Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1377 E. 2022/741 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/02/2019
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali , Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14/02/2019 tarih ve 2017/179 E. – 2019/23 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ve davalı … Kurumu tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı Şirketin “…” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazlarının nihai olarak YİDK tarafından reddine karar verildiğini, oysa dava konusu başvuru ile müvekkili markaları arasında iltibasa neden olacak düzeyde benzerlik olduğunu, tescil edilmek istenen 5,30,32 sınıf mallar yönünden emtia benzerliği şartının da gerçekleştiğini, dava konusu markanın müvekkili markalarının tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını, dava konusu başvurunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek YİDK’nın 23.03.2017 tarih ve 2017-M-1389 sayılı kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Kurumu vekili, taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığını, dava konusu başvurunun bir bütün olarak davacı markalarından farklı olduğunu , “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin düşük bulunduğunu, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket temsilcisi, taraf markaları arasında iltibasa neden olacak düzeyde benzerlik bulunmadığını, davacının bir kısım markalarının kullanılmaması nedeniyle iptal edildiğini, … ibaresinin ayırt ediciliğinin ediciliğinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, taraf markalarında ortak olarak yer alan “…” ibaresinin, TDK sözlüğünde” bir şeyin istenilen ve olması gereken durumu” olarak tarif edildiği, “…. ifadesinin de diyet yapmanın kilo vermenin adeta moda haline geldiği medyada sürekli kendisine yer bulduğu, günümüzde ideal kiloda olmak için oldukça yaygın bir şekilde kullanıldığı, dolayısıyla “…” ibaresinin tasviri özellik arz ettiği yani potansiyel müşteri açısından ürünün cinsi vasfı hakkında fikir verdiği, uyuşmazlık konusu 5 sınıfın 1 ve 2. alt grubunda yer mallar ile 30 ve 32. Sınıfta yer alan tüm mallar yönünden ayırt ediciliğinin düşük olduğu, sayılan mallar açısından taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b koşullarının oluşmadığı, buna karşın uyuşmazlık konusu 05/03; Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri.05/04; Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden çocuk bezleri.05/05; Zararlı bitkileri, hayvanları ve mantarları imha edici maddeler. 05/06; İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı tazeleyici kokular.05/07; Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar.” emtiası bakımından “…” ibaresinin ayırt edici olduğu ve anılan ibarenin taraf markaları arasında yarattığı orta düzyede benzerliğin iltibasa neden olacağı, diğer taraftan somut olayda 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi koşullarının oluşmadığı,kötü niyet iddiasının da ispatlanmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile TPMK YİDK nın 2017-M-1389 sayılı kararının 5. sınıf “Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç): diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuk bezleri. Zararlı bitkiler, mantarları ve hayvanları yok edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici kokular. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar.” emtialar yönünden iptaline, dava konusu markanın sayılan mallar yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, müvekkili adına tescilli “…” ibareli markaların ayırt ediciliğinin yüksek olduğu, müvekkilinin yoğun kullanımı ile anılan ibarenin yüksek düzeyde ayırt edicilik kazandığını, “…” ibaresinin zayıf/tanımlayıcı bulunmadığının yargı kararları ile sabit olduğunu, dava konusu marka ile itirazlarına mesnet markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunduğunu, dava konusu markanın müvekkili markalarının asli unsuru olan”…” ibaresini aynen içerdiğini, ortalama gıda tüketicilerinin ürün tercihlerini çok kısa bir sürede kullanması iltibas ihtimalini güçlendirdiğini, dava konusu markanın müvekkilinin seri markaları arasına sızacağını, müvekkili markalarının tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını ve ayırt ediciliğini zedeleyeceğini, dava konusu marka başvurusunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Kurumu vekili, … ibaresinin “biçim, …, endam, bir şeyin istenilen ve olması gereken durumu” anlamına geldiği ve günlük yaşamda sıklıkla kullanılan bir sözcük olduğu, hemen hemen tüm sektörlerde yaygın kullanılan ve aşina olunan bir ibare olduğundan, ayrım gücünün zayıf bulunduğunu, somut olayda “…” ibaresi ile dava konusu markaya yeterli ayırt ediciliğin sağlandığını, bu nedenle taraf markalarının işaretler anlamında karıştırılacak derecede benzer olmadığını, uyuşmazlık konusu 5. Sınıf malların tüketicisinin bilinçli olduğu, dolayısıyla taraf marka işaretlerinin benzer olduğu kabul edilse dahi 05/03 sınıfta yer alan emtiaların tüketicilerinin de bilinçli tüketici olduğu değerlendirildiğinde taraf markları arasında iltibas riskinin oluşmayacağını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İşlem dosyasının incelenmesinden; davalı Şirketin “…” ibaresinin marka olarak tescili için 30.12.2015 tarihinde davalı Kuruma başvurduğu, başvuru kapsamında 5,30 ve 32. sınıfta yer alan malların bulunduğu, başvurunun ilanı üzerine davacı Şirketin 118808, 2000 24089, 2014 21704, 2014 21712, 2014 21783, 2007 16701, 2007 16695, 2007 16706, 2007 16697, 2007 16699, 2007 16696, 2007 16698, 2007 16700, 2007 16707, 2007 16705, 2007 16704, 2008 30571, 2009 62548, 2000 25298, 2006 01243, 2007 65503, 2007 65504, 2007 65502, 2013 41705, 2006 16353, 135667, 2013 41764, 2006 28842, 2002 02839, 2003 13834, 2015 30381, 2015 79991, 2015 79996 sayılı ve “… …”, “… …”, “… …”, “… …”, “… …”, “… … ……. … … kepekli çubuk kraker şekil”, “… …….. ……” ibareli markalarına dayalı olarak iltibas ve tanınmışlık iddiasıyla itiraz ettiği, davacı itirazının Markalar Dairesince reddine karar verildiği, davacı tarafın bu karara karşı itirazının da YİDK’In 2017-M-1389 sayılı kararıyla reddine karar verildiği, anılan kararın davacı tarafa 27/03/2017 tarihinde tebliğ edildiği, işbu davanın 2 aylık hak düşürücü süre içerisinde 22/05/2017 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince taraf markaları arasında, başvuru kapsamında 5. Sınıfta yer alan “Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden çocuk bezleri. Zararlı bitkileri, hayvanları ve mantarları imha edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı tazeleyici kokular. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar.” malları yönünden iltibas koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, olup davacı ve davalı … Kurumu’nun istinaf itirazları gözetildiğinde, taraflar arasındaki uyuşmazlık taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca iltibas koşullarının oluşup oluşmadığı, aynı KHK’nın 8/4 maddesi uyarınca başvurunun tescili engeli bulunup bulunmadığı ve dava konusu başvurunun kötü niyetli olup olmadığı noktasındadır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun geçici 1. maddesi yollamasıyla somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa tescil edilemez. Açıklanan hüküm çerçevesinde markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. İltibas, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir (Savaş Bozbel, Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2015, s. 408- 409). İltibas ihtimalinin değerlendirilmesinde ölçü, bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, ortalama tüketicilerdir.
Yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olaya bakıldığında, öncelikle belirtmek gerekir ki davacının itirazına mesnet markalarından 2007/65503 sayılı marka mahkeme kararı ile iptal edildiğinden iltibas değerlendirilmesinde dikkate alınması mümkün değildir. Davacının itirazına mesnet diğer markaları genel olarak 5,29,30 ve 32. Sınıf mallarda tescilli olup, mahkemece alınan her iki bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere dava konusu başvuru kapsamında 5,30 ve 32. Sınıfta yer alan mallar davacının itirazına mesnet markaları kapsamında bulunan mallar aynı/aynı tür olduğundan taraf markaları arasında emtia benzerliği şartının gerçekleştiği anlaşılmıştır. … …”, “… …”… malların tüketici kitlesi nezdinde “…+…” şeklinde iki ayrı ibare olarak algılanacağından, “…” ibaresi başvurunun asli unsurunu oluşturmaktadır. Davacının itirazına mesnet markalarında yer alan “…” ibaresi davacı şirketin şemsiye markası olup, markalardaki diğer unsurlar da tanımlayıcı nitelikte bulunduklarından, itiraza mesnet davacı markalarınının asli unsurlarını da “…” ibaresi oluşturmaktadır. Bir markanın tescilli olduğu sürece korunması asıl olup, “…” ibaresinin ayırt edici niteliğinin düşük olduğu kabul edilse dahi Dairemizce bu ibarenin dava konusu başvuruda da asli unsur olarak kullanıldığı ve başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlanmadığı kanaatine varıldığından markalar arasında arasında 5. 30 ve 32. sınıf mallar yönünden 556 sayılı marka KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik ve karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, en azından ortalama tüketicilerce markaların ilişkilendirileceği ya da başvurunun davacı Şirketin seri markalarından biri olarak algılanacağı kabul edilmiştir. Nitekim “…” ibareli başvuruyu, davacının işbu davada da itirazına mesnet olan “…” ibareli markaları ile benzer gören Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2020/1732 E-2021/2426 K sayılı ilamında da aynı sonuçlara ulaşılmıştır .Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazları yerinde görülmüş, davalı … Kurumu vekilinin ise aksi yöndeki istinaf itirazları yerinde bulunmamıştır.
Ayrıca her ne kadar davalı … vekili tarafından 5. Sınıf malların tüketicisinin bilinçli olduğu bu nedenle taraf markaları arasında iltibas oluşmayacağı ileri sürülmüşse de 5. sınıf malların tüketicisinin bilinçli olmasının hiç yanılmayacakları anlamına gelmemesi ve yine 5. sınıfın tüm alt gruplarında yer alan mallar yönünden tescili istenen “…” ibareli başvuru ile davacının yine işbu davada itirazına mesnet markları arasında 556 sayılı KHK’nın iltibas koşulları oluştuğunun kabul edildiği Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2015/14455 E-2017/2327 K sayılı ilamı karşısında davalı Kurum vekilinin bu yöndeki itirazları da yerinde görülmemiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan Dairemizce bu yönden hükme esas alınan bilirkişi raporundaki tespitlere itibar edilmemiş, dosya kapsamındaki iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi için ayrıca bir bilirkişi incelemesine de gerek görülmemiştir.
Diğer taraftan davacı taraf somut olay bakımından 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesindeki koşulların oluştuğunu ileri sürmüşse de dava konusu başvuru kapsamındaki tüm mallar bakımından iltibas koşullarının oluştuğu kabul edildiğinden Dairemizce davacının bu iddiası yönünden inceleme yapılmasına gerek görülmediği gibi kötü niyet iddiası da ispatlanamadığından davacının bu iddiası da yerinde bulunmamıştır.
Sonuç olarak; dava konusu “…” ibareli marka ile davacının itirazına mesnet “…” ibareli markaları arasında , uyuşmazlık konusu 5.,30 ve 32. Sınıf tüm mallar yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca iltibas koşulları oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, HMK.’nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden Dairemizce davacı vekilinin başvurusunun kabulü ile HMK.’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı … Kurumu vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 14/02/2019 gün ve 2017/179 E. – 2019/23 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
3-Davanın KABULÜ ile … YİDK’ın 23.03.2017 tarihli 2017-M-1389 sayılı kararının İPTALİNE,
4-Davalı Şirket adına tescil edilen 2015/109727 sayılı “…” ibareli markanın HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE
5-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 80,70.TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 31,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 49,30.TL’nin davalı … Kurumundan tahsili ile Hazineye irat kaydına,

6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 7.375,00.TL maktu vekalet ücretinin davalı … Kurumu Başkanlığından alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 1.500,00.TL bilirkişi ücreti, 921,20.TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 94,00.TL tebligat ve posta gideri, 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvuru harcından oluşan toplam 2.663,80.TL yargılama giderine, 31,40.TL peşin harç, 31,40.TL başvuru harç tutarı eklenerek oluşan toplam 2.726,60.TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı … Kurumu tarafından ilk derece yargılama ve istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı Şirket tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatıran tarafa iadesine (HMK m.333),
11-Davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40.TL maktu istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
12-Davalı … Kurumundan alınması gereken 80,70.TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin olarak yatırılan 54,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30.TL’nin davalı kurumdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
13-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 02/06/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 26/06/2022

….