Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1466 E. 2022/983 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
…. T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/03/2019
NUMARASI ……

DAVANIN KONUSU :YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 12/03/2019 tarih ve 2018/119 E. – 2019/132 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 1984 yılında dondurma sektörüne giriş yaptığını dondurma sektörün öncüsü olan “…” markasının sahibi olduğunu, Balkan ülkelerinin yanı sıra Kıbrıs ve….. pazarına ihracat yaptığını, müvekkilinin 29, 30 ve 32. sınıflarda tescilli olan 2002/07450 sayılı “…+şekil” markasının sahibi bulunduğunu, davaya konu olan 2017/07578 sayılı “…+ŞEKİL” ibareli başvuruya yaptıkları itirazının nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini oysa müvekkili markasının asli unsurunun dava konusu başvuruda aynen yer aldığını, dava konusu başvurunun müvekkilinin seri markası olarak algılanacağını, dava konusu başvurunun müvekkilinin tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını, müvekkilinin itibarını da olumsuz etkileyerek maddi ve manevi zarara uğratacağını, davaya konu olan markanın 30. Sınıftaki emtialarda tescil edilmek istendiğini, bu sınıfın müvekkilinin markasının tescil kapsamında yer aldığını, markaların benzer olması ve mallarının da aynı olması nedeniyle tüketicilerin davaya konu olan markayı gördüğünde markalar arasında ekonomik, organik bir bağlantı bulunduğunun düşünmelerine yol açacağını, böyle bir durumda da karıştırma ihtimalinin kaçınılmaz olduğunu davalı marka başvurusunun kötü niyetli bulunduğunu ileri sürerek … YİDK’ın 02.02.2018 tarih ve 2018-M-51 sayılı kararının iptalini ve markanın tescil edilmesi halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığını, müvekkili Kurum kararının hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davaya konu 2017/07578 sayılı başvuru ile davaya mesnet gösterilen davacının markaları arasında emtia benzerliği bulunsa da taraf markalar görsel ve işitsel olarak benzer olmadığından 6769 sayılı SMK’nın 6/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesinin bulunmadığı, markaların benzer olmaması nedeniyle davacının davaya mesnet gösterdiği markaların 6769 S. SMK’nın 6/4. ve 6/5 hükümleri açısından davalının markasının tesciline engel bir durumun oluşturmadığı, başvurunun kötü niyetli bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, müvekilinin itirazına mesnet markası ile davaya konu markadaki asli unsurların ortak olduğunu, markaların ayırt edilmeyecek derecede benzer olup iltibas tehlikesinin bulunduğunu, müvekkilinin “… +şekil” ibareli markasının tanınmış marka olduğunu, davaya konu markanın müvekilinin markalarından birisi olarak algılanalacağını, davaya konu markanının müvekilinin markası ile aynı sınıf mal ve hizmetler yönünden tescil edildiğini, bu durumun tüketici nezinde iki markanın aynı işletmeden geldiği ya da üreticileri arasında ekonomik bağlantığı bulunduğu algısı yaratacağını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınarak belirleneceği, buna göre “… ” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, zira dava konusu başvurunun bir bütün olarak “…” ibaresinden oluştuğu, davacı markasının asli unsurunu oluşturan “…” ibaresinin öne çıkartılmadığı, başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlandığı, nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 18/12/2019 tarih ve 2018/3359 E- 2019/8266 sayılı ilamında da “…….” ibaresinin “…” asıl unsurlu markalarla benzer bulunmadığının kabul edildiği, taraf marka işaretleri benzer olmadığından, davacının itirazına mesnet markalarının tanınmış olup olmadığının tartışılmasının sonuca etkili bulunmadığı, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 30/06/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 04/07/2022

….

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.