Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1417 E. 2022/1061 K. 08.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1417
KARAR NO : 2022/1061
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/03/2020
NUMARASI : 2018/181 E. – 2020/129 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 13/03/2020 tarih ve 2018/181 E. – 2020/129 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, ABD merkezli müvekkili şirketin gübre solüsyonları ile tarım ve bahçecilikte kullanılan verimi ve üretim miktarını arttırmaya yönelik kimyasal solüsyonların imalatı ve satışı ile iştigal ettiğini, Türkiye’de de 19 yılı aşkın süredir tescilli “…” ibareli markasının bulunduğunu, davalı şirketin müvekkilinin markasını oluşturan “…” ibaresine “…” ibaresini eklemek suretiyle “…” olarak tescil ettirdiğini, davalı markasının müvekkiline ait markanın serisi zannedildiğini, bu tescil neticesinde müvekkilinin itibarının zedelendiğini, “…” ibaresinin cins ve vasıf bildirmesi nedeniyle marka olma niteliği taşımadığını, müvekkili markasından haberdar olan davalı şirketin kötü niyetli olarak bu markayı tescil ettirdiğini ileri sürerek, davalı adına tescilli 2012/97882 sayılı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, “…” ibaresinin potasyum tiyo sülfatın kimyasal sembolü olduğunu, kullanımının kimsenin tekelinde olmadığını, davacının yıllarca müvekkilinin markasının kullanımına sessiz kaldığını, müvekkilinin kötü niyetli olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davalı markasının 23.01.2014 tarihinde tescil edildiği, 18.05.2018 tarihinde açılan davanın süresinde olduğu, davacının 99 13286 sayılı “…” ibareli markası ile davalının 2012 97882 sayılı “…” ibareli markasının benzer olduğu, davalı markasının kapsadığı “01. Sınıf: Gübreler ve topraklar ile tarım, bahçecilik ve ormancılıkta kullanılan kimyasallar” emtiası bakımından emtia listelerinin aynı/aynı tür ve benzer/ilişkili olduğu ve markalar arasında işbu mallar bakımından 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında iltibas ihtimali ve SMK’nın 25/1. maddesi uyarınca hükümsüzlük nedeni bulunduğu, kötü niyetin ispat edilemediği gerekçesiyle, davanı kısmen kabulüne, davalı adına tescilli 2012/97882 sayılı “… …” ibareli markanın tescilli olduğu “01 sınıfta tarım, bahçecilik ve ormancılıkta kullanılan kimyasallar gübreler ve topraklar” yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, marka ilan bülten tarihinin 12.06.2013 olduğunu, davanın kötü niyetle 5 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığını, davacının yıllarca davalıya ait markaya sessiz kaldığını, markalarında yer alan “…” ibaresinin ürünün içeriğinde bulunan potasyom tiyo sülfatın kimyasal sembolü olduğunu, bu nedenle kimsenin tekeline verilemeyeceğini, tarafların ürünlerinin özellikleri ve renklerinin farklı olduğunu ve üretici çiftçiler tarafından bu özelliklere göre tercih yapıldığını, müvekkilinin kötü niyetle davacının markasını kullanma gayreti bulunmadığını, davanın … Kurumuna ihbar edilmesi talepleri hakkında da bir karar verilmediğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…” ibaresinin kimyevi bir ürünün kısaltması olmadığı, Yargıtay denetiminden geçen başka dava dosyalarında da söz konusu ibarenin tanımlayıcı olmadığının kabul edildiği, davalının bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı, davalı vekili müvekkilinin markası yönünden davacının sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradığını ileri sürmüş ise de SMK’nın 25/6. maddesinde belirtilen koşulların oluşmadığı, davalı vekili yargılama aşamasında davanın … Kurumuna ihbarını talep etmiş olup marka hükümsüzlüğü talebiyle açılan bu dava yönünden HMK’nın 61. maddesinde düzenlenen davanın ihbarı şartlarının gerçekleşmediği anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 08/09/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 16/09/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip