Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/1442 – 2022/1146
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/1442
KARAR NO : 2022/1146
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/11/2019
NUMARASI : 2017/325 E. – 2019/496 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Tescili
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 19/11/2019 tarih ve 2017/325 E. – 2019/496 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin, 2007/37401 sayılı, ‘…’ ibaresini 06. ve 08. sınıflarda tescil edilmek üzere yaptığı marka başvurusunun 6. ve 8. Sınıfta yer alan bir kısım mallar yönünden reddine karar verildiğini, bu nedenle açtıkları davanın lehlerine sonuçlanmasının ardından başvurunun reddne karar verilen 6. ve 8. Sınıf mallar yönünden ilan edildiğini, başvurunun ilanına davalı Şirketin “…” ibareli markasına dayalı olarak yaptığı itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından kabul edilerek başvurunun 6. sınıf emtia yönünden reddedildiğini, bu karara karşı yaptıkları itiralarının da YİDK’ın 2017-M-5967 sayılı kararı ile reddine karar verildiğini, oysa müvekkilinin dava konusu ibarenin gerçek hak sahibi olduğunu, markalar arasında 06. sınıf yönünden benzerlik bulunsa da, bu sınıfın içeriğine bakıldığında farklı olduklarının açıkça görüleceğini, redde mesnet markada 06. sınıf “hırdavatçı eşyası, metalden mamül çiviler, vidalar, civatalar, somonlar, pimler, pullar…” gibi malların bulunmadığını, taraf markalarının farklı mal ve hizmetler açısından kullanıldıklarını, iltibas ihtimali bulunmadığını ileri sürerek dava konusu YİDK kararının iptalini ve başvrunun reddedilen 6. sınıf mallar yönünden de tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı …vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile redde mesnet marka arasında uyuşmazlık konusu mallar yönünden iltibas bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket temsilcisi, 1979 yılında soyadlarını koyarak kurmuş oldukları davalı Şirketin Türkiye’deki nalburiyeciler, hırdavatçılar ve inşaat yapan müteahhit firmaları, taşeron firmaları ve ustaları tarafından, “… …” olarak tanındığını, dava konusu ibare üzerinde kazanılmış hakları bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, gerek davalı itirazına mesnet teşkil eden ve markanın esaslı unsuru konumunda bulunan … ibaresinin davaya konu marka başvurusunda birebir yer alması gerek davaya konu marka başvurusunun tescil edilmek istendiği sınıflar ile redde mesnte markanın tescil kapsamları arasındaki ayniyet / benzerlik ve gerekse bu sınıfların hitap ettiği tüketici kesiminin dikkat ve algı seviyesi çerçevesinde bir değerlendirme yapıldığında, markalar arasında, 556 Sayılı KHK’nın 8/1-b anlamında halk nezdinde karıştırılmaya neden olacak derecede bir benzerliğin bulunduğu, davacının … ibaresi üzerinde öncelikli hak sahibi olduğu ve bu anlamda 556 Sayılı KHK md.8/3 hükmünün mevcut uyuşmazlıkta dinlenilmesi imkânı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar veriilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, mahkemece alınan kök ve ek bilirkişi raporlarına karşı itirazlarını karşılar şekilde aralarında sektör bilirkişisinin de yer aldığı yeni bir heyettn rapor alınması talepleri karşılanmadan yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilin dava konusu ibareyi 1995 yılından beri aktif olarak kullandığını, redde mesnet markalar kapsamında yer alan mallar ile uyuşmazlık konusu malların farklı olduğunu, redde mesnet markada 06. sınıf “hırdavatçı eşyası, metalden mamül çiviler, vidalar, civatalar, somonlar, pimler, pullar…” gibi malların bulunmadığını, müvekkili Şirketin esas iştigal konusunun her tür … türleri olması nedeniyle dava konusu ibarenin tesciline engel bulunmadığını, sınıflandırma açısında da aralarında benzerlik olmayan taraf markalarının farklı sektörlerde farklı mal ve hizmetler için kullanılacağını, iltibas ihtimali bulunmadığını, işaretler bakımında da benzerlik olmadığını, müvekkilinin öncelik hakkı bulunduğunu, mahkemece hükme esas alınan bilikişi heyetinde uyuşmazlık konusu mallar ile ile ilgili sektör bilirkişisi yer almadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, marka başvurusunun kısmen reddine dair YİDK kararının iptali ve başvurunun reddedilen kısım yönünden tescili istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu “… …” ibareli başvuru ile 2007/34996 sayılı, “… … SANAYİ A.Ş” ibareli redde mesnet marka arasında, uyuşmazlık konusu 6. Sınıf mallar bakımından, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında, ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin olduğu, zira redde mesnet markanın asli unsurunu oluşturan “…” ibaresinin dava konusu başvuruda da aynen yer aldığı, başvuruda yer alan diğer unsurların yeterli ayırt ediciliği sağlamadığı gibi uyuşmazlık konusu 6. Sınıf mallar ile redde mesnet marka kapsamında yer alan 6. Sınıf malların aynı ve benzer bulunduğu, her ne kadar davacı tarafça taraf markaları kapsamında yer alan malların farklı olduğu ileri sürülmüşse de Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin yerleşik kararlarında açıklandığı üzere mal ve hizmetler arasında benzerlik olup olmadığı değerlendirilirken her iki grup mal ve hizmetlerin aynı tüketici kitlesine hitap edip etmediği, birbirine alternatif olup olmadıkları, aynı dağıtım veya dolaşım yollarına sahip olup olmadığı, hammadde-mamül ilişkisinin bulunup bulunmadığı, birbirlerini bütünleyici/ tamamlayıcı olup olmadıkları gibi hususlarının dikkate alınması gerektiği, mahkemece hükme esas alınan kök ve ek bilirkişi raporlarında taraf markalarının emtia karşılaştırmasının açıklanan kriterler çerçevesinde ayrıntılı ve denetime elverişli şekilde yapıldığı, kök ve ek bilirkişi raporlarındaki emtia benzerliğine ilişkin tespitlerin Dairemizce de yerinde görüldüğü, açıklanan nedenlerle davacının bu yöne ilişen istinaf itirazlarının da yerinde bulunmadığı, diğer taraftan davacının gerçek hak sahipliği iddiasının, marka başvurusunun kısmen reddine ilişkin Kurum kararının iptaline ilişkin işbu davada tartışılmasının mümkün bulunmadığı, diğer bir deyişle gerçek hak sahipliğinin ancak 556 sayılı KHK’nın 8/3 maddesi kapsamında, marka tescil başvurusuna itiraz hakkı sağlayacağı, bunun dışında marka hukukunda tescilde teklik ilkesi söz konusu olduğundan, kendisinden önce tescilli bir marka mevcutken, öncelik hakkına dayanarak tescilsiz bir markanın tesciline imkan vermeyeceği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 22/09/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/10/2022
Başkan
Üye
Üye
Katip