Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1400 E. 2022/1060 K. 08.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/1400 – 2022/1060
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1400
KARAR NO : 2022/1060
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/07/2020
NUMARASI : 2019/300 E. – 2020/187 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Türk Patent YİDK Marka Kararı İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 07/07/2020 tarih ve 2019/300 E. – 2020/187 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin T/02601, 2006/20051, 2007/18486, 2010/12217, 2011/25046, 2011/25047, 2011/25048, 2011/34154, 2012/104732, 2013/26866, 2013/26891, 2013/26872, 2013/55667, 2013/55575, 2013/86297, 2013/86298, 2013/86301, 2014/31594, 2014/67294, 2014/67301, 2014/67309, 2014/67317, 2015/19202, 2015/41936, 2015/41932, 2016/04488, 2016/07750, 2016/07740, 2016/09712, 2016/11100, 2016/37421, 2016/54732, 2016/54740, 2016/54759, 2016/54749, 2016/78464 sayılı ve “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin müvekkili markaları ile ayniyet derecesinde benzer olan “…” ibareli markanın müvekkili markaları kapsamında yer alan aynı mallar ve hizmetlerde tescili için yapılan başvuruya yaptıkları itirazın nihai olarak reddedildiğini, oysa markaların şekilsel, görsel ve işitsel olarak birebir benzer olduğunu, markalar arasında ilişkilendirme ihtimali dâhil karıştırılma ihtimali bulunduğunu, davalının markasının müvekkili bakımından ekonomik kayba ve itibar zedelenmesine sebebiyet vereceğini, müvekkilinin markalarının ayırt edici karakterini zedeleyeceğini, dava konusu marka başvurusunun kötü niyetli olduğunu, ayrıca haksız rekabet oluşması durumu bulunduğunu ileri sürerek … Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun 13.05.2019 tarih ve 2019-M-4084 sayılı kararının iptaline, davalı markasının tescilinin reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Kurumu vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, davacı şirkete ait “…” markasının asli unsurunun güneş logosu olduğunu, müvekkiline ait marka logosunda bulunan “…” harflerinin açılımının açıkça ve göze çarpar şekilde markada yer aldığını, her iki tarafa ait logolar karşılaştırıldığında yazıların etrafını çevreleyen çerçeveler arasında fark bulunduğunu, petrol şirketlerinin büyük bir çoğunluğu kırmızı rengi kullandığından müvekkilinin marka başvurusunda da kırmızı rengin kullanılmasının benzerlik yaratmadığını, kırmızı-beyaz renk kombinasyonunun Türk toplumunda sıkça kullanıldığını, markaların işitsel olarak da benzemediğini, davalı marka başvurusunun davacının seri markası olarak algılanacağı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, başvurunun kötü niyetli olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, başvuru kapsamındaki mal ve hizmetlerle itiraza dayanak markaların kapsamındaki mal ve hizmetlerin aynı/benzer oldukları, markaların esas unsurlarının dava konusu markada “…”, itiraza mesnet markalarda “…” olmak üzere farklı şekilde dizili harflerden oluştukları, marka logolarında kırmızı rengin farklı tonlarının, ayrıca farklı görsel figürler ve şekillerin kullanıldığı, markalardaki çerçeve çiziliş tarz ve şeklinin farklı olduğu, dolayısıyla bu markaların bütünsel olarak incelenmesinde aralarında görsel, işitsel ve anlamsal bir benzerlik olmadığı, logoların şekilleri, kullanılan renkleri ve ibarelerinin yazılış stilleri açısındaki temel farklılıkların markalar arasında ayırt ediciliği sağladığı, markaların çağrışımlarının ve bir bütün olarak uyandırdıkları izlenimin farklı olduğu, hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı, taraf markaları arasında karıştırılma tehlikesi olmadığından davacı markasının tanınmışlığının bir etkisinin bulunmadığı, davalı şirket başvurusunun kötü niyetli olduğuna dair somut veri de bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, dava konusu markanın müvekkilinin tescilli markalarına ayniyet derecesinde benzediğini, markanın aynı malları/hizmetleri kapsaması nedeniyle de iltibas tehlikesinin bulunduğunu, dava konusu markanın müvekkiline ekonomik olarak bağlı bir firma tarafından üretildiği intibasının oluşacağını, davalının benzerlikten haksız yarar sağlayabileceğini ve müvekkilinin itibarının zedelenebileceğini, müvekkilinin “…” ibareli T/02601 sayılı tanınmış markası bulunduğunu. ilk derece mahkemesinin müvekkili markalarının tanınmışlık hükümlerinden yararlanmadığını belirttiğini, mahkemece kötü niyete dair somut veri bulunmadığı belirtilmişse de davacı şirketin müvekkiline ait markaların varlığından haberdar olmasına rağmen bu markaların ayniyet derecesinde benzeri için aynı ve doğrudan ilişkili mallarda başvuru yapmasının başvurunun kötü niyetli yapıldığını ispatladığını, kötü niyetle yapılan başvurunun reddi gerektiğini, haksız rekabet oluşma durumu da bulunduğunu ileri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre taraf markaları arasında görsel, işitsel ve anlamsal bir benzerlik bulunmadığı, davacıya ait markalardaki “…” ibaresi ile dava konusu “…” ibaresinin yeterince ayırt edicilik taşıdığının Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 12.01.2015 tarih ve 2014/13288 Esas, 2015/139 Karar sayılı ilamıyla da kabul edilmiş olduğu, taraf markaları benzer bulunmadığından davacı markasının tanınmış olmasının somut uyuşmazlığa bir etkisinin bulunmadığı, haksız rekabet koşullarının oluşmadığı, kötü niyet iddiasının ispatlanamadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 08/09/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 16/09/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.