Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1317 E. 2022/838 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/1317 – 2022/838
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1317
KARAR NO : 2022/838
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/11/2018
NUMARASI : 2017/277 E. – 2018/406 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Marka, YİDK Kararı İptali, Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 21/11/2018 tarih ve 2017/277 E. – 2018/406 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … Kurumu tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…”, “…”, “…” ve “…”, “…” ve benzeri ibareli markaların sahibi olup, “…” markası ile Türkiye genelinde tanınmış olduğunu, ayakkabı, bot, çizme, patik, kemer, çanta ve benzeri birçok ürün sattığını, dünya çapında 33 ülkeye ihracat yaptığını, davalı şirketin 2016/00498 sayı ile 01 ve 35. sınıfta “…” markası için başvuruda bulunduğunu, bu başvurunun ilanına itirazın 2017-M-4538 sayılı kararı ile nihai olarak 1. sınıf mallar bakımından kısmen reddedildiğini ve anılan mallar yönünden başvurunun devamına karar verildiğini, oysa müvekkilinin “…” markasının tanınmış marka olduğunu, davaya konu marka başvurusunun müvekkilinin markası ile iltibas oluşturacağını ileri sürerek, davalı … YİDK kararının iptalini ve diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Kurumu vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket temsilcisi savunmada bulunmamıştır.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davalının “…” ibareli başvuru markasıyla davacının “…” ibareli tescilli markaları arasında görsel ve sesçil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, her iki markada “…” ibaresinin baskın olarak öne çıktığı, diğer yönden davalının markasının kapsamındaki 1. sınıftaki “Sanayide, bilim sahasında, fotoğrafçılıkta, tarım, bahçecilik ve ormancılıkta kullanılan kimyasallar. Gübreler ve topraklar. İşlenmemiş suni reçineler ve işlenmemiş plastikler. Yangın söndürücü maddeler. Kırtasiye, tıbbi ve ev içi kullanım amaçlı olanlar hariç yapıştırıcılar.” mallarının, davacının 2010/48427 sayılı markasının kapsamındaki 5. sınıf (kimyasal ürünler, kimyasal elementler.), 31. sınıf (Tarım, bahçecilik ürünleri ve tohumlar, ormancılık ürünleri.) ve 45. sınıf (yangın söndürme hizmetleri.) mal/hizmetlerle ilişkili, birbiri ile bağlantılı emtialar olduğundan ortalama düzeydeki tüketici kesimi nazarında markalar arasında ilişkilendirme/karıştırılma ihtimalini ortaya çıkabileceği, HMK 282. maddesinde belirtilen “hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir.” hükmünden hareketle bilirkişi raporundaki iltibas yoktur şeklindeki görüşe itibar edilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, …’in 2017-M-4538 sayılı YİDK kararının iptaline, dava konusu 2016/00498 sayılı marka tescilli olduğundan hükümsüzlüğüne, sicilden terkin edilmesine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … Kurumu vekili istinaf başvuru dilekçesinde, tarafların markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunmadığını, mahkemenin uzmanlık gerektiren emtia benzerliği konusundaki değerlendirmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İşlem dosyasının incelenmesinden, davalının “…” ibaresinin, 1 ve 35. sınıf mallarda ve hizmetlerde tescili için davalı Kuruma başvurduğu, davacının itirazı sonucunda 35. sınıf hizmetlerin başvuru kapsamından çıkarıldığı, kalan 1. sınıf mallarda davacı tarafından “…” asıl unsurlu markalarına dayalı olarak iltibas gerekçesiyle başvuruya itiraz ettiği, itirazın YİDK’in 2017-M-4538 sayılı kararı ile reddedildiği, bu kararın davacı tarafa 21/06/2017 tarihinde tebliğ edildiği, 03/08/2017 tarihinde açılan davanın, 556 sayılı KHK’nin 53. maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Görüldüğü üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markaları arasında, başvuru kapsamında kalan 1. sınıf mallar yönünden iltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığı, ayrıca 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun geçici 1. maddesi yollamasıyla somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa tescil edilemez. Açıklanan hüküm çerçevesinde markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. İltibas, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir (Savaş Bozbel, Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2015, s. 408- 409).
Yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olaya dönüldüğünde, dava konusu “…” ibareli başvurunun asli unsurunu “…” ibaresinin oluşturduğu anlaşılmaktadır. Zira “…” ibaresinin, “…” ibaresinden uzaklaşan bir anlamı bulunmamaktadır. Davacının itirazına mesnet markaların asıl unsuru da “…” ibaresinden oluşmaktadır. O halde tarafların marka olarak kullanmak istedikleri ibareler yönünden markalar arasında görsel, sesçil ve kavramsal olarak, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca benzerlik bulunmaktadır. Esasen ilk derece mahkemesince de aynı sonuca varılmış, Dairemizce de bu görüş benimsenmiştir.
Ancak başvuru kapsamında kalan 1. sınıf mallar, davacının itiraza mesnet markalarında yer almamaktadır. Davacının markalarının kapsamındaki emtialar, davalının marka tescil başvurusunun kapsamındaki 1. sınıf mallarla bağlantılı veya ilişkili olmadığı gibi, birbirlerine gönderme yapan, birbirini hatırlatma veya çağrıştırma yeteneği olan veya birbirinin yerine ikame özelliği bulunan emtialar da değildir. Bu itibarla tarafların markaları arasında, kapsamlarında bulunan mal ve hizmetler yönünden, anılan KHK hükmü uyarınca iltibas tehlikesi bulunması koşulu gerçekleşmemiştir. Dairemizce mahkemenin aksi yöndeki görüşüne iştirak edilmemiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin davacının itiraza dayanak markalarını, ibarelerin benzer görüldüğü hallerde, 1. sınıf mallar yönünden benzer görmeyen, benzer uyuşmazlıklarda verdiği 07.01.2019 tarih, 2017/2620 Esas- 2019/65 Karar ve 04.02.2019 tarih, 2017/3798 Esas- 2019/791 Karar sayılı ilamları da aynı yöndedir.
Taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi koşullarının davacı yararına oluşmadığı, mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi raporunda belirtildiği gibi, farklı mal ve hizmetler yönünden davacı markasının aynı nedenlerle tescil engeli oluşturmayacağı, Yargıtay 11. HD.’nin 03.06.2015 gün ve 2015/2863 E.-7598 K. ve 02.11.2015 gün ve 2015/4471 E.-11398 K. ve 07.01.2019 tarih, 2017/2620 E.- 2019/65 K. sayılı ilamları ile kabul edilmiştir.
Bu durum karşısında mahkemece, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, HMK.’nın 353/1-b-2. maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, davalı … Kurumu vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK ‘nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Ayrıca somut uyuşmazlıkta mahkemece davanın kabulüne dair tesis edilen karar, davalı şirket vekilince istinaf edilmediğinden, mahkemece anılan şirket markasının hükümsüzlüğüne ilişkin olarak verilen karar kesinleşmiş, Dairemizce de davalı markasının hükümsüzlüğüne dair verilen karar, aynen tekrar edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … Kurumu vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile, Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 21/11/2018 gün ve 2017/277 E. – 2018/406 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
2-Davalı … YİDK kararının iptaline ilişkin davanın REDDİNE,
3-Dava konusu 2016/00498 sayılı marka tescilli olduğundan HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, sicilden terkin edilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcından, peşin olarak alınan 31,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 49,30-TL karar ve ilam harcının davalı şirketten tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 7.375,00-TL maktu vekalet ücretinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı … Kurumu kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 7.375,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı Kuruma verilmesine,
7-Davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 500,00-TL bilirkişi ücreti, 182,00-TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 35,50-TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 717,50-TL yargılama giderine 31,40-TL peşin harç, 31,40-TL başvurma harcı tutarı eklenerek oluşan toplam 780,30-TL yargılama giderinin davalı … Gıda Ve Tarım Ürün. San. ve Tic. LTD. ŞTİ’den tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı … Kurumu tarafından istinaf aşamasında yapılan 39,00-TL posta ve tebligat masrafı ile 148,60-TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı olmak üzere toplam 187,60-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
9-Davalı şirket tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
11-Davalı … Kurumu tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde anılan davalıya iadesine,
12-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/06/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 16/06/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.