Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/134 E. 2021/1229 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/02/2019
NUMARASI :……

DAVANIN KONUSU : … Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05/02/2019 tarih ve ….. K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibaresinin 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 11, 14, 16, 18, 20, 21, 22, 24, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 35, 38, 40, 41, 43 sınıflarda tescilin içi yaptığı marka başvurusuna, davalı şirketlerin “…” ibareli markalarına dayalı olarak yaptıkları itirazlarının Markalar Dairesi Başkanlığınca kısmen kabul edilerek başvurunun bir kısım mallar yönünden reddine karar verildiğini, bu karar karşı yaptıkları itirazlarının da … tarafından reddine karar verildiğini, oysa taraf markları arasında reddedilen mallar bakımından iltibas tehlikesi bulunmadığını, tarafların marka işaretleri arasında benzerlik olmadığını, davalı şirketlerin redde mesnet markaları tescilli iken b…. sayılı … ibareli, … sayılı … ibareli, … sayılı … ibareli …. sayılı …” markların tescil edildiğini, buna rağmen müvekkili başvurusunun iltibas ihtimali yaratma tehlikesi taşıdığına ilişkin verilen kararın hukuka uygun olmadığını, müvekkili adına tescilli markaların tüketici nezdinde tanınan ve bilinen markalar olduğunu, bu anlamda sektöründe tanınmış olmasının, markalarının ortalama tüketici tarafından tercih edilmesi ile doğru orantılı bulunduğunu ileri sürerek … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun “…” marka başvurusunun kısmen reddine ilişkin … sayılı iptali ile başvurudan çıkarılan emtialarda dahil olmak üzere tescili istenen tüm sınıflarda tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalı… vekili, davacı yanın başvurusu ile redde mesnet … ibareli markaların ortalama tüketici nezdinde karıştırılacak kadar benzer olduğunu, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … …… vekili , dava konusu başvuru ile müvekkillerine ait redde mesnet markaların ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, müvekkili şirketler adına tescilli markaların tek ve esas unsuru olan “…” ibaresinin yanına “…” ibaresinin eklenmesi ile davacı başvurusunda ortalama tüketici nezdinde ayırt edilecek bir farklılık sağlamadığını, davacı yanın marka olarak sonsuz denebilecek seviyede seçim olanağı varken özellikle “…” ibaresini tercih etmesinin kötü niyetin bir göstergesi olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … ……vekili ; davacının “…” ibareli markası ile müvekkili şirketin “…” ibareli markasının ortalama tüketici nezdinde karıştırılacak derecede benzer bulunduğunu, her iki markada da asli unsurun “…” ibaresinden oluştuğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … San. Ve Tic. A.Ş., dava konusu başvuru ile müvekkillerine ait redde mesnet markaların ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, davacının tanınmışlık iddialarının yerinde bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu “…” ibareli başvuru ile redde menset “…” ibareli markalar arasında başvuru kapsamından çıkarılan mallar bakımından 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesi bulunduğu, davacı tarafça … markasının tanınmış marka olduğu ve bu marka altında … mağazalarında satılan kendi markalarının (…) tanınmış marka olarak kabul edilerek tescili gerektiğini ileri sürülmüşse de davacının … markasının tanınmış marka olmadığı gibi bir markanın tanınmışlığının tescile cevaz vermediği, sadece tescil engeli teşkil ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, dava konusu başvuruları ile redde mesnet markalar arasında 5556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunmadığını, iltibas değerlendirmesinin markanın bölünerek yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, davalı şirketlerin redde mesnet markaları tescilli iken …. sayılı … ibareli,…. sayılı … ibareli, … sayılı … ibareli, … sayılı … ibarel…. sayılı … ibareli,….. sayılı …” ibareli markaların tescil edildiğini, buna rağmen müvekkili başvurusunun iltibas ihtimali yaratma tehlikesi taşıdığına ilişkin değerlendirmenin yerinde olmadığını, müvekkili adına kayıtlı markaların tanınmış olup tüketici nezdinde karıştırılma ihtimali bulunmadığını, ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE: Dava, marka başvurusunun kısmen reddine dair … kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, redde mesnet markaların “…” , davacıya ait marka başvurusunun ise “…” ibaresinden oluştuğu, İtalyaca kökenli “…” ibaresinin “…, …” anlamlarına geldiği, … ibaresinin ise bir anlamı bulunmadığı, başvuru konusu ve redde mesnet markalarda “…” ibaresinin asıl unsur olarak yer aldığı, “…” ibaresinin başvuru konusu işareti redde mesnet markalarından farklılaştırmadığı, bu hali ile başvuru konusu işaret ile redde mesnet marka işaretleri arasında anlamsal, sescil ve görsel olarak karıştırmaya neden olacak biçimde benzerlik bulunduğundan ve başvuru kapsamından çıkarılan amal ve hizmetlerin redde mesnet markalar kapsamında yer alan mal ve hizmetlerle aynı/aynı tür olduğundan başvuru konusu marka ile redde mesnet markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas koşulları oluştuğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 07/10/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 28/10/2021

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.