Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1282 E. 2022/869 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ :….

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 02/07/2020 tarih ve 2019/298 E. – 2020/141 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkili firmanın 130 yıl önce kozmetik, tekstil sektörlerinde Amerika’da kurulduğunu, kozmetik sektörünün önde gelen şirketleri arasında yer aldığını, müvekkili adına … nezdinde tescilli 137 adet “…” esas unsurlu markanın bulunduğunu, “…” markasının aynı zamanda tanınmış marka statüsünde korunduğunu, davalı Şirketin, müvekkiline ait “…” markalarına ayırt edilemeyecek kadar benzer olan “…” markasının tescili için diğer davalı Kuruma başvurduğunu, 2018/92307 numarası verilen başvuruya müvekkilince yapılan itirazların önce Markalar Dairesi Başkanlığı, sonrasında ise YİDK tarafından reddedildiğini, oysa dava konusu başvuru ile müvekkili markaları arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu, markalar arasındaki tek farkın, müvekkili markasında yer alan “o” harfinin, “a” harfi ile değiştirilmesi olduğunu, markaların telaffuz açısından son derece benzediklerini, davalıya ait markanın ortalama tüketici nezdinde müvekkiline ait marka ile arasında ticari ilişki oluşturduğu izlenimi vereceğini, dava konusu başvurunun kapsadığı hizmetlerin müvekkiline ait markaların kapsadıkları hizmetler ile birebir veya aynı türden olduklarını, müvekkili markasının tanınmış olması nedeniyle de dava konusu başvurunun tescilinin mümkün olmadığını, zira davalıya ait markanın tescil edilmesi durumunda haksız çıkar sağlayacağını, dava konusu başvurunun kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin SMK’nın 6/3 maddesi uyarınca da hak sahibi bulunduğunu, aynı şekilde SMK’nın 6/6 uyarınca dava konusu başvurunun tescilinin mümkün bulunmadığını ileri sürerek, YİDK’in 21.06.2019 tarih ve 2019-M-5503 sayılı kararının iptaline, dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkiline ait markanın 23.07.2019 tarihinde 2018/92307 marka numarası ile tescil edildiğini, söz konusu davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu ve reddedilmesi gerektiğini, “…” ve “…” markalarının, görsel, işitsel ve kavramsal düzeyde ilişkilendirme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek düzeyde benzer olmadıklarını, taraf şirketlerin faaliyet alanlarının farklı olduğunu, müvekkili başvurusunun kötü niyetli olarak yapılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu başvurunun kapsamındaki hizmetlerle itiraz gerekçesi markaların kapsamındaki mal ve hizmetlerin kısmen benzer olduğu ancak taraf marka işaretlerinin benzer olmadığı, bu nedenle taraf markaları arasında karıştırılma olasılığı bulunmadığı, dava konusu başvurunun, davacıya ait tanınmış markadan haksız bir yarar sağlaması, tanınmış markanın itibarına zarar vermesi ya da tanınmış markanın ayırt edici karakterini zedelemesi gibi bir durum söz konusu olmadığından, SMK’nın 6/5 maddesi koşullarının oluşmadığı, yine SMK’nın 6/3 ve 6/6 maddesi koşullarının da somut olayda bulunmadığı, kötü niyet iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, dava konusu başvuru ile müvekkilinin itirazına mesnet markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında iltibas tehlikesinin bulunduğunu, zira davaya konu markanın asıl unsurunu oluşturan “…” ibaresinin, müvekkil markasındaki “o” harfinin, “a” harfi ile değiştirilmesi suretiyle oluşturulduğunu, markalar arasındaki tek farklılığın, dava konusu markada “o” harfi yerine “a” harfinin konulmasından kaynaklandığını ve bunun da başvuruya yeterli ayırt ediciliği sağlamadığını, emsal mahkeme ve davalı Kurum kararlarının da bu yönde olduğunu, başvurunun müvekkili markalarının serisi olarak algılanacağını, marka kapsamlarındaki ürünlerin de aynı olduğunu, dolayısıyla SMK’nın 6/1 maddesi koşullarının gerçekleştiğini, ayrıca müvekkili markasının kozmetik sektöründe sahip olduğu ciddi düzeydeki tanınmışlığın da dava konusu markanın müvekkil markalarıyla karıştırılma ihtimalini arttıracağını, müvekkili markalarının tanınmışlığı nedeniyle SMK’nın 6/5 maddesi koşullarının da somut olayda bulunduğunu, müvekkiline ait “…” markalarının sahip olduğu tanınmışlık düzeyi ve davalının basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü de dikkate alındığında davalının müvekkili markalarından haberdar olmamasının imkansız bulunduğunu, buna rağmen davalının tamamen müvekkili ile özdeşleşmiş “…” markasının ayırt edilemeyecek derecede benzerini müvekkil markası ile birebir aynı/aynı türden ürünler üzerinde tescil ettirmek istemesinin kötü niyetli olduğunu, bunun dışında SMK’nın 6/3 ve 6/6 maddesi koşullarının da oluştuğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İşlem dosyasının incelenmesinden; davalı Şirketin 2018/92307 sayılı “…” ibareli marka başvurusunda bulunduğu, marka kapsamında 35/5. sınıfta yer alan hizmetlerin bulunduğu, davacının “…” ibareli markalarına dayalı olarak marka başvurusuna itiraz ettiği, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından itirazın reddine karar verildiği, bu karara yönelik davacı itirazının ise YİDK’in 21.06.2019 tarih, 2019-M-5503 sayılı kararıyla reddedildiği ve işbu kararın 24.06.2019 tarihinde davacıya tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesinde, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir. Açıklanan hüküm çerçevesinde markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. İltibas, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir (Savaş Bozbel, Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2015, s. 408- 409).
Yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olaya dönüldüğünde; dava konusu başvurunun kapsamında, gıda malları dışında sınıflandırma tebliğinde yer alan tüm malların satışına özgülenmiş 35/05. sınıf mağazacılık hizmetleri yer almaktadır. Davacının itirazına mesnet markaların kapsamlarında ise 03,09,14,16,25 ve 28. sınıf mallarla 35,36,41,42 sınıf hizmetler bulunmaktadır. Tarafların markalarını kullanacakları mal ve hizmetlerin benzer olup olmadığı konusunda da mahkemece bilirkişi görüşüne başvurulmuş, bilirkişi heyetince davalının başvurusunun kapsamında yer alan 35/5. sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve
satın alması için Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil; ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç). Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar,
manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri. Kuyumculuk eşyaları (taklitleri dahil); altınlar, mücevherler, kıymetli taşlar ve bunlardan mamul takılar, koldüğmeleri, kravat iğneleri ve heykeller, biblolar. Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Oyunlar ve oyuncaklar. Salonda oynanan oyunlar; harici ekran ya da monitör ile bağlanıp oynanabilen oyunlar için aletler, makineler ve cihazlar (jetonla çalışanlar dahil). Hayvanlar için oyuncaklar. Çocuk bahçeleri, parklar ve oyun parkları için oyuncaklar mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.) yönünden tescil kapsamlarının aynı/benzer olduğu, dava konusu başvuru kapsamında yer alan diğer mal ve hizmetler yönünden ise herhangi bir benzerliğin bulunmadığı bildirilmiş, Dairemizce de davacı markaları ile benzer kabul edilen/edilmeyen hizmetler konusunda bilirkişi raporunda belirtilen hususlara iştirak edilmiş, belli malların satışına özgü mağazacılık hizmetleri ile o mallar arasında benzerlik olup olmadığının, her somut olayın özelliklerine, marka işaretleri arasındaki benzerlik düzeyine göre değerlendirilmesi gerektiği ve somut olayda taraf marka işaretleri arasında benzerlik düzeyi gözetildiğinde, davacı vekilinin bu yönden ileri sürdüğü itirazlar yerinde görülmemiştir.
İşaretlerin karşılaştırılmasına gelince; dava konusu başvuru, beyaz zemin üzerine siyah büyük harflerle yazılmış “… ibaresinden oluşmaktadır. Her ne kadar, başvuruda yer alan “A” harfleri, ortasındaki çizgiye yer verilmeyerek ters “V” şeklinde yazılmış ise de bu durum, tüketicilerin algısında değişikliğe yol açmayacak olup, başvurunun, ürünlerin ortalama tüketicilerince “…” olarak algılanacağı kabul edilmiştir. Davacının itirazına mesnet markaların asli unsurlarını ise “…” ibaresinin oluşturduğu açıktır. Görüldüğü üzere markaların asli unsurları arasında yalnızca davacı markasında yer alan “O” başvuruda “A” harfine çevrilmesinden kaynaklanan bir farklılık bulunmaktadır. Ancak bu farklılık, görsel ve işitsel olarak dava konusu başvuruya yeterli ayırt ediciliği sağlamamaktadır. Zira, söz konusu ibarelerin üç harflerinin aynı olduğu gibi tek harf farklılığı da, ibarelerin ortasındaki harfte yapılmıştır. Ayrıca, davacı markasının yüksek ayırt edici niteliği ile kozmetik ürünlerindeki tanınmışlık seviyesi de gözetildiğinde, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel ve işitsel olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu sonucuna varılmış, aksi yöndeki ilk derece mahkemesi kararı yerinde görülmemiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan, Dairemizce bu yönden dosyada mevcut bilirkişi raporundaki tespitlere itibar edilmemiş, ayrıca bir bilirkişi incelemesine de gerek görülmemiştir.
Davacı tarafça markalarının tanınmış oldukları ileri sürülerek 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesi uyarınca da başvurunun tescil edilemeyeceği ileri sürülmüştür. Davacı markaları kozmetik sektöründe tanınmış olup, dava konusu başvuru kapsamında yer alan ve davacı markalarının kapsamlarındaki mal ve hizmetlerden farklı olduğu kabul edilen hizmetler yönünden 6769 sayılı SMK’nın 6/5. maddesi koşullarının davacı yararına gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Buna göre, davacı markalarının tanınmışlık düzeyi, taraf markaları arasında düşük düzeyli bir işaret benzerliğinin bulunması ve başvuru kapsamında olup, davacı markalarının kapsamlarında yer alan mal ve hizmetlerden farklı olduğu kabul edilen hizmetlerin, davacı markalarının tanınmış olduğu kozmetik sektörüne yakınlık derecesi gözetildiğinde, somut olayda 6769 sayılı SMK’nın 6/5. maddesi koşullarının gerçekleşmediği kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar dava konusu başvurunun kötü niyetli olduğu ileri sürülmüş ise de öncelikle belirtmek gerekir ki benzer marka başvurusunda bulunmak, tek başına kötü niyetin varlığının kabulü içi yeterli değildir. Davalı, davacı markalarının aynısını ya da ayırt edilemeyecek derecede benzerini başvuruya konu etmediği gibi davacı markalarının tanınmışlığından yararlanmaya çalıştığını gösteren herhangi bir emare de bulunmamaktadır. Bunun dışında, dava konusu başvurunun kötü niyetli olduğuna dair de herhangi bir delil sunulmadığından, Dairemizce davacı tarafın kötü niyet iddiası yerinde bulunmamıştır.
Davacı tarafça SMK’nın 6/3. maddesi kapsamında “…” ibaresi üzerindeki gerçek hak sahipliğine de dayanılmıştır. Anılan hükümde tescilsiz marka kullanımı korunmakta olup, somut olayda davacı tarafın tescilli markaları bulunduğundan ve kullanımları da bu markalar kapsamında kaldığından, artık anılan madde koşullarının somut olayda tartışılmasında hukuki yarar görülmemiş, bu yönden bir değerlendirme yapılmamıştır. Yine her ne kadar davacı taraf, SMK’nın 6/6. maddesi uyarınca ticaret unvanı nedeniyle de başvurunun tescil edilemeyeceğini ileri sürmüş ise de davacının ticaret unvanı Türkiye’de tescilli olmadığı gibi yurt dışında tescilli bu unvanın, Türkiye’de kullanıldığı da ispat edilmediğinden, anılan madde kapsamında da bir tescil engeli bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan nedenlerle dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında, başvuru kapsamında yer alan 35/5. sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve
satın alması için Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil; ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç). Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar,
manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri. Kuyumculuk eşyaları (taklitleri dahil); altınlar, mücevherler, kıymetli taşlar ve bunlardan mamul takılar, koldüğmeleri, kravat iğneleri ve heykeller, biblolar. Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Oyunlar ve oyuncaklar. Salonda oynanan oyunlar; harici ekran ya da monitör ile bağlanıp oynanabilen oyunlar için aletler, makineler ve cihazlar (jetonla çalışanlar dahil). Hayvanlar için oyuncaklar. Çocuk bahçeleri, parklar ve oyun parkları için oyuncaklar mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” yönünden SMK’nın 6/1 maddesi kapsamında karıştırılma ihtimali bulunduğu, bunun dışında kalan hizmetler yönünden ise anılan madde koşullarının gerçekleşmediği, yine davacının tanınmışlık, eskiye dayalı kullanım, tescilli ticaret unvanı ve kötü niyet iddialarının da yerinde olmadığı gözetilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, HMK’nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, Dairemizce davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 02/07/2020 gün ve 2019/298 E. – 2020/141 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA,
2-Davanın KISMEN KABULÜ ile YİDK’in 21.06.2019 tarih, 2019-M-5503 sayılı kararının, 35/5. sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve
satın alması için Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil; ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç). Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar,
manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri. Kuyumculuk eşyaları (taklitleri dahil); altınlar, mücevherler, kıymetli taşlar ve bunlardan mamul takılar, koldüğmeleri, kravat iğneleri ve heykeller, biblolar. Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Oyunlar ve oyuncaklar. Salonda oynanan oyunlar; harici ekran ya da monitör ile bağlanıp oynanabilen oyunlar için aletler, makineler ve cihazlar (jetonla çalışanlar dahil). Hayvanlar için oyuncaklar. Çocuk bahçeleri, parklar ve oyun parkları için oyuncaklar mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” yönünden KISMEN İPTALİNE,
3-Dava konusu 2018/92307 sayılı markanın, kapsamında yer alan 35/5. sınıftaki “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve
satın alması için Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil; ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç). Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu kartlar,
manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri. Kuyumculuk eşyaları (taklitleri dahil); altınlar, mücevherler, kıymetli taşlar ve bunlardan mamul takılar, koldüğmeleri, kravat iğneleri ve heykeller, biblolar. Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, fularlar, şallar, bandanalar, eşarplar, kemerler. Oyunlar ve oyuncaklar. Salonda oynanan oyunlar; harici ekran ya da monitör ile bağlanıp oynanabilen oyunlar için aletler, makineler ve cihazlar (jetonla çalışanlar dahil). Hayvanlar için oyuncaklar. Çocuk bahçeleri, parklar ve oyun parkları için oyuncaklar mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” yönünden KISMEN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ ile SİCİLDEN TERKİNİNE,
4-Fazlaya ilişkin istemlerin REDDİNE,
5-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 80,70.TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30.TL’nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 7.375,00.TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 7.375,00.TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 1.800,00.TL bilirkişi ücreti, 181,55.TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 75,50.TL tebligat masrafı, 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcından oluşan toplam 2.205,65.TL yargılama giderinin, davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 1/2 kabul edilerek, bu orana tekabül eden 1.102,82.TL’ye, 44,40.TL başvurma harcı, 44,40.TL peşin harç tutarı eklenerek oluşan toplam 1.191,62.TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalılar tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
11-Davacıdan peşin olarak alınan 54,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
12-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/06/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 13/07/2022

…..

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.