Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1398 E. 2022/714 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1398
KARAR NO : 2022/714
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/07/2020
NUMARASI : 2013/176 E. – 2020/221 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 16/07/2020 tarih ve 2013/176 E. – 2020/221 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … Kurumu tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, asıl ve birleşen davada, müvekkili şirketin 203427 sayılı “…” ibareli markanın 1980 yılından beri sahibi olduğunu, davalının bu markalar ile karıştırılma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki 2010/78169 sayılı “…” ve “2011/01402 sayılı “…” ibarelerini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı …’e başvuruda bulunduğunu, davalı başvurularının Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itiraz yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa davalı …’nin eşi …’nin müvekkil şirkette 15 yıldan beri müdür yardımcısı ve pazarlama departmanından sorumlu üst düzey yönetici olarak çalıştığını, doğal olarak üretimi ve satışı yapılan ürünlerin içerik, marka, ambalaj vs. özelliklerini bildiğini, davalının da eşi vasıtası ile müvekkil ürünlerini, pazar paylarını ve müşteri portföyünü bildiğini, kötü niyetli olarak müvekkil markasına benzer şekilde söz konusu başvuruları yaptığını, davalının dava konusu markalarla müvekkili markasının tanınmışlığından haksız yarar sağladığını, tescillerin haksız rekabet oluşturacağını ileri sürerek Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 2013-M-3150 ve 2013-M-3126 sayılı kararlarının iptali ile dava konusu markaların hükümsüzlüğü talep ve dava etmiştir.
Davalı … Kurumu vekili, dava konusu başvurular ile itiraza konu markanın benzer olmadığını, taraf markalarında “…” ibaresinin yer almasına rağmen markalardaki diğer unsurları toplu olarak bıraktığı intiba itibariyle karıştırılmasının mümkün bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili , müvekkili başvuruları ile davacının itiraza mesnet markalarının benzer olmadığını, harflerin diziliş ve kompozisyonlarının farklı bulunduğunu, ortak ibare olan “…” ibaresinin sektörde sıklıkla kullanılan bir ek olduğunu, savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu başvurular kapsamındaki 03.sınıf malların, itiraza dayanak marka kapsamındaki mallarla aynı/benzer oldukları, dava konusu 2011/01402 sayılı başvuru kapsamında kalan 16.sınıftaki emtianın ise farklı bulunduğu, davacı markasını oluşturan ibare ile dava konusu markalarda yer alan “…” kelimeleri ortak olduğunu, her iki tarafın markasının da “…” ibaresinden türetildiğini, 556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesi uyarınca iltibas değerlendirilmesinde markaların bir bütün olarak bıraktıkları izlenim dikkate alınması gerekmekte olup kelime markalarının parçalara ve hecelere bölünmek suretiyle değerlendirilmesinin mümkün bulunmadığını, taraf markalarında “…” ibaresinin ortak olarak yer almasının, ortalama tüketiciler bakımından 556 sayılı KHK’nin 8/1-b maddesi uyarınca ilişkilendirme ihtimalini de kapsayacak şekilde aynı firmaya ait seri markalar olduğu ya da farklı firmalara ait markalar olmakla birlikte işletmeler arasında idari ya da ekonomik bağlantı bulunduğu ihtimali suretiyle iltibas tehlikesine yol açacağı, davalı gerçek kişinin “…”, “…”, “…” ibareli markalarının da davacı markaları ile benzer kabul edilerek hükümsüzlüğüne karar verildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, … YİDK nın 2013-M-3150 sayılı kararın iptaline, … YİDK nın 2013-M-3126 sayılı kararının 3. sınıf emtialar yönünden kısmen iptaline, 2010/78169 sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, 2011/01402 sayılı markanın 3. sınıf emtialar yönünden kısmen hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … Kurumu vekili, taraf markalarının bütünüyle bıraktıkları izlenim itibariyle benzer olmadıkları gibi emtia benzerliği de bulunmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararlarının iptali ve markaların hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu 2010/78169 sayılı “…” ve 2011/01402 sayılı “…” ibareli markalar ile davacının itirazına mesnet 98/01884 ( 203427 tescil numaralı) sayılı “…” ibareli markası arasında dava konusu markalar kapsamında yer alan 3. sınıf mallar yönünden , 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında, ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, Yargıtay 11. hukuk Dairesinin 2013/8160-2014-364 K sayılı ilamında da davalı gerçek kişinin “…”, “…”, “….”, “…” ibareli markalarının davacının “…” ibareli markasıyla benzer kabul edildiği anlaşılmakla, davalı … Kurumu vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … Kurumu vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı … Kurumu tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davalı … Kurumundan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı … Kurumu tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 26/05/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 21/06/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip