Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1342 E. 2022/754 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/1342 – 2022/754
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1342
KARAR NO : 2022/754
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/07/2020
NUMARASI : 2019/365 E. – 2020/115 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Marka ile İlgili Kurum Kararlarının İptali,
Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 17/07/2020 tarih ve 2019/365 E. – 2020/115 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı şahsın “… ” ibaresinin 25 ve 35. Nice sınıflarında tescili amacı ile … Kurumuna 2018/70904 numaralı marka tescil başvurusunda bulunduğunu, başvurunun yayınlandığını, müvekkili tarafından marka tescil başvuruna itiraz edildiğini, bu itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından reddedildiğini, işbu ret kararına karşı itiraz edildiğini ancak YİDK tarafından itirazın reddine verildiğini, oysa müvekkilinin 1980 yılından bu yana … markasını hazır giyim ve tekstil sektöründe tescilli olarak kullanmakta olduğunu, müvekkilinin … ibaresini uzun yıllar boyu harcanan emek, zaman ve para sayesinde meşhur ve maruf hale getirerek, kullanım sonucu ayırt edici nitelik kazandırdığını, markanın tanınmış marka haline geldiğini, davalı tarafın “…” ibareli markasının müvekkilinin markalarının devamı niteliğinde anlaşılacağını, markalar arasında görsel, işitsel ve bütünlük ilkesi uyarınca benzerlik olduğunu, taraf markalarının kapsamında yer alan mal ve hizmetlerin aynı veya benzer olduğunu ileri sürerek 2019-M-8001 sayılı YİDK kararının iptaline ve tescili halinde dava konusu … markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Kurumu vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu marka başvurusunda yer alan 25 ve 35. Sınıfta belirtilen mal ve hizmetlerin aynı veya aynı türünün davacıya ait itiraza mesnet markalarda bulunduğu, karşılaştırılan mal ve hizmetler bakımından emtia benzerliği şartının somut olayda gerçekleştiği, ancak genel görünüm itibariyle taraf markalarının görsel olarak birbirlerine benzemediği, davalı markası olan … ibaresinin herhangi bir anlam ifade etmediği, taraf markalarında kavramsal benzerlik bulunmadığı, markalar arasında benzerlik bulunmadığı değerlendirildiğinden, davalının … ibareli markayı kullanması dolayısıyla, sonraki başvurunun tescili nedeniyle haksız bir yararın sağlanması, tanınmış markanın itibarının zarar görmesi ve tanınmış markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi sonuçlarının ortaya çıkmayacağı, davalı şahsın kötüniyetle hareket ettiğini gösterir somut olgunun da ileri sürülmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkemenin kararının aksine, davaya konu iptali talep edilen “…” markası ile müvekkilinin markası “…” markasının açıkça iltibas yarattığını, davalı markasında vurgunun … ibaresinde toplanmakta olup, “…” ibaresinin tali tamamlayıcı unsur olmaktan öteye gidemediğini, … ibaresinin müvekkilinin markasına olan benzerliğinin emsal kararlarda belirlendiğini, davalı tarafın, onlarca seçenek özgürlüğüne sahipken müvekkilinin markasının birebir aynısını marka olarak seçmesinin, müvekkilinin markası ile iltibas yaratmaya çalışmasının müvekkilinin markalarının bilinirliğinden haksız yararlanma çabasının ve kötü niyetinin açık göstergesi olduğunu, mahkeme tarafından müvekkilinin “…” markasının tanınmış marka olduğunun tamamen göz ardı edildiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili Kurum kararlarının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesine göre, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği, ancak, “…” ibareli marka başvurusu ile itirazına mesnet gösterilen “…” ibareli marka arasında, görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürün ve hizmetler için ayırdığı satın alım süresi içinde “…” ibareli işareti gördüğünde derhâl ve hiç düşünmeden bunun “…” ibareli markadan farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, SMK’nın 6/1. maddesinde koşulların somut uyuşmazlıkta bulunmadığı, tescilli bir marka ile iltibas yaratmayan işaret için marka tescil başvurusunda bulunma kötüniyet olarak değerlendirilemeyeceği gibi bu iddianın kanıtlanamadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 02/06/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 14/06/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.