Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1351 E. 2022/822 K. 10.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1351
KARAR NO : 2022/822
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/02/2020
NUMARASI : 2019/9 E. – 2020/78 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU :Alacak

Taraflar arasında görülen davada Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 04/02/2020 tarih ve 2019/9 E. – 2020/78 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ve davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ,davacı şirket ile davalı Kurum arasında “… Hurda Müdürlüğü 3 Adet Hizmet Aracı Kiralama İşi (Sürücülü)” hizmet alımına ilişkin 29.03.2016 tarihinde sözleşme imzalandığını, davacı tarafından sözleşmenin bitiş tarihi olan 31.12.2017 tarihinde Aralık 2017 dönemine ilişkin 31.12.2017 tarih,… seri ve sıra nolu 12.225,79 TL bedelli fatura düzenlendiğini, faturanın süresi içerisinde davalıya ibraz edildiğini, davalı tarafından sözleşmenin 36. maddesi dayanak gösterilerek dava dışı işçiler …, … ve … isimli işçilerin kıdem ve ihbar tazminatlarının ödendiğini, fatura bedelinin üzerine 6.138,03 TL daha ödemenin yapılması gerektiğini belirterek müvekkiline yazı gönderdiğini, fatura bedeli ödenmediği gibi 6.138,03 TL’nin müvekkili davacı şirket tarafından ödendiğini, dava dışı işçilerin 01.04.2016 – 31.12.2017 tarihleri arasında müvekkili davacı şirkette çalıştıklarını, dava dışı işçilerin sözleşmelerinin belirli süreli olduğunu, bu nedenle 4857 sayılı Kanuna göre müvekkili davacı şirketin kıdem ve ihbar tazminatı sorumluluğunun olmadığını, dava dışı işçilerle yapılan sözleşmelerin belirsiz süreli olduğu düşünülse dahi taraflar arasındaki sözleşmenin 31.12.2017 tarihinde sona erdiğini, dava dışı işçilerin başka bir alt işveren tarafından aynı kurumda çalıştırılmaya devam ettiğini ileri sürerek şimdilik 2.000,00 TL’nin hakedişin ödenmesi gereken tarih olan 15.02.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında talebini ıslah ederek 18.364,79 TL’nin 12.225,79 TL’sine kesintinin yapıldığı tarihten itibaren, 6.139,00 TL’ye ise ödemenin yapıldığı 14/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili Kurum tarafından 01.04.2016 – 31.12.2017 dönemine ait sürücülü araç kiralama işinin sözleşme ile davacı şirkete ihale edildiğini, davacının sözleşme bitimine müteakip çalıştırmış olduğu işçilere hak etmiş oldukları yasal işçilik haklarını süresinde ödemediğini, ibranameleri müvekkiline sunmadığını, davacı çalışanlarının müvekkiline müracaat ederek çalıştıkları döneme ait yasal tazminatlarını ve diğer alacaklarının ödenmesini talep ettiklerini, dava dışı işçilerin davacı şirkette çalıştıkları süreler itibariyle hak etmiş oldukları yasal tazminatlarının (kıdem ve ihbar) müvekkili davalı kurum tarafından 18.295,47 TL olarak hesaplanıp dava dışı işçilere 22.02.2018 tarihinde ödendiğini, davacı şirkete ait Aralık 2017 dönemine ilişkin 31.12.2017 tarih,… seri ve sıra nolu 12.225,79 TL bedelli son hakediş faturasının işçi tazminatları için mahsup edildiğini, bakiye 6.138,03 TL’nin ise 15 gün içerisinde ödenmesi için bildirimde bulunulduğunu, davacı şirketin yazılı bildirime istinaden 6.138,03 TL’yi 14.03.2018 tarihinde müvekkiline ait banka hesabına ödediğini, müvekkili ile davacı şirket arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulduğunu, yapılan kesintilerin ve tahsil edilen ek ödemenin sözleşme ve ekindeki belgelerdeki düzenlemelere ve Yargıtayın yerleşik içtihatlarına uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava dışı işçiler …, … ve …’ ın 01.04.2016 – 31.12.2017 tarihlerinde davacının işçisi olarak çalıştıkları, taraflar arasındaki sözleşme ve eklerinde kıdem tazminatı ödemesi bakımından davacı alt işverenin sorumluluğu konusunda açık hüküm bulunduğu, dava dışı işçilerin, davacı şirketin, davalı Kurum ile ihalesi bittikten sonra dava dışı … Ltd. Sti. nezdinde çalışmalarına devam ettiklerinden dolayı davacı şirketin ihbar tazminatından sorumluluğunun bulunmadığı, davacının, işçinin kendi bünyesinden çalıştığı dönemle sınırlı olmak üzere kıdem tazminatından sorumlu olduğu, buna göre davacının alacaklarından 7.534,82 TL fazla kesinti yapıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 7.534,82 TL’nin 15/02/2018 tarihinden itibaren artan oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davacının davalıya 01/04/2016-31/12/2017 tarihleri arasında hizmet verdiğini, sözleşme kapsamında dava dışı işçilerin müvekkili şirket bünyesinde çalıştığını, müvekkili ile olan ihale süresinin bitiminden sonra aynı işçilerin ihaleyi yeni alan dava dışı şirkette çalışmaya başladıklarını, kıdem tazminatının feshe bağlı bir alacak olup iş sözleşmesi devam ettiği sürece işçinin veya işçiye ödeme yapan kurumun kıdem tazminatı talebinde bulunma hakkının bulunmadığını, somut olayda İş Kanunun’nun 6. Maddesi kapsamında iş yeri devrinin söz konusu olduğunu, iş yeri devri ile sözleşmesi devam eden işçiye feshe bağlı bir alacak olan kıdem tazminatının işçiye ödenerek müvekkilinden tahsilinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kıdem tazminatı yönünden de kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, müvekkili Kurumca yapılan işlemlerin tamamen davacı taraf ile akdedilen sözleşme hükümlerine uygun olarak yerine getirildiğini, davacı tarafın sözleşme ile üstlendiği işçilik alacaklarını ödememesi sebebiyle müteselsilen sorumluluğu bulunan müvekkili Kurumun bu alacakları ödediğini, davacının ihbar tazminatından sorumlu olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın tümden reddini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, taraflar arasındaki taşıma sözleşmesi uyarınca davacı taraftan haksız olarak tahsil edildiği iddia olunan işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava dışı işçilerin taraflar arasındaki taşıma sözleşmesi kapsamında davacı alt işverenin işçileri olarak çalıştığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık olmadığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 36. maddesi uyarınca, bahsi geçen dava dışı işçilerin, davacı alt işveren bünyesinde çalıştığı dönemle sınırlı olmak üzere, kıdem tazminatından davacı alt işverenin sorumlu bulunduğu, buna karşın feshe bağlı bir hak olan ihbar tazminatından son işverenin sorumlu olup, dava dışı işçilerin, davacının davalı ile sözleşmesinin sona ermesinden sonra, davalı Kurumun aynı iş için dava dışı Şirketle yaptığı sözleşme kapsamında çalışmaya devam ettiklerinden davacı alt işverenin ihbar tazminatından sorumlu bulunmadığı, diğer taraftan 4857 sayılı İş Kanunun 2/6 maddesi uyarınca işçiye karşı müteselsilen sorumlu olan, asıl ve alt işveren arasındaki iç ilişkide iş hukuku değil, Borçlar Kanunu ve sözleşme hukuku esas alınacağından, davacının somut olayda İş Kanunu’nun 6. maddesine dayalı olarak iş yeri devrinin söz konusu olduğuna ilişkin istinaf itirazlarının da yerinde bulunmadığı, açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla, davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gereken 80,70.TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 184,95-TL harçtan mahsubu ile bakiye 104,25‬ TL’nin talebi halinde davacıya iadesine
3-Davalıdan alınması gereken 514,70-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 129,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 385,70‬-TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-İstinaf aşamasında davacı ve davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdelerinde bırakılmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 10/06/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 01/07/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip