Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1470 E. 2022/962 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1470
KARAR NO : 2022/962
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/10/2019
NUMARASI : 2018/131 E. – 2019/432 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
COĞRAFİ İŞARETİ
DEVİR ALAN DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Markaya ve Coğrafi İşarete Tecavüzün Tespiti Men’i ve Ref’i

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 22/10/2019 tarih ve 2018/131 E. – 2019/432 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı … Genel Müdürlüğü ile davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, “…” markasının 10.03.1982 tarihinden itibaren müvekkili adına tescilli bulunduğunu ve Madrid Protokolü nezdinde …’da ABD, AB ve Çin Halk Cumhuriyeti’nde uluslararası korumasının sağlandığını, … Halı tarafından 21.06.1996 tarihinden itibaren “… Yün El Halısı”, “… Yün İpek El Halısı”, “… İpek El Halısı” dahil olmak üzere 21 adet halı ve 3 adet kilim tipinin coğrafi işaret tescillerinin gerçekleştirildiğini, müvekkili tarafından yapılan denetimlerde, davalı tarafından üretilen ürünlerin gerek internette ve gerekse fiziki olarak mağazalarda satıldığının tespit edildiğini, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/70431 Sor. no ile yapılan şikayet ve Ankara 5.Sulh Ceza Hakimliğinin 2018/2622 D.İş sayılı arama el oyma kararı üzerine … A.Ş.’ye ait mağazadan değişik esvaplarda dört adet “…” ibareli makine halısına el konulduğunu, söz konusu ürünlerin tüketiciyi yanılttığını, halıların “…” adı ve markası altında pazarlanmasının gerek markaya ve gerekse coğrafi işaret tescili ile korunan haklara tecavüz oluşturduğunu, davalı tarafından üretim ve pazarlaması yapılan makine halılarının desen, renk ve kompozisyonu açısından müvekkilinin tescil konusu ürününe benzediğini ileri sürerek, davalının müvekkiline ait marka ve coğrafi işaret tescil haklarına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ile men’ine, ürünlerin üretilmesinde kullanılan araç ve gereçlere el konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin 2009/68640 tescil numaralı kendisine ait markayı kullandığını, kötü niyetli olmadığını, haksız rekabetten yararlanma niyetinde bulunmadığını, müvekkilinin ne davacının ne de başka kişilerin markasına tecavüz etme niyetinin olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, dava konusu ürünlerin coğrafi işaret tesciline konu ürünlerin özelliklerini taşımadığı, bu itibarla dava konusu ürünler üzerinde “…” ibaresinin kullanımının, tescilli coğrafi işaretlerden kaynaklanan haklara 6769 sayılı SMK’nun 53. maddesi kapsamında tecavüz teşkil ettiği, davalının ” …” ibareli marka kullanımlarının, ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde davacının 72674 sayı ile tescilli “…” ibareli marka ile tüketici nezdinde markasal açıdan karıştırılma veya ilişkilendirme olasılığının bulunmadığı, bu nedenle somut olayda davacının marka hakkına tecavüzden bahsedilemeyeceği gerekçesiyle davacı … yönünden davanın markaya tecavüz ile ilgili taleplerinin reddine, davacı … Belediyesine devir yapılan coğrfi işaretle ilgili … Belediye vekilinin talebinin kabulü ile davalının ” …” ibaresi ile üretip piyasaya sunduğu makina halılarının, coğrafi işaret olarak tescilli “…” halıları kapsamında olmadığından ve kullanımlarının coğrafi işarete tecavüz ve haksız rekabet yarattığından, tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ile coğrafi işaret tescilinden doğan haklara tecavüzün ve haksız rekabetin men ve refine, “…” ibareli coğrafi işarete tecavüzün maddi sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, ” …” ibaresini taşıyan Ankara CBS’nin 2018/70431 soruşturma sayılı dosyası ile Ankara 5. Sulh Ceza Mahkemesinin 03/04/2018 tarih 2018/2622 değişik iş sayılı dosyası ile verilen arama el koyma kararı uyarınca 05/04/2018 gün kararda belirtilen 4 adet 13889, 2 adet 13888 ve 13887 desen numaralı 1,50×2,30 ebatlı halıların imhasına, coğrafi işarete tecavüz teşkil eden halıların ticari gaye ile bulundurulduğu her yerde el konulmasına, hüküm özetinin ilanına karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, “…” markasının … Holding A.Ş. Genel Müdürlüğü tarafından bu konuda müstakil bir kurumun mevcut olmadığı 1982 yılında, … Bakanlığı’nın ilgili birimi nezdinde marka olarak tescil ettirildiğini, 10.03.1992 tarihinde on yıl süre ile yenilendiğini, 16.07.2001 tarih ve 2001/43 sayılı ÖYK kararı çerçevesinde, 03.01.2002 tarihinde, 1989 yılında kurulmuş olan … Halı A.Ş.’ye devredildiğini ve 10.03.2002 tarihinden itibaren tekrar on yıl süre ile yenilendiğini, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın 01.06.2009 tarih, 448 sayılı Olur’u ile tüm hak ve yükümlülükleriyle birlikte … Holding A.Ş. ile birleştirilmesi neticesinde, “…” markasının tekrar … Holding’in mülkiyetine geçtiğini ve 10.03.2012 tarihi itibariyle 10.03.2022 tarihine kadar yenilendiğini, “…” markasının bir Dünya markası olarak korunmasını sağlamak üzere, Madrid Protokolü çerçevesinde 2009 yılında ABD, AB ve Çin Halk Cumhuriyeti nezdinde de koruma altına alındığını, müvekkili tarafından 1982 yılından bu yana 27. sınıftaki emtialar için tescil edilmiş “…” markasına, kullanım sonucu ayırt edici nitelik kazandırıldığını, bu nedenle müvekkilinin “…” markası üzerinde üstün hak sahipliğinin bulunduğunu, davalı şirketin üretimini yaptığı söz konusu ürünlerin, ülkemizin el dokuma halı kültürünün en önemli parçası olan “… El Halısı” ile ilişki oluşturacak ifade ve görseller kullanmak sureti ile satışa sunularak, makine halısı ürünlerinin tüketiciyi yanılttığı, bu durumun gerek markaya ve gerekse coğrafi işaret tescili ile korunan haklara tecavüz fiilini oluşturduğunu, davanın müvekkil şirket açısından kabulüne karar verilmesinin gerektiğini, tüm yargılama giderlerinin müvekkili tarafından yapıldığı halde, mahkemece davalıdan tahsil edilmesine karar verilen yargılama giderlerinin, hangi davacıya verileceğinin belirtilmemesinin, hükmün infazında tereddüt yaratacağını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Halı A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde, verilmiş olan kararın coğrafi işarete ilişkin kısmı neticesinde, müvekkilinin davacı kurumun marka hakkına tecavüz oluşturmayan tescilli markasını hiçbir zaman kullanamayacak hale geldiğini, zira müvekkilinin markasını her kullandığında, coğrafi işaret tecavüzü iddiası ile karşılaşacağını, müvekkilinin halılarında kullandığı desen ve motiflerin, davacının tescilli coğrafi işaretinde bulunan desen ve motiflerin karekteristik özelliği ile aynı olup-olmadığı hususuna ilişkin bilirkişi raporunda, coğrafi işaretlerin tescil kaydında ilgili ürünler bakımından özel bir motif veya desen öngörülmediğinden, bahsedilen hususta tescile uygunluk ya da aykırılık değerlendirmesinin yapılmadığının bildirildiğini, müvekkilin bilmediği ve görmediği “…” desen ve motiflerinden yararlanmış olamayacağının bu tespit ile anlaşıldığını, “…” ibaresinin Kocaeli ilinin Körfez ilçesine bağlı bir semt adı olduğunu, dolayısıyla bir mahreç işareti bulunduğunu, davacının cevaba cevap dilekçesinde dahi coğrafi işaretlerin marka olarak tescil edilemeyeceğini vurguladığını, davacı kurumun “…” semt adını esaslı unsur olarak tek başına tescil ettirmesi karşısında, müvekkili firma markasının bir bütün itibariyle davacı yanın yargılamaya konu ettiği taleplerden uzak olduğunun görüleceğini, yine hüküm özetinin ilanı kararının da yargılamanın gidişatı ve sonucuna göre, müvekkil yönünden orantısız bir yaptırım olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, markaya ve coğrafi işarete tecavüzün tespiti, men’i ve ref’i
istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve davalının ürettiği ürünlerin davacı Belediye tarafından devralınan coğrafi işaret tescillerine konu ürünlerin özelliklerini taşımadığı, bu itibarla davalı tarafından üretilen dava konusu ürünler üzerinde “…” ibaresinin kullanımının, davacı belediyenin tescilli coğrafi işaretlerden kaynaklanan haklarına, 6769 sayılı SMK’nun 33 ve 53. maddeleri kapsamında tecavüz teşkil ettiği, buna karşılık “…” ibaresinin “halı”emtiasında ayırt ediciliği çok düşük bir ibare olduğu, davalının da ürünlerinde “…” ibaresinin yanında “…” ibaresini kullanmakla yeterli ayırt ediciliği sağladığı, dolayısıyla davalının anılan ürünlerinde “… …” ibaresini kullanmasının, davacı genel müdürlüğün 1982/072674 (Tescil no:…) numaralı markasından kaynaklanan haklara tecavüz oluşturmadığı, bu durum karşısında davalının, dava konusu ürünlerinde “… …” ibaresini kullanmasının, bir yandan davacı genel müdürlüğün markasından kaynaklanan haklarına tecavüz oluşturmasa da, diğer yandan davacı belediyenin tescilli coğrafi işaretlerden kaynaklanan haklara tecavüz oluşturacağının tabii bulunduğu, yine mahkemece kurulan hüküm özetinin ilanı kararının da SHK’nın 149/1-g maddesi hükmüne uygun olduğu, mahkeme kararında yer alan “1.024,00-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” ibaresi ile kastedilenin davacı … olduğunun, hükmün devamındaki ifadelerden açıkça anlaşılması karşısında, anılan hüküm fıkrasının infazda tereddüt yaratmayacağı, yine mahkemece karar başlığında davalı şirketin “coğrafi işareti devreden davalı” olarak gösterilmesi doğru değilse de bu yanlışlığın maddi hatadan kaynaklandığı ve mahallinde her zaman düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, Dairemizce de kararın kaldırılması nedeni yapılmadığı anlaşılmakla, davacı … Genel Müdürlüğü ile davalı vekilinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı … Genel Müdürlüğü ile davalı vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı … Genel Müdürlüğü ile davalıdan ayrı ayrı alınması gereken 80,70’er TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, anılan taraflarca istinaf başvurusunda yatırılan 54,40’ar TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubu ile bakiye 26,30’ar TL’nin anılan taraflardan ayrı ayrı tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı … Genel Müdürlüğü ile davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin anılan tarafların uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 30/06/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/06/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip