Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1390 E. 2022/945 K. 24.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/1390 – 2022/945
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1390
KARAR NO : 2022/945
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/09/2020
NUMARASI : 2020/64 E. – 2020/239 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU :YİDK Kararının İptali, Marka Tescili

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 17/09/2020 tarih ve 2020/64 E. – 2020/239 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … Kurumu tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 29, 30, 32, 35, 43.sınıflarda “…” ibaresinin marka olarak tescili için davalı Kuruma başvurduğunu, 2019/58903 sayılı başvurularının Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından “…” ibareli markaya benzer olduğundan bahisle 6769 Sayılı SMK madde 5/1-ç bendi uyarınca 35.sınıftaki bir kısım mal ve hizmetler yönünden kısmen reddedildiğini, bu kısmi ret kararına karşı yaptıkları itirazlarının da YİDK’ın 2019-M-11310 sayılı kararı ile reddine karar verildiğini, oysa müvekkilinin başvurusu ile redde mesnet marka arasında karıştırılma ihtimali dahi bulunmadığını, kelime, tasarım ve görsel olarak birçok farklılık bulunduğunu, markanın kendine has ve özgün olduğunu, müvekkili markası olan “…” ibaresinin, yeşil zemin üzerine beyaz büyük “…” harfine birleşik olarak harfin altına ve üstüne zeytin ve zeytin yapraklarının eklenmesi ile oluşmuş özgün, tasarım “…” harfinin altına yine beyaz ve büyük harflerle “…” ibaresinin yazımından oluştuğu, taraf markalarının aynı tür hizmetleri kapsamadığını, müvekkili markasının yurt içinde ve yurt dışında tescilli, tanınmış ve kullanımı yaygın bir marka olduğunu, buna bağlı olarak müvekkilinin eskiye dayalı kullanım hakkı bulunduğunu, “…” ibaresinin 2015 yılından beri müvekkili adına tescili olduğunu, YİDK kararının bu sebeplerle yerinde olmadığını savunarak … YİDK’nin 2019-M-11310 sayılı kararının iptalini ve markanın tescilini talep ve dava etmiştir.

Davalı … Kurumu vekili, başvuru markasının, kelime unsuru ve genel görünümü değiştirmeyen, marka algısı yaratmayan, standart bir logo S harfi ve aşağı kısmında zeytin görseli unsurundan oluştuğunu, şekil unsurunun ayrıt ediciliği bulunmadığı gibi kelime unsuruna göre geri planda kaldığını, “…” logosunun “…” ibaresinin ilk harfine işaret eden bir kullanım olup, bu yönüyle “…” ibaresini vurguladığını, “…” ibaresinini kullanımı, konumlandırılışı ve tasviri anlamı göz önüne alındığında, marka algısı yaratmadığını, genel görünümü değiştirmediğini, redde mesnet markanın asli ayırt edici unsuru olan “…” ibaresinin, davacının marka başvurusu içerisinde aynen ve esas unsur olarak yer aldığını, başvuru ile redde mesnet markaların “…” olarak okunup algılanacağını, aralarında görsel, işitsel ve anlamsal bir fark bulunmadığından aynı/ayırt edilemeyecek derecede benzer kabul edilmesi gerektiğini, başvuru kapsamından çıkartılan mal ve hizmetler yönünden davacının gerçek ve öncelikli hak sahibi olduğu iddiasının kabulünün de mümkün olmadığını, diğer taraftan markanın reddedilen hizmetler yönünden tescili talebinin de, tescil işleminin müvekkili Kurum yetkisinde olduğu ve zamansız bulunduğu, bu isteminde reddine karar verilerek müvekkili Kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu başvurunun reddedildiği hizmetler redde mesnet markada aynen yer almakla birlikte marka işaretlerinin aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzer olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu YİDK kararının iptaline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, dava konusu başvuru ile redde mesnet markanın SMK’nın 5/1-ç maddesi anlamında benzer olduğunu, redde mesnet markasının asli unsurunu oluşturan “…” ibaresinin aynen dava konusu başvuruda da yer aldığını, başvuruda yer alan diğer unsurların marka algısı yaratmadığını, genel görünümü değiştirmediğini, diğer taraftan markanın tescili talebi yönünden mahkemece olumlu ve olumsuz bir karar verilmediğini, bu talebin ayrıca değerlendirilip reddedilmesi ve bu talep yönünden müvekkili Kurum lehine vekalet ücretine hükmolunması gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka başvurusunun kısmen reddine dair YİDK kararının iptali ve başvurunun tescili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının marka tescil başvurusu ile redde mesnet marka arasında, reddedilen sınıflar açısından 5/1-ç maddesinin uygulanması için aranan mal ve hizmetlerin aynı tür olması koşulu sağlanmış olsa da, ibareler yönünden markalar arasındaki farklılıklar nedeniyle davacı markasıyla redde mesnet marka arasındaki benzerliğin, iltibasa yol açıp açmayacağının ayrıca inceleme yapılmasını gereksiz kılacak derecede güçlü ve açık olmadığı, dolayısıyla mahkemece somut uyuşmazlıkta 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesi koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı, öte yandan YHGK’nun 22.03.2017 tarih, 2017/78-521 E.K. Sayılı ilamında da açıklandığı üzere mahkemelere marka başvurusunun tescil isteminin kabulü ya da reddi yönünde tanınmış bir yetkinin bulunmadığı, tescil işleminin idari nitelikte bir işlem olup Kurul kararının kabulüne bağlı doğal bir sonuç olduğu, ayrı bir dava olarak nitelendirilemeyeceğinden bu talebin reddinin davalı yararına vekalet ücreti hükmedilmesini gerektirmediği, tescil istemi ile ilgili karar verilmemesi konusunda davacı yanca yapılmış bir istinaf başvurusunun da bulunmadığı ve davalı Kurumun bu yönden kararı istinaf etmesinde hukuki yararının olmadığı anlaşılmakla, davalı … Kurumu vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … Kurumu vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı … Kurumu tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davalı … Kurumu’ndan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3- İstinaf aşamasında davalı … Kurumu vekili tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 24/06/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/06/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.