Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/1295 – 2022/873
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/1295
KARAR NO : 2022/873
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2019
NUMARASI : 2019/168 E. – 2019/584 K.
DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 26/12/2019 tarih ve 2019/168 E. – 2019/584 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar … Kurumu ile … İnşaat Anonim Şirketi tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacılar vekili, müvekkili şirketlerin 2004/02152, 2004/17890, 2004/02150, 2011/76454, 2014/109106, 2015/27750, 2015/27761 sayılı ve “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı Şirketin bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere diğer davalı Kuruma başvurduğunu, 2017/81307 kod numarasını alan başvuruya müvekkilince yapılan itirazın davalı Kurum tarafından reddedildiğini, oysa dava konusu başvuru ile müvekkili markaları arasında karıştırılmaya yol açacak derecede benzerlik bulunduğunu, Yargıtay 11.HD. tarafından verilen 22.01.2019 tarih ve 2017/3672 E., 2019/600 K. sayılı emsal nitelikte kararda da, “…” ibareli başvurunun müvekkillerinin markaları ile iltibas oluşturur şekilde benzer kabul edildiğini, aynı şekilde benzer marka başvurularının müvekkilleri markaları ile iltibas yarattığının mahkemelerce kabul edildiğini ve Yargıtay tarafından bu kararların onandığını, dava konusu kararın bu nedenlerle hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, YİDK’in 2019-M-610 sayılı kararının iptaline, dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, davanın hak düşürücü sürede açılmadığını, … ibaresinin 2006 yılından beri müvekkili tarafından çekişmesiz bir şekilde kullanıldığını, davacıların 2006 yılından beri müvekkilinin kullanımına sessiz kalmalarının, işbu davanın haksızlığını ve TMK’nın 2. maddesine aykırılığını gösterdiğini, taraf markaları arasında iltibasa sebebiyet verecek bir benzerliğin bulunmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalının dava konusu 2017/81307 sayılı marka başvurusu ile davacıların 2004/02152, 2004/17890, 2004/02150, 2014/109106 sayılı birlikte sahip oldukları markalar arasında, başvuru kapsamında yer alan tüm mal ve hizmetler yönünden SMK’nın 6/1 maddesi anlamında benzerlik ve karıştırılma tehlikesinin bulunduğu, dava konusu markanın kapsamında bulunan 19. ve 37. sınıftaki malların/hizmetlerin tamamı bakımından da SMK’nın 6/5 maddesi koşullarının da oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, YİDK’in 2019-M-610 sayılı kararının iptaline, 2017/81307 sayılı markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … vekili, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında görsel, işitsel, kavramsal düzeyde ilişkilendirilme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırılmaya yol açabilecek derecede benzerlik bulunmadığını, başvuruya yeterli ayırt ediciliğin katıldığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, 2006 yılından beri müvekkil tarafından tescilsiz biçimde markasal olarak kullanılmakta olan “…” ibaresi üzerinde müvekkilinin gerçek hak sahibi olup, müvekkilinin gerçek hak sahipliğinin ve markanın 2006 yılından beri kullanım sureti ile müvekkili ile özdeş, ayırt edici karaktere kavuştuğunun gözetilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, “…” ibaresi ile davacı tarafın “…” ibareli marka tescilleri arasında iltibasa sebebiyet verebilecek herhangi bir benzerlik mevcut olmadığını, iki marka arasında görsel, işitsel ve anlamsal kıyaslama yapıldığında da iltibas sonucuna varılamadığını, müvekkilinin 2006 yılından beri çekişmesiz kullanım ile gerçek hak sahipliğini elde etmiş oluşu ve her halükarda davacının 2006 yılından 2017 yılına kadar sessiz kalmakla hak kaybına uğradığı tartışılmadan verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında, başvuru kapsamında yer alan tüm mal ve hizmetler yönünden 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 22.01.2019 tarih, 2017/3672 E., 2019/600 K. sayılı ilamında da, “…” ibaresi ile “…” ibaresi arasında karıştırılmaya yol açacak derecede benzerlik bulunduğunun kabul edildiği, her ne kadar davalı Şirket tarafından, başvuruya konu ibarenin 2006 yılından beri kullanıldığı ve ibare üzerindeki gerçek hak sahibinin kendisi olduğu, davacının da bu kullanımlara sessiz kalması nedeniyle hak kaybına uğradığı savunulmuş ise de eldeki davanın konusunun, marka başvurusuna yapılan itirazın reddine ilişkin YİDK kararının iptali olduğu, bu tür bir davada davalının, başvuru konusu ibare üzerinde gerçek hak sahibi olup olmadığının ya da davacının, davalı kullanımına sessiz kalması nedeniyle hak kaybına uğrayıp uğramadığının tartışılamayacağı, davacı tarafın tescilli markaları hüküm ifade ederken, davalının tescilsiz kullanımına dayalı olarak bu ibareyi tescil ettirmesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla, davalılar … Kurumu ile … İnşaat Anonim Şirketi vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar … Kurumu ile … İnşaat Anonim Şirketi vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılar … Kurumu ile … İnşaat Anonim Şirketi’nden ayrı ayrı alınması gereken 80,70.TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalılar tarafından istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 54,40.TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30.TL’nin davalılardan ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/06/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 04/07/2022
Başkan
Üye
Üye
Katip
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.