Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/1448
KARAR NO : 2022/1114
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/12/2019
NUMARASI : 2018/190 E. – 2019/609 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Marka (Marka ile ilgili Kurum Kararlarının İptali)
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 17/12/2019 tarih ve 2018/190 E. – 2019/609 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkili şirketin, 2017/41498 no’lu “…” ibareli markasının 03, 12, 16, 20, 21, 24, 25, 27, 28, 29, 30, 35, 38 ve 41. sınıflarda tescili için yaptıkları başvurunun, davalı şirketin 03, 16, 29, 30, 32 ve 35. sınıflarda tescilli 2014/33409 no’lu “…” ibareli markasını dayanak göstererek yaptığı itiraz üzerine Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun 28.03.2018 tarih ve 2018-M-2429 sayılı kararı ile kısmen reddedildiğini, oysa markalar bütünsel olarak incelendiklerinde benzer olmadıklarını, ayrıca davalı şirketin markalarının emtia listesinde yer almayan bazı malların müvekkili markasının başvurusundan çıkartıldığını ileri sürerek, YİDK kararının iptaline ve müvekkiline ait marka başvurusunun talep edilen tüm sınıflar yönünden tescil işleminin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, müvekkilinin “…” ibareli markasının davacı şirketin tescil talebinden önce var olduğunu, davacı şirketin gerçekleştirdiği başvurunun benzer mal ve hizmetleri kapsadığını, ayrıca ortalama tüketici kitlesi dikkate alındığında markalar arasındaki karıştırılma ihtimalinin çok açık olduğunu, markalar arasında tek harf farklılığı olması karşısında mevcut benzerliğin ortalama tüketiciyi iltibasa düşürebilecek nitelikte bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davalı yanın itirazları neticesinde başvurudan çıkartılmasına karar verilen emtiaların tamamının, davalı markası kapsamındaki emtialar ile örtüştüğü, bu emtiaların aynı, aynı tür ya da benzer olarak değerlendirilebilecekleri, taraf markalarının hiçbir figüratif unsur içermedikleri, taraf markaları karşılaştırıldığında her iki markanın da altı harf ve iki heceden meydana geldiği, son harfleri … dışında birebir aynı harf dizilimine sahip oldukları, dolayısıyla kelime markası olan taraf markaları arasında gerek görsel gerekse de işitsel anlamda oldukça üst düzey bir benzerlik bulunduğu, dava konusu markanın günlük dilde yaygın bilinen bir anlamının bulunmadığı, davalı markasının da somut bir anlama sahip olmadığı, tüketicilerin her iki marka arasında kavramsal bir karşılaştırmayı olağan şartlarda yapmayacağı, ancak “…” kelimesinden türetildiklerini anlayabileceği, kimi durumlarda tek bir harf farklılığı markalar arasında somut anlamsal farklılıklar oluşturmak suretiyle işaretlerin birbirlerinden ayrılmaları için yeterli görülmekte ise de bu harf farklılığının somut bir kavramsal farklılık yaratmadığı hallerde bu yönde bir değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı, tüketicilerin markaları benzer mahiyetteki emtialarda görmeleri halinde karıştırabilecekleri, markalar arasında idari ya da iktisadi bir bağlantı olduğu yanılgısına kapılabilecekleri gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, yapılan benzerlik değerlendirmesinde markaların hecelere ve harflere bölünerek inceleme yapılmasının hatalı olduğunu, markaların bütün olarak bıraktıkları izlenimin belirleyici olduğunu, müvekkilinin markasını oluşturan “…” ibaresinin özellikle çocuklar ve ebeveynler tarafından bilinen çizgi film kahramanının adı olduğunu, davalı markası ile karıştırılmayacağını, markalar kapsamında yer alan emtiaların da benzemediğini, müvekkiline ait markadan çıkartılan bazı emtiaların davalıya ait markada yer almadığını, kaldı ki işaretlerin de benzemediğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, YİDK kararı iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin yerleşik kararlarında (28/11/2017 tarih ve 2016/4326 E.- 2017/6662 K., 23/10/2017 tarih ve 2016/3554 E.- 2017/5609 K.) belirtildiği üzere, marka kapsamındaki mal ve hizmetlerin aynı veya benzer tür olup olmadığına ilişkin değerlendirme yapılırken Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına ilişkin Tebliğ hükümleri ve bunun ekindeki sınıflara ve alt gruplara göre yapılan listenin dikkate alınması gerekmekle birlikte, ilişkilendirmenin varlığı için mal ve hizmetlerin tamamen aynı sınıfta veya aynı alt grupta yer almasının gerekmediği, tescil kapsamındaki mal ve hizmetlerin ilişkilendirilebilecek olup olmadıklarının değerlendirilmesinde özellikle her iki grup malların da aynı tüketici kitlesine hitap edip etmedikleri, birbirine alternatif olup olmadıkları, aynı dağıtım veya dolaşım yollarına sahip olup olmadıkları, hammadde-mamül ilişkisinin bulunup bulunmadığı, birbirlerini bütünleyici/tamamlayıcı olup olmadıkları hususlarının da bir bütün olarak ve ortalama tüketici kitlesinin özellikleri ve genel bakış açısı dikkate alınarak belirlenmesinin gerektiği, bilirkişi heyeti tarafından bu içtihat dikkate alınarak yapılan karşılaştırmaya göre dava konusu marka başvurusu kapsamında, davalı şirketin itirazı üzerine çıkartılmasına karar verilen emtiaların tamamının davalı şirkete ait marka kapsamında yer alan emtialar ile birebir örtüştüğü, bu emtiaların aynı, aynı tür veya benzer olarak değerlendirilebileceklerinin tespit edildiği, hükme esas alan bilirkişi raporunda taraf markalarının bütünsel açıdan incelendiği, gerçekten de son harflerine kadar aynı dizilişe sahip olan, şekil unsuru içermeyen ve anlamsal olarak da karşılıklarının bulunmaması nedeniyle birbirlerinden farklılaşmayan taraf markaları arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında benzerlik bulunduğu, aynı/benzer mal ve hizmetlerde kullanılmaları halinde markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali olduğu, “…” ibaresinin çizgi film adı olduğuna ilişkin iddianın da istinaf aşamasında ileri sürüldüğü anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 15/09/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/10/2022
Başkan
…
Üye
…
Üye
…
Katip
…