Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1467 E. 2022/959 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/1467 – 2022/959
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1467
KARAR NO : 2022/959
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/10/2019
NUMARASI : 2018/324 E. – 2019/439 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 25/10/2019 tarih ve 2018/324 E. – 2019/439 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 1974 tarihinde kurulduğunu ve kurulduğu tarihten bu yana mekanikerler, elektronikçiler ve diğer birçok dalda çalışan profesyonel kullanıcılar için üstün kaliteli el aletleri geliştiren ve üreten bir şirket olduğunu, müvekkilinin 2017/47186 numarası ile “…” ibareli marka tescil başvurusunun, davalı …’ın 2015/68223 sayılı “…” ibareli markasına dayalı itirazı üzerine, 20.07.2018 tarihli ve 2018-M-5730 sayılı YİDK kararı ile 09. sınıf mallar için kısmen reddedildiğini, oysa müvekkilinin dava konusu markayı başvuru tarihinden çok önce Slovenya’da üretilen ürünlerde kullandığını, “…” ibareli marka üzerinde uzun yıllar kullanması nedeniyle öncelik ve üstün hak sahibi olduğunu, müvekkilinin “…” ibareli markanın uzun yıllar kullanılması nedeniyle ayırt edicilik kazandığını, müvekkilinin markasının davalı tarafın kullanılmayan markası nedeniyle kısmen reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin markasının yazılış, okunuş ve telaffuz bakımından davalı markası ile herhangi bir benzerlik göstermediğini, özgün ve orijinal şekilde tasarlandığını, markaları parçalara ayırarak benzerlik yaratılmasının mümkün olmadığını, “…” kelime unsurunun benzer sınıflarda birçok marka tarafından kullanıldığını, müvekkilinin davalının ortağı olan … Sanayi Ticaret Ltd. Şti. ile ticari ilişki içinde olması nedeniyle davalının müvekkilinin markasından haberdar olduğunu, bunun dosyaya sunulan 2005 tarihli faturadan anlaşıldığını, dava konusu markanın kısmen reddine gerekçe gösterilen “…” ibareli markanın hükümsüzlüğü talebiyle İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi nezdinde 2017/114 esas sayılı davanın açıldığını ve derdest olduğunu ileri sürerek, davalı … YİDK kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Kurumu vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı … savunmada bulunmamıştır.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, dava konusu markanın tescili talep edilen 09. sınıf emtialar bakımından, taraf markalarının kapsamlarının aynı olduğu, dava konusu markanın “…”, “…” ve “…” ibarelerinin birleşmesinden oluştuğu, “…” ibaresinin kırmızı bir dikdörtgen içerisinde, tabana paralel olarak beyaz büyük harflerle küçük bir şekilde yazıldığı, “…” ibaresinin ise dikdörtgenin alt kısmında beyaz zemin üzerine siyah koyu harflerle altı ve üstü çizili olarak ve ibarenin ortasında yer alan “…” harfinin içerisinde kırmızı bir üçgen yer alacak şekilde yazıldığı, marka içerisindeki konumu itibariyle “…” ibaresinin görsel anlamda logo üzerinde hakimiyetinin bulunduğu, redde mesnet gösterilen markasının ise beyaz zemin üzerine siyah harflerle yazılmış kelime markası olduğu, içerisinde herhangi bir başka ayırt edici figüratif öğeye yer verilmediği, dolayısıyla taraf markalarındaki “…” ibaresinin ortak asıl unsur olması nedeniyle taraf markalarının benzer bulunduğu, “…” ibaresinin Türkçe karşılığının “…”, “…” ibaresinin ise “…, …” anlamlarına geldiği, davacı tarafça markasına kullanımla ayırt edicilik sağladığı bildirilmiş ise de, 556 sayılı KHK 8/3 maddesi kapsamında gerçek hak sahipliği iddiasına dayanarak, ancak 3. kişilerin başvurularına itiraz etme veya tescilli markalarına karşı hükümsüzlük davası açma hakkının bulunduğu, anılan maddenin kendi başvurusu yönünden tescilli markanın varlığına rağmen, kendi lehine tescil hakkı sağlamadığından bu yöne ilişkin davacı itirazının yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi nezdinde açılan 2017/114 E.- 2020/54 K. sayılı davanın sonucunda, davalı adına tescilli 2015/68223 ve 2015/68224 sayılı markaların hükümsüzlüğüne karar verildiğini, anılan davanın bekletici mesele yapılmamasının hatalı olduğunu, zira 6769 sayılı SMK’nın 27/1. maddesi uyarınca hükümsüzlük kararlarının, koruma süresinin başladığı andan itibaren etkili olacağını ve markanın hiç doğmamış sayılacağını, müvekkilinin “…” ibareli marka üzerinde uzun yıllar kullanması nedeniyle öncelik ve üstün hak sahibi olduğunu ve markaya ayırt edicilik kazandırdığını, taraf markalarının benzer olmadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili kurum kararlarının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve tarafların markalarının esas unsurlarının “…” ibaresinden oluştuğu, davacının başvurusundan çıkarılan 9/1. sınıf malların, davalı …’ın itiraza mesnet markasının kapsamında da aynen yer aldığı, dolayısıyla reddedilen mallar yönünden tarafların markaları arasında iltibas ihtimalinin bulunduğu, YİDK kararının iptali istemi ile açılan davalarda, YİDK kararının verildiği tarihteki hukuki duruma göre uyuşmazlığın çözülmesi gerektiğinden, redde mesnet markanın hükümsüzlüğü için İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi nezdinde açılan 2017/114 E.- 2020/54 K. sayılı davanın sonucunun beklenmesinin mümkün bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 30/06/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/06/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.