Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1472 E. 2022/909 K. 24.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

…..
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/12/2017
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 01/12/2017 tarih ve 2016/149 E. – 2017/398 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin bilişim sektöründe “alan adı kaydı, sunucu kiralama, … sertifikası” gibi hizmetler sunduğunu ve Türkiye’nin önde gelen firmaları arasında yer aldığını, 2015/19044 başvuru numarası ile yaptıkları “… …” ibareli marka başvurusunun 556 sayılı KHK’nın 7-1(a) ve (c) maddeleri mesnet gösterilerek reddedildiğini, söz konusu karara karşı yapılan itirazın ise YİDK tarafından 2016-M-1856 sayılı karar ile reddedildiğini, oysa “… …” ibaresinin 38. Sınıfta yer alan hizmetler yönünden tasviri nitelikte olmadığını, müvekkilinin marka tescil başvurusunu “… …” şeklinde yaparak ayırt ediciliği sağladığını, müvekkilinin daha önce 2015/12096 sayı ile tescil başvurusunda bulunduğu “…” ibaresinin Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından reddedilmesi üzerine YİDK nezdinde yaptıkları itirazın kabul edilip tüm sınıflar bakımından tesciline karar verildiğini, hal böyle iken YİDK’nın dava konusu marka için verdiği ret kararının yerinde olmadığını ileri sürerek YİDK’nın 2016-M-1856 sayılı kararının iptali ile müvekkilinin 2015/19044 sayılı “… …” ibareli marka başvurusunun kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu 2015/19044 kod nolu … … ibareli markanın 38. Sınıfta yer alan “38.01 Radyo ve televizyon yayın hizmetleri, 38.02 Haberleşme hizmetleri (internet servis sağlama hizmetleri dahil), 38.03 Haber ajansı hizmetleri” yönünden tescili için başvuruda bulunulduğu, 556 sayılı KHK’nın 5. maddesi çerçevesinde, davacının tescilini talep ettiği “… …” ibaresinin belirtilen tüm fonksiyonlara sahip olduğu, bir işaretin genel olarak mal ve hizmetler bakımından ayırt edicilik vasfının bulunması ile tescil başvurusuna konu mal veya hizmetler bakımından somut ayırt edici gücünün olmamasının farklı müesseseler olduğu, bu durumda davacı marka başvurusunun 556 sayılı KHK m. 7/1-a hükmü ile aranan soyut ayırt ediciliğe sahip olduğu ve anılan bentte belirtilen tescil engelinin söz konusu olmadığı, ancak dava konusu markada yer alan “…” ibaresinin “…” anlamında olmakla birlikte, tüketici/yararlanıcılar tarafından orijinal İngilizce “…” ibaresi yerleşik olarak kullanıldığı, bir web sitesinde yayınlanmak istenen sayfaların, resimlerin veya dokümanların internet kullanıcıları tarafından erişilebileceği bir bilgisayarda tutulmasını ifade ettiği, bir web sitesine ait dosyaları saklayan ve internet kullanıcılarının erişimine sunan bilgisayarlara web sunucusu (web server), bu veri saklama ve yayınlama işlemine de web … denildiği, bu kapsamda dava konusu “… …” ibaresinin; televizyon hizmetlerine ilişkin verilerin saklanması ve yayınlanmasına ilişkin bir hizmeti ifade edecek nitelikte olduğu, dolayısıyla dava konusu marka başvurusu ile tescil talep edilen 38.01 Radyo ve televizyon yayın hizmetleri, 38.02 Haberleşme hizmetleri (internet servis sağlama hizmetleri dahil), 38.03 Haber ajansı hizmetleri kapsamında sunulan ve kısaca radyo –televizyon yayıncılığı olarak ifade edilebilen hizmetlerin sunulması için kullanılan verilerin saklanması ve yayınlaması ile ilgili algı oluşması kaçınılmaz olacağı, davacı marka başvurusunun tescil talep edilen sınıf kapsamında bulunan hizmetler açısından hizmetlerin karakteristik özelliklerini gösterir nitelikte olduğu ve bu nedenle de somut ayırt ediciliğinin bulunmadığı, 556 sayılı KHK’nın m. 7/1-c anlamında tescil engelinin söz konusu olduğu, gerek marka işlem dosyası gerek dava dosyası kapsamında “kullanım sonucu ayırt edicilik” hususunda herhangi bir iddianın ileri sürülmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, … ibaresinin 38. Sınıf bakımından hiçbir şekilde açıklayıcı, tanımlayıcı, tasvir edici bir ibare olmadığını, YİDK’nın müvekkilinin markasının reddine mesnet gösterdiği sınıf içerisinde “…”in yer almadığını, müvekkili firmaya ait 2015/12096 kod numaralı “…” ibareli marka tescil müracaatı reddedilmiş olup, bu markaya yapılmış olan itirazların YİDK tarafından kabul edilerek markanın başvuruda bulunulan tüm sınıflar bakımından yayınına karar verildiğini, Ankara 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2016/145 esas sayılı dosyasında müvekkili firmanın “…” ibaresini içeren markasının tesciline engel bulunmadığı yönünde karar verildiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili Kurum kararlarının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının “… …” ibareli marka başvurusunda yer alan “…” ibaresinin “…” anlamına geldiği, bu kelimenin orijinal şeklinde “…” ibaresi olarak kullanıldığı, bir web sitesinde yayınlanmak istenen sayfaların, resimlerin veya dokümanların internet kullanıcıları tarafından erişilebileceği bir bilgisayarda tutulmasını ifade ettiği, dava konusu “… …” ibaresinin de televizyon hizmetlerine ilişkin verilerin saklanması ve yayınlanmasına ilişkin bir hizmeti ifade edecek nitelikte olduğu, dolayısıyla dava konusu marka başvurusu ile tescil talep edilen hizmetlerin sunulması için kullanılan verilerin saklanması ve yayınlaması ile ilgili algı oluşturacağı, davacının marka başvurusunun tescil talep edilen sınıf kapsamında bulunan hizmetler açısından, hizmetlerin karakteristik özelliklerini gösterir nitelikte olduğu ve bu nedenle de somut ayırt ediciliğinin bulunmadığı, 556 sayılı KHK’nın 7/1-c maddesi anlamında tescil engelinin söz konusu olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 24/06/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/06/2022
……

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.