Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/1487 – 2022/1024
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/1487
KARAR NO : 2022/1024
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/12/2016
NUMARASI : 2016/126 E. – 2016/529 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Marka Kararı İptali, Hükümsüzlük
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 28/12/2016 tarih ve 2016/126 E. – 2016/529 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … Kurumu tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin 2006/59639, 2006/59638, 2006/06808, 2000/25308, 2005/53645, 2000/25306 sayılı ve “…”, “…”, “…”, “… …”, “… … “, “… … ” ibareli markaların sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, 2014/19398 kod numarasını alan başvuruya müvekkili tarafından yapılan itirazın nihai olarak 2016-M-691 sayılı YİDK kararı ile yerinde görülmeyerek reddedildiğini, oysa başvurunun müvekkilinin markaları ile benzer olduğunu ve iltibas yaratma ihtimalinin bulunduğunu, tüketicilerin başvuruyu, müvekkili şirketin seri markalarından birisi olarak algılayacağını, davalı başvurusunun kötü niyetle yapıldığını ileri sürerek, davalı … YİDK kararının iptalini ve diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Kurumu vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı … savunmada bulunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davalının 2014/19398 sayılı “…” ibareli marka başvurusu ile davacının “…” ibareli markalarının benzer olduğu, başvurunun kapsadığı 09 ve 36. sınıflar bakımından, mal ve hizmet listelerinin aynı/aynı tür emtialardan oluştuğu, dolayısıyla da markalar arasında, davalı başvurusunun mal ve hizmet listesinin tamamı bakımından 556 sayılı KHK m. 8/1-b anlamında “karıştırılma ihtimalinin” ve tescil engelinin bulunduğu, davacının “… ” harfini ön plana çıkartan “…” markasının tanınmış olmasının iltibası arttıran bir unsur olduğu, davalı başvurusunun kötüniyetle yapıldığı iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile YİDK’nun 2016-M-691 sayılı kararının iptaline, 2014/19398 sayılı markanın tescil edilmediğinden hükümsüzlüğüne ilişkin karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … Kurumu vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davacı şirkete ait markaların hâkim renginin pembe olduğunu, davacı şirketin yoğun kullanımları ile pembe rengi ile itiraza dayanak markaların özdeşleştirilmeye çalışıldığını, buna karşın dava konusu markada mavi zemin üzerine yerleştirilmiş “…” ibaresine yer verildiğini, “…” harfinin sağa doğru uzatılarak “…” ve “…” ibarelerini birbirinden ayıracak bir çizgi ile birlikte bir kompozisyonun oluşturulduğunu, taraf markalarında yer alan “…” ibaresinin zayıf bir ibare olup, herhangi bir ayırt ediciliğinin bulunmadığını, gerek harf olarak gerekse de bir matematik simgesi olarak “…” ibresinin tek bir kişinin kullanımına hasredilmesinin, onun markası ile özdeşleştirilmesinin mümkün olmadığını, salt dava konusu edilen markada “…” harfinin bulunuyor olmasının, muretiz markaları ile dava konusu marka arasında bir benzerlik ve iltibas ihtimalinin olacağı anlamına gelmeyeceğini, tescil talep edilen malların tüketicisinin de bilinçli tüketici olup bu durum iltibas ihtimalini ortadan kaldıran bir durum olduğunu, sonuçta tarafların markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunmadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali, hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve taraf markalarının kapsadığı 09 ve 36. sınıflar bakımından, mal ve hizmet listelerinin aynı/aynı tür emtialardan oluştuğu, davalının 2014/19398 sayılı “…” ibareli marka başvurusu ile davacının “…” ibareli markalarının benzer bulunduğu, mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi heyet raporunda da belirtildiği gibi, davacının “…” harfini ön plana çıkartan “…” markasının tanınmış olduğu ve bu durumun iltibası arttıran bir unsur bulunduğu, gerçekten de davalının anılan ibareyi kullanmasının, davalı başvurusunun mal ve hizmet listesinin tamamı bakımından, 556 sayılı KHK m. 8/1-b anlamında karıştırılma ihtimalini ve tescil engelini oluşturacağının tabii olduğu, Yargıtay 11. H.D.’nin davacının “…” markalarını, “… …” ibaresi ile benzer gören 07/02/2012 tarih ve 2010/9328 E.- 2012/1492 K. sayılı ilamının da aynı yönde bulunduğu anlaşılmakla, davalı … Kurumu vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … Kurumu vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … Kurumundan alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin anılan davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı … Kurumu vekili tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı … Kurumu uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 08/09/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/09/2022
Başkan
Üye
Üye
Katip
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.