Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1416 E. 2022/1063 K. 08.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/1416 – 2022/1063
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1416
KARAR NO : 2022/1063
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/02/2020
NUMARASI : 2018/410 E. – 2020/50 K.

DAVACI :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : YİDK Marka Kararı İptali, Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 21/02/2020 tarih ve 2018/410 E. – 2020/50 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, eğitim sektöründe “…” olarak bilinip tanınan müvekkilinin 41. sınıf başta olmak üzere “…” esas unsurlu seri markaları bulunduğunu, gerek ticaret unvanı gerekse tescilli markalarıyla “…” ibaresiyle özdeşleştiğini ve bu ibareyi taşıyan markaların tanınmış olduğunu, davalı şirketin “…” ibaresi için yaptığı marka başvurusu üzerine müvekkilinin esas markası olan “… ” arasında bağlantı kurulması suretiyle iltibas oluşacağı gerekçesiyle davalı Kurum Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kuruluna yaptıkları başvurunun nihai olarak reddedildiğini, oysa özgün olmayan ve müvekkili markasını taklit kastı taşıyan başvurunun kötü niyetli olduğunu, dava konusu markanın ortalama tüketici bazında iltibasa sebebiyet verecek derecede müvekkili markasına benzediğini, başvurunun 41. hizmet sınıfının da benzer olduğunu, tüketicilerin davalının markasının müvekkili şirkete ait olduğunu düşüneceğini ileri sürerek, YİDK’nın 27.09.2018 tarih ve 2018-M-8226 sayılı kararının iptaline, davalının başvurusunun reddine ve tescil edilmiş olması halinde iptali ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Kurumu vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket davaya cevap vermemiş, davalı şirket vekili bilahare verdiği dilekçe ile davanın reddini savunmuştur.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, dava konusu 2017/73878 sayılı başvuru ile davacı yanın önceki tarihli “…” ibareli markalarının 16 ve 41. sınıf emtialarda aynı, aynı tür ya da benzer emtiaları içerdikleri, ancak markaları oluşturan işaretlerin bütünsel anlamda ilgili tüketici nezdinde birbirleri ile iltibas ihtimaline neden olabilecek düzeyde benzer olarak algılanmayacakları, bu nedenle SMK’nın 6/1 maddesi anlamında bir benzerlik ve iltibas ihtimalinin mevcut olmadığı, taraf markaları benzer görülmediğinden davacı yanın “…” ibaresinin kullanımı nedeniyle 6/3 ya da ticaret unvanının varlığı nedeniyle 6/6 maddesi anlamında gerçek veya üstün hak sahipliği düzenlemelerine dayanmasının mümkün olmadığı, taraf markaları birbirine benzer görülmediğinden 6/4 ve 6/5 maddelerinin şartlarının somut olayda oluşmadığı, kötü niyetin ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, davalı şirkete ait markanın müvekkiline ait markaya “…” harfi eklenmek suretiyle oluşturulduğunu ve müvekkili markasını çağrıştırdığını, benzerliğin 16 ve 41. sınıflar bakımından karıştırılmaya sebebiyet verecek düzeyde olduğunu, müvekkili markasının ülke sınırlarındaki tanınmışlık düzeyinin yadsınamayacak derecede fazla olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararının iptali ve hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktıkları izlenimin dikkate alınması suretiyle belirleneceği, buna göre “…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, zira başvuru kapsamındaki 41. sınıf hizmetlerin tüketicilerinin dikkat düzeyleri yüksek bulunduğu gibi karşılaştırmaya esas markaların kısa markalar oldukları ve yapılacak küçük değişikliklerin dahi ayırt ediciliği sağlayacağı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre bu farklılaşmanın 16. sınıf kapsamındaki emtiaların tüketicileri yönünden de gerçekleştiği, nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 11.06.2012 tarih, 2011/3196 Esas, 2012/10158 Karar sayılı ilamında da “…” ibaresi ile “…” ibaresi arasında benzerlik bulunmadığının kabul edildiği, davacı adına tescilli markaların tanınmış olduğu kanaatine varılması için yeterli delil sunulmadığı, marka işaretleri arasında benzerlik olmadığından davacı markalarının tanınmış oldukları kabul edilse dahi bu durumun başvurunun tesciline engel olmayacağı, kötü niyetin ispatlanamadığı, davacının ticaret unvanındaki “…” ibaresinin dava konusu başvuruda yer alan “…” ibaresinden farklı olduğu, kötü niyetin de ispatlanamadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 08/09/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 16/09/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.