Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1482 E. 2022/1266 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1482
KARAR NO : 2022/1266
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/11/2019
NUMARASI : 2017/327 E. – 2019/536 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Marka ile ilgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 28/11/2019 tarih ve 2017/327 E. – 2019/536 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, 2008 yılında kurulan müvekkili firmanın alkolsüz içecek üretim ve satışı konusunda faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin 32. sınıfta yer alan emtialar bakımından gerçekleştirdiği “…” ibareli 2016/39461 sayılı markasına davalı şirket tarafından 2011/56091 sayılı “… …” ve 2012/23830 sayılı “…” ibareli 32. sınıfta tescilli markalarını mesnet gösterilerek yaptığı itiraz üzerine başvurunun davalı … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararı ile nihai olarak reddedildiğini, oysa taraf markaları arasında görsel, işitsel ve kavramsal açıdan benzerlik bulunmadığını, markaların bir bütün olarak algılanması gerektiğini, müvekkilinin … ibaresi bakımından gerçek hak sahibi olduğunu ve davalı firmanın itiraza mesnet gösterdiği markalarının, müvekkili markasının reddine dayanak teşkil edebilmesinin 2010/67235 sayılı müvekkili markası karşısında mümkün olmadığını, söz konusu marka bakımından 5 yıllık dava açma süresinin geçtiğini, davalı yanın uzun süre sessiz kalma yolu ile hak kaybına uğramış olduğunu ileri sürerek, 2017-M-5922 sayılı YİDK kararının iptali ile müvekkiline ait marka başvurusunun tescil işlemlerinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanı reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı vekili, müvekkilinin “…” ibaresini ilk defa 1992 yılında Avusturya’da kullandığını, o tarihten itibaren 42 ülkede kullandığını, davacının 2010/67235 sayılı markası yanında 2014/15288, 2014/39340, 2014/41649 sayılı markaları ile 2014/03225-2 ve 2014/03724 sayılı tasarımlarının hükümsüzlüğüne karar verilmesi talebiyle dava açıldığını, dava konusu markada davacının eski tarihli markasındaki unsurların korunmadığını, taraf markalarının 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzer olduğunu, müvekkilinin dünya çapında bilinir hale getirdiği “…markalı enerji içecekleri ile özdeşleştiğini, başvurunun kötü niyetle yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davalının itiraza mesnet “… …” ibareli markası ve başvurunun kapsadığı 32. sınıftaki malların tamamının benzer olduğu, bütün olarak bıraktıkları izlenim bakımından “…” kelimesinin, her iki taraf markasında aynen yer aldığı, davacının dava konusu marka başvurusunun tasarlanışı itibariyle davalının “…” şeklindeki eylemli kullanımına/markasına gerek mavi/lacivert ambalaj rengi, gerekse de kırmızı yazı formu itibariyle oldukça yaklaştığı, dava konusu başvurunun mevcut hali ile davacının önceki tarihli markalarından uzaklaşan ve davalı kullanımına/markasına yaklaşıp onun serisi imajı taşıyan bir marka olduğu, bu koşullarda davacının önceki markasından kaynaklı müktesep hakkından bahsedilmesinin olanaksız olduğu, davacı markasının görsel kompozisyonunun markaları birbirinden yeterli düzeyde uzaklaştırıp, farklılaştırmadığı, bu kapsamda “…” ve “… …” ibarelerinin bütünsel imaj itibariyle benzer marka işaretleri oldukları, davacının dava konusu marka başvurusu yönünden, önceki tarihli “…”, “… +şekil” markalarından kaynaklı müktesep hakkının bulunmadığı, gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, müktesep hak iddiası bakımından çekişme yaratabilecek bir davanın ancak gerçek hak sahipliği kavramına dayalı olarak ikame edilecek hükümsüzlük davası olacağı, oysa davalı şirketin kullanmama sebebine dayalı iptal davası açtığını, bu davanın da reddedildiğini, buna ilişkin mahkeme kararının dosyaya ibraz edilmiş olmasına rağmen dikkate alınmadığını, davanın 08.02.2012 tarihli tescilinin üzerinden 5 yıl geçtikten sonra açıldığını, davalı firmanın yayına itirazın yeniden incelenmesi talebinde bulunduğu tarihte müvekkilinin 2010/67235 kod numaralı markası bakımından 5 yıllık dava açma süresinin geçtiğini, davanın da markaya itirazdan sonra açıldığını, bilirkişi raporunun eksik inceleme ile düzenlendiğini, müktesep hak iddiasına ilişkin koşullar incelenirken dava tarihinin değil marka başvurusu tarihinin esas alındığını, müvekkilinin marka başvurusunun davacıların marka tescilinden eski olduğunu, davalı şirket tescilden önce de uzun yıllardır kullanıldığını iddia etmişse de buna dair delil ibraz edemediğini, öncelik hakkının müvekkiline ait olduğunu, gerekçeli kararda ambalaj rengi itibariyle davalı markasına yaklaşıldığı belirtilmişse de, davalıya ait üzerinde “…” ibaresi bulunan bir ürün örneğinin sunulmadığını ileri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE :Dava, marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının içecek ambalajı görseli şeklindeki markası ile davalının slogan markası arasında “…” kelimesini esas unsur olarak içermelerinden kaynaklı görsel, işitsel ve anlamsal benzerlik bulunduğu ve bu benzerliğin ortalama düzeydeki tüketiciler bakımından karıştırılmaya yol açacak düzeyde olduğu, malın hitap ettiği ortalama bilgi ve dikkate sahip tüketicilerin tamamının ya da büyük bir bölümünün karışıklık yaşaması değil, bu tüketicilerin bir kısmının karışıklık yaşama ihmali bulunmasının benzerlik ve iltibas bulunduğunun kabulü için yeterli bulunduğu, davacı standart harflerle yazılmış 2010/67235 nolu “…” ibareli markasının müktesep hak oluşturduğunu ileri sürmüş ise de, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13.02.2020 tarih ve 2019/3438 E.-2020/1376 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere önceki tarihli markanın müktesep hak teşkil edebilmesinin koşullarından birinin de 3. kişiler adına tescilli markalara yanaşılmaması olduğu, somut uyuşmazlık açısından bu şartın gerçekleşmediği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 06/10/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 17/10/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip