Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1428 E. 2022/1241 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/1425 – 2022/1242
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1425
KARAR NO : 2022/1242
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/02/2020
NUMARASI : 2018/168 E. – 2020/58 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Endüstriyel Tasarımla İlgili Kurum Kararının İptali, Tescil

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 21/02/2020 tarih ve 2018/168 E. – 2020/58 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin TÜRKPATENT nezdinde 2017/06219-1 sayılı tasarım başvurusunda bulunulduğunu, başvurunun davalı gerçek kişinin 2014/09193-1 sayılı tasarımına dayanılarak yaptığı itiraz sonucunda YİDK’nın 2018-T-335 sayılı kararı ile reddedildiğini, oysa dava konusu kapı kolunun aynasının ana yapısının, dava dışı … adına 2007/00844 sayı ile tescil edildiğini, yenileme yapılmadığını, ana yapı tescilsiz hale gelmekle birlikte ana yapının yenilik özelliğinin kalmadığını ve kamuya açık hale geldiğini, davalı …’e ait olan ret gerekçesini oluşturan kapı kolu aynasının ana yapısının bu anonim kapı kolu aynası olduğunu, davacının tasarım başvurusunun yeni ve ayırt edici bulunduğunu, davacının kapı kolu aynası üzerine eşkenar dörtgen ve birbirinden farklı üç yarı büyüklükte çukurlar eklediğini, davalı …’e ait tasarımda bulunan 9 adet çukurluğun üçgen şeklinde, davacıya ait 9 adet çukurluğun ise eşkenar dörtgen şeklinde dizildiğini, davalıya ait tasarımda çukurların eşit büyüklükte olduğunu, davacıya ait tasarımda ise çukurların eşit büyüklükte olmadığını, davalıya ait tasarımda anahtar deliğinin üstünün yuvarlak altı köşeli olduğunu, davacıya ait tasarımda anahtar deliğinin anahtar şeklinde bulunduğunu ileri sürerek, davalı … kararının iptalini ve müvekkilinin 2017/06269-1 sıra sayılı tasarım başvurusunun tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı … vekili, müvekkilinin tasarımlarının kendi fikri çalışması sonucu üretildiğini, davacının davalının tescilli kapı kolu ayna tasarımının ayırt edilemeyecek kadar aynısının taklit ve tecavüz mahsulü suretlerini satışa sunduğunu piyasadan öğrenmesi üzerine, davacının işyerinde İstanbul 3. FSHHM’nin 2017/61 D.iş sayılı dosyası ile tespit talebinde bulunduğunu, dosyada alınan bilirkişi raporunda tasarımlar arasında belirgin farklılıkların olmadığının, bu sebeple benzer olarak algılandıkları görüşünün bildirildiğini, bunun üzerine mahkeme tarafından ürün toplatma şeklinde tedbir kararı verildiğini ve kararın İstanbul 5. İcra Müdürlüğü’nün 2017/24425 sayılı dosyası ile infaz edildiğini, bu tespitten sonra davacı aleyhine İstanbul 2. FSHHM’nin 2017/155 E. sayısı ile tazminat davası açıldığını ve davanın derdest olduğunu, davacının tasarımının davalının adına tescilli tasarımı ile birebir aynı bulunduğunu ve davanın haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davacıya ait 2017/06269-1 sayılı tasarımın, davalıya ait 2014/09183-1 sayılı tasarım karşısında yenilik ve ayırt edici nitelik koşullarını sağlamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkemenin “Ayna kısmının benzerliğini doğal olduğu düşünülürken…ancak zemin yüzeyinin üstüne uygulan ek yüzeyin formu, daha önce belirtildiği gibi neredeyse birebir benzerlik içindedir” şeklindeki seçenek özgürlüğü değerlendirmesinin hatalı olduğunu, zira bu ek yüzeyin de kamuya açık bir tasarım bulunduğunu, eğer davalı … adına tescil edilebiliyorsa, davacının tasarım tescilinin de kabulünün gerektiğini, bu konudaki iddialarının bilirkişi raporunda değerlendirilmediğini, bu nedenle eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, dava dışı … adına 2007 yılında tescil edilmiş ve 2012 yılında yenilenmediği için kamuya açık hale gelmiş bir zemin ve ek yüzeyin, davalı … tarafından kullanılarak, ayırt edici özellikler nedeniyle tescil ettirildiğini, anılan ek yüzeyin davalı …’e ait olmadığını, davacının kapı kolu aynası üzerine eşkenar dörtgen ve birbirinden farklı üç yarı büyüklükte çukurlar eklediğini, davalı …’e ait tasarımda bulunan 9 adet çukurluğun üçgen şeklinde dizildiğini, davacıya ait 9 adet çukurluğun ise eşkenar dörtgen şeklinde dizildiğini, davalıya ait tasarımda çukurların eşit büyüklükte olduğunu, davacıya ait tasarımda çukurların eşit büyüklükte olmadığını, davalıya ait tasarımda anahtar deliğinin üstünün yuvarlak altı köşeli olduğunu, davacıya ait tasarımda anahtar deliğinin anahtar şeklinde bulunduğunu, bu nedenlerle müvekkilinin tasarım başvurusunun, davalı …’in tescilli tasarımından farklı, yeni ve ayırt edici olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve tarafların tasarımları arasında, bilgilenmiş kullanıcı karşısında yarattıkları yarattıkları genel izlenim itibariyle bir farklılık olmadığı, dolayısıyla davacıya ait 2017/06269-1 sayılı tasarımın, davalıya ait 2014/09183-1 sayılı tasarım karşısında yenilik ve ayırt edici nitelik koşullarını sağlamadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 06/10/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/10/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip