Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
…
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
…..
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/10/2019
NUMARASI : ……
DAVANIN KONUSU : … Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 02/10/2019 tarih ve …… sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirket adına tescilli “…” ve “…” asıl unsurlu tanınmış markaların bulunduğunu, davalı gerçek kişinin ise “… ……” ibareli marka başvurusunu yaptığını, ….. numarası verilen bu başvuruya müvekkilince yapılan itirazın, davalı Kurum tarafından nihai olarak reddedildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı markasının müvekkillerinin “…” ve “…” ibareli seri markalarının yeni bir versiyonu ve/veya “…” ve “…” markaları ile aynı işletmesel bağlantı bulunduğu izlenimi yarattığını, başvuru sahibinin müvekkillerine ait “…” ve “…” markalarının kullanımı, tanınmışlığından faydalanarak haksız yarar elde etmek istediğini, davalı …’ün marka başvurusu “… …” aleyhine açılan ve şu an karar aşamasına gelmiş Ankara 4 Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin…… sayılı dosyada bilirkişi raporu alındığını, söz konusu markanın müvekkilleri markalarına iltibas yarattığının tespit edildiğini, başvurunun kötü niyet taşıması nedeniyle tüm mal ve sınıflar açısından hükümsüz kılınması gerektiğini ileri sürerek, …’in 12.10.2018 tarih ve …… sayılı kararının iptaline, dava konusu markanın tescil edilmesi halinde hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu……..sayılı başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında, başvuru kapsamında yer alan tüm hizmetler yönünden 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında iltibas tehlikesinin bulunduğu, aynı Kanun’un 6/5 maddesi şartlarının oluşmadığı, davacının, davalı markasının kötüniyetli tescil talebine konu olduğu yönünde ispata elverişli delil sunmadığı,…… sayılı davalı markası tescil edilmediğinden hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı, dava konusu…… sayılı … kararının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, …’nın 12.10.2018 tarih ve…… sayılı kararının iptaline, davaya konu marka tescil edilmediğinden hükümsüzlük ve sicilden terkin konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında işitsel, görsel ve kavramsal farklılıklar olduğunu, bu farklılıklar gözetildiğinde markalar arasında iltibas tehlikesinin bulunmadığını, taraf markalarında ortak olarak yer alan “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin düşük olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, dava konusu … kararının hukuka uygun olduğunu, müvekkili başvurusu ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibas tehlikesinin bulunmadığını, … ibaresinin ayırt ediciliğinin düşük olduğunu, müvekkili ile davacı tarafın her ne kadar tabi olduğu hizmet sınıfları aynı olsa da; son tüketici nezdinde markalar birbirinden ayırt edilebildiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, … kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgelerden, davalı … tarafından “… …” ibaresinin tescili için başvuruda bulunulduğu, davacı tarafından başvurunun ilanına “…” ve “…” ibareli itiraza mesnet markalar gerekçe gösterilerek 6769 sayılı SMK’nın 6/1,6/3,6/5,6/6 ve 6/9. maddeleri uyarınca itiraz edildiği, davacının itirazının önce …, sonrasında da … tarafından reddedildiği anlaşılmaktadır.
İlk derece mahkemesince taraf markaları arasında iltibas bulunduğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş olup, bu karara karşı yalnızca davalılar tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğundan, taraflar arasındaki istinaf incelemesine konu uyuşmazlığın, davalı tarafın “… …” ibareli başvurusunun, davacının itirazına mesnet “…” ve “…” esas ibareli markaları karşısında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi bağlamında tescil engeli ile karşılaşıp karşılaşmayacağı, tarafların markaları arasında iltibas bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6/1 maddesi uyarınca, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa tescil edilemez. Açıklanan hüküm çerçevesinde markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. Burada öncelikle iltibas (Karıştırılma) kavramı açıklanmalıdır. İltibas, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir (Savaş Bozbel, Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2015, s. 408- 409). İltibas ihtimalinin değerlendirilmesinde ölçü, bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, ortalama tüketicilerdir. Öte yandan, markaların ayırt edicilik güçlerinin de iltibas ihtimalinin değerlendirilmesinde dikkate alınması gerekmektedir. Zira, ayırt edici niteliği zayıf olan markalar yönünden iltibas ihtimali daha düşük olacaktır. Diğer bir deyişle, tescili istenilen mal ve hizmetleri, diğer işletmelerin mal ve hizmetlerinden ayırt etme gücü düşük kalan, zayıf marka olarak nitelendirilebilecek markaların koruma alanı daha dar bulunmaktadır. Böyle durumlarda, küçük farklılıklar dahi tescil olunmak istenen markaya ayırt edicilik kazandırabilecektir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve ……sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davacının itirazına mesnet markalarının “…” ve “…” esas ibarelerinden oluştuğu, davacı markalarının tamamının “…” ibaresi etrafında oluşturulmuş seri markalar olduğu, dava konusu davalı markasının ise “… …” ibaresinden oluştuğu, markalarda ortak olarak yer alan “…” kelimesinin, günümüzde … telefonu olarak algılandığı ve başvuru kapsamındaki mal ve hizmetlerin … telefonu ile yapıldığını ifade etmek için kullanıldığı, bu haliyle, “…” kelimesinin zayıf ayırt edici niteliği ve dava konusu başvurunun biçim, düzenleme ve tertip tarzı da gözetildiğinde davacının itirazına mesnet markalarla dava konusu başvuru arasında, görsel, anlamsal ve işitsel olarak başvuru kapsamındaki mal ve hizmetlerin ortalama tüketicileri üzerinde bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimali de dahil benzerlik ve iltibas tehlikesinin bulunmadığı, davalının başvurusundaki şekil ve farklılıklarla yeterli ayırt ediciliğin sağlandığı, markaların bütünsel olarak karşılaştırılması gerektiği, işin uzmanı veya dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davalının başvurusuna konu “… …” ibare ve biçimli işareti gördüğünde bunun davacının itirazına mesnet markalarından farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, bu itibarla 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında iltibas bulunmadığı kanaatine varılmış, aksi yöndeki ilk derece mahkemesi kararı yerinde görülmemiştir.
HMK’nın 353/1-b-2. maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 02/10/2019 gün ve…… sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından, peşin olarak alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 5.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı ….. tarafından istinaf aşamasında yapılan 30,78 tebligat ve posta masrafından oluşan yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı Kuruma verilmesine,
7-Davalı … tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
9-Davalılar tarafından istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalılara ayrı ayrı iadesine,
10-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 09/09/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/09/2021
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.