Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1347 E. 2022/752 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/07/2020
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : Marka ile İlgili Kurum Kararlarının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 08/07/2020 tarih ve 2019/161 E. – 2020/98 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı Şirkete ait 2018/112034 başvuru numaralı “…” ibareli markanın tescil edilmek üzere ilan edildiğini, iş bu markaya yönelik müvekkili yapılan itirazın reddedildiğini, bu karara yapılan itirazın ise YİDK tarafından reddedildiğini, oysa müvekkili adına kayıtlı ve tescilli olan … markasının, müvekkilinin aynı zamanda ana markası olması nedeniyle 100’e yakın tescilli markası ve başvurusu bulunduğunu, müvekkilinin T/…. tescil no ile müvekkiline ait … markasının tanınmış marka statüsünde olduğunu, müvekkilinin … markası üzerinde üstün ve öncelikli hakkının bulunduğunu, müvekkiline ait “…” markaları ile itiraza konu “…” markasının görünüş, renk, okunuş ve telaffuz açısından birebir aynı olduğunu, dava konusu … markası ile müvekkilinin … markasının, aynı mal ve hizmet noktalarında, yan yana ve aynı hizmetlerde kullanılması ve yine aynı ürünler üzerinde kullanılacak olmasının karışıklığa meydan vereceğini, başvurunun kötüniyetle yapıldığını ileri sürerek … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun dava konusu 2019-M-7171 sayılı kararının iptaline, markanın tescil edilmiş olması halinde hükümsüz sayılmasına ve markalar sicilinden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkilinin ticaret hayatında da bu isimle tanındığını, sınıfları ve çalışma alanları farklı iki markanın tüketici nezdinde karışıklığa yol açacak bir konumda bulunmasının söz konusu olmayacağını, iki markanın kavram yönünden birbirinden farklı anlamlar ifade ettiğini, Türk Dil Kurumu Sözlüğü’nde, … isminin, sermaye veya ticaret malı anlamına geldiğini, aynı sözlükte …’nın ise Yunan alfabesinin ikinci harfi olarak tanımladığını, kavramsal olarak iki markanın ismi de farklı anlamlar taşıyan isim olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı markaları ile dava konusu marka karşılaştırıldığında her ikisinin de dört harf, iki heceden oluştuğu, markaların kelime unsurları arasındaki tek farklılığın ilk harf olan ”B” ve “M” harflerinden kaynaklandığı, somut uyuşmazlıkta tek harf değişikliğinin görsel, işitsel, yazılış ve anlamsal bakımından dava konusu markanın üzerinde kullanılacağı emtianın ortalama tüketicileri nezdinde iltibası önleyici mahiyette olduğu, karşılaştırılan markalar arasında SMK’nın m.6/1 hükmü bağlamında ilişkilendirme ihtimali dahil karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, davacının daha çok çay emtiası üzerinde “…” ibareli markalarını kullandığı, bu emtianın davaya konu emtia ile herhangi bir bağlantısı bulunmadığı, davacı markalarından haksız yararlanma, itibarına zarar verme veya ayırt ediciliğini zedelemeye yönelik herhangi bir ihtimalin olmadığı, ayrıca karşılaştırılan işaretler arasında görsel, işitsel ve kavramsal düzeyde benzerlik de bulunmadığı anlaşıldığından SMK m.6/5 hükmü koşullarının somut olayda oluşmadığı, davalı şirketin kötüniyetle hareket ettiğini gösterir somut olgu da ileri sürülmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, uyuşmazlık konusu tüm sınıflar yönünden 6769 sayılı SMK’nın 6/1. Maddesi anlamında mal/hizmet benzerliği koşulunun gerçekleştiğini, ayrıca “…” ve “…” ibarelerinin tek harf farkla aynı yazı dizilimine sahip olduklarını, kelimelerdeki baş harfin değiştirilmesinin markaları ayırt etmede yeterli bir farklılık yaratmadığı gibi markaları oluşturan harf dizilimlerindeki yakınlığın, her iki marka ile karşı karşıya kalan tüketici nezdinde, markaların birbiri ile ilişkili olabileceği yönünde algıya kapılmasına neden olabileceğini, işitsel olarak bir harf farkla aynı seslerden oluşan iki kelimenin doğal olarak kulakta aynı/benzer tınıyı bırakacağını, fonetik olarak ayniyet derecesinde benzer olan seslerin işitsel olarak da aynı/benzer algıyı yaratacağını, yerel mahkemenin tek harf farkla oluşturulan markalara ilişkin bildirdiği kanaate de katılmanın mümkün bulunmadığını, tanınmışlık için yapılan değerlendirmenin de yerinde olmadığını, müvekkilinin markasının sahip olduğu tanınmışlık nedeniyle de davalının müvekkilinin tanınmışlığından haksız istifade gayesinde, kötüniyetli hareket ettiğinin açıkça anlaşıldığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili Kurum kararlarının iptali ve hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesine göre, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği, ancak, “…” esas ibareli marka başvurusu ile itirazına mesnet gösterilen “…” esas ibareli markalar arasında, görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürün ve hizmetler için ayırdığı satın alım süresi içinde, “…” şekli ibareli işareti gördüğünde derhâl ve hiç düşünmeden bunun “…” ibareli markalardan farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, SMK’nın 6/1. maddesinde koşulların somut uyuşmazlıkta bulunmadığı, tescilli bir marka ile iltibas yaratmayan işaretin marka tescil başvurusunda bulunmanın kötüniyetli olarak değerlendirilemeyeceği, ayrıca dosya kapsamında böyle bir ispatın da olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,3‬0 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 02/06/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/06/2022

…..

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.