarafından Çin Dili ve Edebiyatı konusunda uzman 2 ayrı akademisyene çeviri eserin incelenmek üzere teslim edildiğini, düzenlenen 16.07.2018 tarihli raporda eserin yayınlanmaya değer bir eser olmadığının bildirildiğini, daha sonra 13.07.2018 tarihinde bir başka akademisyenden de rapor alındığını, bu raporlar doğrultusunda eserin çoğaltımının yapılamayacağının davacıya noter aracılığıyla gönderilen 17.07.2018 tarihli ihtarname ile bildirildiğini, eserin daha önce başka bir yayınevi tarafından yayınlanmış olmasının, akademik nitelik taşıdığı anlamına gelmeyeceğini, davacının cezai şart bedeli talebinin haksız olduğunu, davalı yayınevinin sözleşmeden kaynaklanan tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davacının icra inkar tazminatı talebinin de hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiş, takibin haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca, çeviri eserin/kitabın yayınlanması hususunun, uzman bir hakemden çevirinin eksiksiz ve yayımlanabilir nitelikte olduğuna dair alınacak görüşe/rapora bağlandığı, uzman tarafından çevirinin kusurlu ya da noksan olduğunun bildirilmesi halinde kitabın yayımlanmayacağının kararlaştırıldığı, davalı yayınevi tarafından sözleşmede belirlenen süre içerisinde uzmanlardan alınan raporlar doğrultusunda sözleşmenin feshedildiği, davacı tarafından tercümesi yapılmış olan … yayınlarına ait “…” isimli kitabın incelenmesinde; eserde … metninde verilen Çince bölüm ile bu bölümün çevirisi olarak sunulan bölümün birbirini tutmadığı veya hiç (denecek düzeyde) örtüşmediği, yazarın ilgili kitapta verdiği Çin felsefesi ve Çin klasik metinleri hakkındaki bilgiler fazlası ile yüzeysel olmakla birlikte birçoğunun hatalı olduğu tespit edildiğinden, davalı yayınevi tarafından sözleşmenin feshinin sözleşmenin 1/A/c maddesine uygun olduğu, sözleşmede hakemin, çevirinin noksan, kusurlu ve büyük anlam kayıplarıyla malul olduğunu kanıtlarıyla göstererek “kesinlikle yayımlanamaz” şeklinde bir değerlendirmede bulunması durumunda, çevirmenin yaptığı işten dolayı herhangi bir hak talebinde bulunamayacağının kararlaştırıldığı anlaşıldığından, sözleşme hükümleri doğrultusunda davacının cezai şart alacağı talebinin yerinde olmadığı, davacı tarafından takibe kötü niyetle geçildiği iddiasının da ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine, davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davalı yan tarafından sözleşmenin feshine dayanak gösterilen raporların dosyaya sunulmadığını, bu nedenle davalı yanın sözleşmenin feshinin dayanağının söz konusu raporlar olduğu iddiasını ispat edemediğini, davalının editörü … tarafından müvekkiline gönderilen 28.06.2018 tarihli sosyal medya uygulaması mesajında “akademik kurul sorguladı bizi” dense de ne kurulun kimlerden oluştuğuna ne de söz konusu raporlara ilişkin herhangi bir bilginin verilmediğini, asıl önemlisinin de editörün kitabı basamayacaklarını ifade ederek sözleşmenin feshini bildirdiği mesajın, rapor tarihlerinden çok önce olduğunu, tüm bu nedenlerle söz konusu feshin haksız olduğuna karar verilmesi gerekirken, aksi yönde karar verilmiş olmasının hukuka aykırı bulunduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu sözleşmenin feshinin haksızlığının değil, müvekkilinin çeviri kitabının yeterliliğinin incelendiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart alacağının tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Somut uyuşmazlıkta davacı vekilince sunulan dava dilekçesinde davanın değeri olarak, 5.174,10 TL asıl alacak, 40,31 TL faiz alacağı toplamı 5.214,41 TL. gösterilmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
HMK.’nın 341/4. maddesi uyarınca, alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebin kabul edilmeyen bölümü, ilk derece mahkemesinin 06.10.2020 karar tarihi itibariyle 5.390,00-TL.’sini geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.
Yargıtay 11. H.D.’nin 25.04.2022 tarih ve 2022/2578 E.- 2022/3352 K. ve 30.05.2022 tarih ve 2022/3266 E.- 2022/4175 K. sayılı kararında belirtildiği üzere, döviz alacaklarında kesinlik sınırı, dava tarihindeki kur karşılığı üzerinden, karar tarihindeki kesinlik sınırı dikkate alınarak belirlenir.
Yine Yargıtay 6. H.D.’nin 06.04.2022 tarih ve 2021/2268 E.- 2022/1937 K. sayılı kararında da belirtildiği gibi, kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.
Somut uyuşmazlıkta da yukarıdaki özetten de anlaşılacağı üzere, mahkemece davalının talebinin kabul edilmeyen bölümü 5.214,41 TL olup, HMK’nın 341/2. maddesi gereğince, karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 5.390,00 TL.’nin altında kaldığından, aynı Kanun’un 352. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan ön inceleme sonunda davacının istinaf başvuru dilekçesinin reddine karar verilmiştir.

SONUÇ : Davacının istinaf başvuru dilekçesinin REDDİNE, davacıdan peşin alınan 54,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, istek halinde davacıya iadesine, kararın tebliği ve harç tahsili işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda 27/10/2022 tarihinde oy birliği ile HMK.’nın 352. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/10/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip