Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1396 E. 2022/900 K. 24.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/06/2020
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 25/06/2020 tarih ve 2019/359 E. – 2020/152 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ve davalı… Kurumu tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 41 ve 42. Sınıflarda 2018/96207 sayılı “…..” ibareli marka tescil başvurusu yaptığını, başvurularının YİDK tarafından 6769 sayılı SMK’nın 5/1-(b), (c) bentleri uyarınca kısmen reddedildiğini, oysa müvekkili firmanın belgelendirme çalışmaları, eğitim hizmetleri ile muayene ve test çalışmaları alanlarında başarılı çalışmalarıyla maruf bir firma olduğunu, “… …” ve benzeri ibareleri yıllardır markasal olarak kullandığını, müvekkilinin davalı Kurum nezdinde “e …” esas ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, yine müvekkili firmanın dava konusu www…com alan adını da 2004 yılında kendi adına tescil ettirdiğini ve bu tarihten itibaren aktif olarak kullandığını, dava konusu YİDK kararının iptalinin gerektiğini, dava konusu markanın tescil işlemlerinin SMK m. 5/1-(c) bendi gerekçesiyle durdurulması kararının hukuka aykırı olduğunu, müvekkile ait ibareli tüm markaların SMK m.5/2 çerçevesinde başvuruya konu mal ve hizmetler yönünden kullanım sonucu ayırt edicilik kazandığını ileri sürerek 2019-M-3132 sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı… Kurumu vekili, “…” ibaresinin davacının markalarında iddia ettiği gibi esas unsur değil çatı marka olarak yer aldığını, marka hukukunda markanın bütünüyle değerlendirilmesi gerektiğini, … ….) ibaresinin “bir ürün veya servisin yaşam döngüsü boyunca hammadde temininden, üretim ve kullanım süresince çevresel etkilerinin belirli sınır altında azaltıldığını gösteren Avrupa ve küresel kapsamda kabul edilen ve güvenilen etiket olduğunu, söz konusu ibarenin belli özellik veya kalitedeki ürünler bakımından kullanılan bir çeşit sertifika olduğunun tespit edildiğini, davacının kalite ve standart belgelendirme amaçlı mal/hizmetlerinin test edilmesi konusunda marka tescil ettirmesinde sakınca bulunmadığını, ancak, seçilen markanın bu hizmeti çağrıştırmaması özellik bildiren bir ibareden oluşmaması gerektiğini, tescil edileceği sınıfta ayırt edici olmayan ve tanımlayıcı nitelikte yer alan ibarenin tescil edilemeyeceğinin açık olduğunu, davacının markayı kullanım sonucu ayırt edicilik kazandığına ilişkin iddiasının mesnetsiz bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, “e … … … … …+şekil” bütün hali ile sektöründeki bilinçli tüketici nezdinde bir asli unsurlar ön planda olarak markanın logosu ayırt edicilik sağlayacak şekilde olduğundan kendi sektöründeki diğer markalardan farklı hale gelebileceği, dolayısıyla, somut olayda başvuru işaretinin bir teşebbüsün mal ve hizmetini bir başka teşebbüsün mal ve hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması koşuluyla, 6769 sayılı SMK anlamında ayırt edici niteliğe sahip olduğu, dava konusu markanın başvuru aşamasında koruma talep ettiği 41. ve 42. Sınıfta yer alan hizmetlerin tüketici algısı dikkate alınarak incelendiğinde, talep edilen ürünün ortalama tüketicisi ‘aceleci’ değil, üst düzeyde bilgili, üst düzeyde özen ve dikkate sahip olan kişiler olduğu, bu kapsamdaki bazı hizmetler için 6769 sayılı SMK’nın 5/1-b maddesi kapsamında reddi koşullarının oluşmadığı, “e … … … … …+şekil” marka logosu ve ibaresinin davacı adına tescilli diğer seri markaları da dikkate alındığında, 41. Sınıf “Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet rezervasyonu ve bilet sağlama hizmetleri dahil). Dergi, kitap, gazete vb. gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil). Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri. Tercüme hizmetleri.” ile 42. Sınıf “Bilgisayar hizmetleri: bilgisayar programlama, bilgisayarı virüse karşı koruma, bilgisayar sistem tasarımı, başkaları adına web sitelerinin tasarlanması, bakımı ve güncelleştirilmesi, yazılım tasarımı, kiralanması ve güncelleştirilmesi, internet arama motoru sağlama, hosting, bilgisayar donanımları alanında danışmanlık, bilgisayar donanımlarının kiralanması hizmetleri. Bu sınıfa dahil olup mühendislik, mimarlık, bilgisayar hizmetleri kapsamına girmeyen her türlü tasarım hizmetleri; grafik sanat tasarım hizmetleri (reklam amaçlı tasarım ve peyzaj tasarımı hariç).Sanat eserleri orijinallik onay hizmetleri” açısından işaret ile hizmetlerin birbirine gönderme/ hatırlatma / çağrıştırma yapma yeteneğinin bulunmadığı ve dava konusu markanın 6769 sayılı SMK’nın 5/1-c maddesi kapsamında reddi koşullarının oluşmadığı, ancak başvuru markasında tescil edilmek istenen “… …” ibaresinin ……), üreticiler, ithalatçılar ve perakendecilerin ürünleri için belirli kriterlere uygunluk sonucu hak kazanabileceği gönüllü bir çevresel etiket programı olduğu, piyasadaki yaklaşık 37.000 ürün ve hizmetle … …, Avrupa çapında tanınan ve güvenilen bir çevresel etiket sistemi olduğu, bu pazara giriş yapmak ve ürünlerinin çevresel etkilerini ölçülebilir hale getirmek isteyen üreticiler için … … kriterlerinin doğru bir seçim olduğu değerlendirildiğinde, tescili istenen “Bilimsel ve sınai inceleme, araştırma hizmetleri; mühendislik hizmetleri, mühendislik ve mimari tasarım hizmetleri, kalite ve standart belgelendirme amaçlı mal/hizmetlerin test edilmesi.” hizmetleri yönünden tescilinin tanımlayıcı olması nedeniyle 6769 sayılı SMK’nın 5/1-c maddesi anlamında tescil engeli teşkil edeceği ve tescili koşullarının oluşmadığı, davacının kullanım sonucu ayırt ediciliği ispata yönelik dava dosyasına sunduğu delillerin dava konusu markanın tüketicilerce ticari kaynak gösteren bir ibare olarak algılandığı sonucuna varılmasını sağlamadığı ve kullanım sonucu ayırt edicilik kazandığı iddiası için yeterli olmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, YİDK’nın 2019-M-3132 sayılı kararının 41. sınıf “Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet rezervasyonu ve bilet sağlama hizmetleri dahil). Dergi, kitap, gazete vb. gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil). Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri. Tercüme hizmetleri.” ile 42. sınıf “Bilgisayar hizmetleri: bilgisayar programlama, bilgisayarı virüse karşı koruma, bilgisayar sistem tasarımı, başkaları adına web sitelerinin tasarlanması, bakımı ve güncelleştirilmesi, yazılım tasarımı, kiralanması ve güncelleştirilmesi, internet arama motoru sağlama, hosting, bilgisayar donanımları alanında danışmanlık, bilgisayar donanımlarının kiralanması hizmetleri. Bu sınıfa dahil olup mühendislik, mimarlık, bilgisayar hizmetleri kapsamına girmeyen her türlü tasarım hizmetleri; grafik sanat tasarım hizmetleri (reklam amaçlı tasarım ve peyzaj tasarımı hariç). Sanat eserleri orijinallik onay hizmetleri.).” yönünden kısmen iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin, ülkemizde özellikle belgelendirme sektöründe faaliyet göstermekte olan lider firmalarından birisi olup, başarılı çalışmalarıyla yurt içinde ve yurt dışında maruf bir firma haline geldiğini, başta … … ibaresi olmak üzere e-yaprak şekli üzerinde SMK m.5/2 kapsamında kullanım sonucu ayırt edicilik hak sahipliğine ulaştığını, ancak dosya kapsamına sunulan delillerin incelenmediğini, “… …” ibaresinin bir sertifika olmadığını, dünyada özellikle “… …” ve “… …” başlıca 2 tür sertifikanın bulunduğunu “… …” ibaresinin burada yalnızca “ekolojik etiket” anlamında olduğunu, bu çerçevede müvekkilinin markasında “… …” olarak tali unsur niteliğini haiz ibarenin herkes tarafından kullanılabilecek bir ibare olduğunu, nitekim dava konusu markada yer alan “… … …” ibaresinin gerek yukarıdaki resmi sertifikalarla bir ilgisinin bulunmaması gerekse de müvekkilin seri markalarının bir parçasını teşkil eden esas unsur niteliğini haiz olması nedeniyle YİDK kararındaki tespitlerin ne denli eksik ve yanlış olduğunu, Türkçe dahi olmayan ve müvekkile ait dava konusu 2018/96207 sayılı markada tali unsur niteliğinde kullanılan “… …” ibaresinin SMK m.5/1-c anlamında özellik ve amaç belirttiğine ilişkin tespitler barındıran davalı YİDK kararının iptal edilmesi ve dava konusu markanın, tıpkı müvekkile ait diğer markalar gibi, başvuru kapsamında yer alan tüm mal ve hizmetler bakımından tescil edilmesi gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın tümünün kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı… Kurumu vekili istinaf başvuru dilekçesinde, 6769 sayılı SMK’nın 5/1-b ve 5/1-c maddesindeki koşulların oluştuğunu, ibarenin bu maddeler uyarınca tescil edilemeyeceğini, YİDK kararında iptal edilen tüm hizmetler açısından kullanılan bir çeşit sertifika anlamına gelen ve dolayısı ile vasıf bildiren dava konusu ibarenin kullanılmasının ayırt edici olmadığını ve tanımlayıcı olduğunu gösterdiğini, YİDK kararının yerinde olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın tümünün reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili Kurum kararlarının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacı Şirketin başvuru konusu yaptığı markasındaki “… …” ibaresinin, üreticiler, ithalatçılar ve perakendecilerin ürünleri için belirli kriterlere uygunluk sonucu hak kazanabileceği gönüllü bir çevresel etiket programı olduğu, ürünlerinin çevresel etkilerini ölçülebilir hale getirmek isteyen üreticilerin bu kriterleri kullanacağı değerlendirildiğinde, tescili istenen “Bilimsel ve sınai inceleme, araştırma hizmetleri; mühendislik hizmetleri, mühendislik ve mimari tasarım hizmetleri, kalite ve standart belgelendirme amaçlı mal/hizmetlerin test edilmesi.” hizmetleri yönünden marka başvurusunun tanımlayıcı olduğu, 6769 sayılı SMK’nın 5/1-c maddesi anlamında tescil engeli bulunduğu, başvuru kapsamında bulunan diğer hizmetler yönünden ise SMK’nın 5/1-c maddesi anlamında tescil engeli oluşmayacağı, davacının kullanım sonucu ayırt ediciliği ispata yönelik dava dosyasına sunduğu delillerin dava konusu markanın tüketicilerce ticari kaynak gösteren bir ibare olarak algılandığı sonucuna varılmasını sağlamadığı ve kullanım sonucu ayırt edicilik kazandığı iddiası için yeterli olmadığı anlaşılmakla, davacı ve davalı… Kurumu vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı ve davalı … vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı ve davalı… Kurumundan ayrı ayrı alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı ve davalı … tarafından istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacı ve davalı… Kurumundan ayrı ayrı tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı ve davalı… Kurumu tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdelerine bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 24/06/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/06/2022

….