Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1379 E. 2022/817 K. 10.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1379
KARAR NO : 2022/817
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/10/2019
NUMARASI : 2018/495 E. – 2019/442 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 15/10/2019 tarih ve 2018/495 E. – 2019/442 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili Şirketin “…”,” …” “…” ibareli markalarının bulunduğunu, davalı gerçek kişinin “…” ibareli marka başvurusu ile müvekkiline ait markalar arasında iltibas bulunduğunu, müvekkili markalarının tanımış olduğunu, “…” ibaresinin müvekkili ile özdeşleştiğini, dava konusu marka başvurunun müvekkili markalarının tanınmışlığından faydalanmak amacıyla yapıldığını, davalı gerçek kişinin kötü niyetli olduğunu taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesi anlamında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğunu ileri sürerek 2018-M-9912 sayılı YİDK kararının iptaline ve tescili halinde dava konusu markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Kurumu vekili, başvuru konusu markayı oluşturan “…” harfinin, genel görünüm, stilizasyon, tertip tarzı ve renk gibi hususlar bakımından itiraz gerekçesi markalarda yer alan “…” figüründen belirgin biçimde farklı olduğunu, dava konusu marka ile davacı markaları arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, müvekkili Kurum kararının hukuka uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili , markalar arasında ortak olarak yer alan “…” harfinin davalı müvekkili tarafından, yazılış ve tasarım karakteri olarak davacı markalarından tamamen farklı olarak kullanıldığını, dava konusu marka ile davacı markaları arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, dava dilekçesinin 2 nolu bendinde 2. sırada belirtilen “…” markası dışında diğerlerinin kullanılmadığını, dava dışı … tarafından da davacının iş bu davadaki dayanak markalarının kullanılmaması sebebiyle iptali için Bakırköy 1 FSHHM’de dava açıldığını, anılan davanın bekletci mesele yapılması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu “…” ibareli marka ile davacıya ait 2008 55217 sayılı ve “…” ibareli, 2008 55222 sayılı ve “…” ibareli, 2008 55225 sayılı ve “…” ibareli ve 2008 55228 sayılı ve “…” ibareli markalar arasında işaretler ve emtia bakımından benzerlik koşulları oluştuğundan iltibas bulunduğu, “…” ibareli davacı markalarının tanınmış olmadığı ve dava konusu başvurnun kötü niyetli bulunmadğı gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu YİDK kararının iptaline ve dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … Kurumu vekili,tek harften oluşan markalar arasındaki benzerlik ve iltibas iddialarına yönelik değerlendirme yapılırken harflere ayırt edicilik katan unsurlar arasındaki benzerlikler ve işaretlerin bir bütün olarak bıraktığı genel görünümün ve görsel özelliklerin önem kazandığını, somut olayda da başvuru konusu markayı oluşturan “…” harfinin, genel görünüm, stilizasyon, tertip tarzı ve renk gibi hususlar bakımından itiraz gerekçesi markalarda yer alan “…” figüründen belirgin biçimde farklı bulunduğunu, taraf markaları arasında iltibas olmadığını savunarak ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
Diğer davalı vekili, taraf markaları arasında benzerlik olmadığını, her ne kadar “…” harfi ortak olsa da müvekkilinin bu harfi davacı markalarından tamamen farklı bir şekilde dizayn ederek ayırt edici düzeyde bir marka tasarımı oluşturduğunu, “…” harfinin tek bir kişinin tekeline bırakılamayacağını, davalı Kurum nezdinde tescilli “…” harfiden oluşan markalar bulunduğunu davacının mesnet markalarının bir çoğunun kullanılmadığını, bu sebeple davacıya karşı Bakırköy 1. FSHHM’nin 2019/5 sayılı dosyasında açılan davanın derdest olduğunu, hak kaybı oluşmaması adına Bakırköy 1 FHHM’nin 2019/5 sayılı dava dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, anılan dava dosyası sonuçlanmadan karar verilmesinin hatalı bulunduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava konusu başvuru ve dava tarihi itibariyle somut olaya uygulanması gereken 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 25/7 ve 29/2 maddelerinin yollamasıyla aynı Kanun’un 19/2. maddesine göre; markanın nispi sebeplerle hükümsüzlüğü istemiyle açılan davalar ile marka hakkına tecavüz iddiasıyla açılan davalarda davacıya karşı, dayanılan markanın ilgili mal ve hizmetler bakımından Türkiye’de ciddi olarak kullanılmadığı def’i ileri sürebilir. Bu durumda Mahkemece markanın Türkiye’de ciddi biçimde kullanılıp kullanılmadığı bir ön sorun olarak incelenerek hasıl olacak sonuca göre hükümsüzlük ve tecavüz davaları hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 17/03/2021 Tarih ve 2020/1412 E., 2021/2516 K. Sayılı Kararı).
Somut uyuşmazlıkta da; davalı başvuru sahibi tarafından davalı Kurum nezdindeki itirazlarında ileri sürülmemekle birlikte süresinde verilen cevap dilekçesiyle, davacının itirazına mesnet marklarından dava dilekçesinin 2 nolu bendinde 2. sırada belirtilen “…” markası dışında diğerlerinin kullanılmadığı savunulmuş olmasına rağmen ilk derece mahkemesince davalının kullanmama defi hakkında herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
HMK’nın 341. vd. maddelerinde bir kanun yolu olarak düzenlenen istinafın amacı, ilk derece mahkemesince verilen kararın denetlenmesi ve kararın yerinde görülmemesi halinde yeniden yargılama yapılarak hüküm kurulmasıdır. Burada, temyizden farklı olarak ilk derece mahkemesi kararı yalnızca hukuka uygunluk yönünden değil maddi yönden de denetlenmektedir. İlk derece mahkemesi kararı yerinde değilse kural olarak istinaf mahkemesinin, ilk derece mahkemesinin kararını kaldırması ve ilk derece mahkemesi yerine gerekirse yeniden yargılama da yaparak karar vermesi gerekir. Ancak, HMK’nın 353/1-a. maddesinde düzenlenen yargılamaya ilişkin bazı temel usul hatalarının bulunması halinde ise istinaf incelemesi sonunda yeniden karar verilmesi söz konusu olmayıp, kararın kaldırılarak dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması hali de düzenlenmiştir. Gerçekten de ilk derece mahkemesince, taraflarca gösterilen delillerin hiç değerlendirilmeden karar verilmesi ve delillerin ilk defa istinaf aşamasında değerlendirilmesi halinde taraflar, maddi vakıa denetimi yönünden iki dereceli incelemeden mahrum kalacak ve adil yargılanma hakkının unsurlarından olan hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilecektir.
Somut olaya bu açıdan bakıldığında, davalı başvuru sahibi tarafında ileri sürülen ve esasa etkili bulunan kullanmama def’i hakkında hiçbir delil toplanmamış ve değerlendirilmemiştir. Bu itibarla, yapılan açıklamalar çerçevesinde mahkemece, davalı başvuru sahibi tarafından ileri sürülen kullanmama def’i ve bu husustaki deliller değerlendirilerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir göre bir karar verilmesi gerektiğinden davalı … vekilinin bu yöndeki istinaf itirazının HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.
Ayrıca, her ne kadar davalı başvuru sahibi tarafından yargılama sırasında ve istinaf dilekçesinde; davacının itirazına mesnet markalarından bir kısmının kullanılmadığı iddiasıyla Bakırköy 1. FSHHM’nin 2019/5 esas sayılı dava dosyasında açılan davanın bekletici mesele yapılması gerektiği ileri sürülmüşse de Dairemizce bahsi geçen dava dosyasına Uyap sisteminden gönderilen inceleme talebi üzerine mahkemece verilen cevaptan, 2019/5 esas sayılı dosyasında açılan dava tarihinin 07/01/2019 olduğu ve dava dosyasının Bakırköy 2. FSHHM’ye devredilerek 2021/131 esasına aldığı anlaşılmış olup işbu dava tarihinin 24/12/2018 olduğu gözetildiğinde; bahsi geçen dava dosyasında ve işbu dava dosyasında markanın kullanımının ispatlanması gerektiği dönemler farklı bulunduğundan Dairemizce davacının işbu davada itirazına mesnet bir kısım markalarının iptali için açılan Bakırköy 2. FSHHM’nin 2021/131 esas sayılı dava dosyasının bekletici mesele yapılmasının gerekli olmadığı kanaatine varılmıştır.
2-Kaldırma kararının niteliğine göre davalı … Kurumu vekilinin tüm, davalı … vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 15/10/2019 gün ve 2018/495 E. – 2019/442 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Davalı … Kurumu vekilinin tüm, davalı … vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Davalılar … Kurumu ile … tarafından ayrı ayrı yatırılan 54,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde ayrı ayrı davalılara iadesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
7-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 10/06/2022 tarihinde oybirliği ile HMK’nın 353/1-a.6. maddesi uyarınca KESİN olarak karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 02/07/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip