Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1361 E. 2022/843 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/1361 – 2022/843
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1361
KARAR NO : 2022/843
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/02/2020
NUMARASI : 2018/311 E. – 2020/56 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü.

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 20/02/2020 tarih ve 2018/311 E. – 2020/56 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin yiyecek ve içecek malları ile yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri üzerinde kullanılan “…” ibareli markanın gerçek hak sahibi olduğunu, söz konusu marka için davacı tarafından 2015/85976 sayılı marka ile 43. Sınıfta başvuruda bulunulduğunu, başvurunun ilanı üzerine 3. Kişilerce itiraz edildiğini ve müvekkili başvurusunun reddine karar verildiğini, davalının da müvekkili markası ile logo ve slogan dahil aynı ibare için 29 ve 43. sınıfları kapsayan marka başvurusunda bulunduğu, başvurunun 29. Sınıf yönünden kısmi ilanına müvekkili tarafından itiraz edildiğini, itirazının nihai olarak dava konusu YİDK kararı ile reddine karar verildiğini, müvekkili ve eşinin uzun yıllardan bu yana gıda sektöründe faaliyet gösterdiklerini, 2014 yılında “…” markasının müvekkili ve eşi tarafından ihdas edildiğini, var ettiği markayı kişisel nedenlerle … Gıda San. Ve Tur. Tic. Ltd. Şti üzerinden faaliyete geçirdiğini, “…” ibareli markanın gerçek hak sahibinin hukuken … Gıda firması, fiilen ise müvekkili olduğunu, … Gıda firması tarafından “…” markası üzerindeki doğmuş ve doğacak tüm hak ve yetkilerin müvekkiline devredildiğini, müvekkilinin markayı oluşturmak ve tutundurmak için çok çaba sarf ettiğini, davalının kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin limited türündeki bir şirketteki hisselerini davalıya devrettiğini, davalının marka üzerinde hiçbir hakkı bulunmadığını, aynı ibareli marka başvurusunun önce müvekkili tarafından yapıldığını ve markanın müvekkili tarafından tanıtıldığını ileri sürerek YİDK kararının iptalini ve dava konusu marka başvurusunun tüm sınıflarda reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Kurumu vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı davaya cevap vermemiş, yargılama sırasındaki beyanlarında davacının gerçek hak sahibi olmadığını, dava konusu YİDK kararının yerinde bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalı Kurumun karar verdiği tarihte davacının itiraza mesnet markalarından 2015/85976 sayılı markasının nihai ret kararı ile hükümden düştüğü, 2016/26480, 2016/53346, 2016/53358, 2016/53360, 2016/53362, 2016/53367, 2016/53370, 2016/87512, 2017/12591, 2017/12978 sayılı markalarının ise dava konusu marka başvurusundan sonra yapılan başvurular olduğu, bu nedenle davacının 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca yapmış olduğu itirazın yerinde olmadığı, davacının kötü niyet iddiasının yerinde olmadığı, dosya kapsamındaki belgelerin dava konusu markanın gerçek hak sahibinin davacı olduğu yönünde kesin kanaat bildirmek için yeterli ve elverişli olmadığı, 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesindeki koşulların da somut olayda bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, müvekkilinin dava konusu markayı, markanın gerçek hak sahibinden tüm haklarıyla devir aldığını, müvekkilinin devir ilişkisine girdiği kişinin halefi olduğunu, artık bu hakları onun da ileri sürebileceğini, zira, böylesi bir ilişkide devir bedelini ve devir alma iradesini belirleyen en önemli etkenin devir alan kişinin devir aldığı hakka dair “tüm talep haklarını da kendi yetki alanına” geçirdiğine olan ve icabında bunları ileri sürebileceğine olan güven olduğunu, marka sahibinin devir ettiği hakların esasında geçmişten başlayan gerçek hak sahipliğine ilişkin talep haklarını da içermesi gerektiğini reddeden bilirkişi raporuna dayalı olarak verilen kararla müvekkilinin hakkına kavuşmasına engel olunduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının istinaf itirazı olarak sadece dava konusu başvuru üzerinde öncelik hakkının bulunduğunu ileri sürdüğü, bu sebeple sınırlı olarak yapılan incelemede davacının dava konusu başvuru üzerinde, 556 sayılı KHK’nın 8/3 maddesi uyarınca öncelik hakkı bulunduğunu ispatlayamadığı gibi dava dışı şirketle ile yaptığı marka devir sözleşmesinin de dava konusu başvuru tarihinden sonraki tarihli 2016/26430 sayılı markaya ilişkin olduğu, bu itibarla ilk derece mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/06/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 02/07/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.