Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1279 E. 2022/867 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/02/2020
NUMARASI ……
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 05/02/2020 tarih ve 2018/252 E. – 2020/21 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacılar vekili, müvekkili şirketler adına tescilli ve tanınmış “…” ve “… …” ibareli markaların bulunduğunu, davalı gerçek kişinin ise 2016/105188 sayılı “…+şekil” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, müvekkillerince bu başvuruya yapılan itirazın davalı Kurum tarafından reddedildiğini, oysa müvekkillerine ait markalar ile dava konusu başvuru arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu, marka kapsamlarının da aynı olduğunu, bu nedenle 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi koşullarının gerçekleştiğini, davalının kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, YİDK’in 14/05/2018 tarih ve 2018-M-3859 sayılı kararının iptaline, dava konusu markanın tescili halinde hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı …, davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu 2016/105188 sayılı marka ile davacıların itirazlarına dayanak yaptıkları markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı, 556 sayılı KHK’nın 7. ve 8. maddesi koşullarının oluşmadığı, dava konusu YİDK kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili, müvekkili Şirketlere ait redde mesnet markalar ile dava konusu marka başvurusu arasında 556 sayılı KHK’nın 7/1-b maddesi anlamında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğunu, yine aynı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında markalar arasında iltibas tehlikesinin de olduğunu, zira gerek işitsel, anlamsal ve görüntü itibariyle ve gerekse emtia listesi bakımından, davalı marka başvurusu ile müvekkili şirketlere ait “…” ibareli markalar arasında iltibas oluştuğunu, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına bakıldığında, bir markanın görünüş ve telaffuz itibariyle küçük ilavelerle eşinin ya da benzerinin kullanılması halinde bu kullanmanın aynen kullanma olacağı ve iltibasa yol açacağının belirtildiğini, dava konusu markada vurgulanmak istenen asıl unsurun “…” ibaresi olduğunu, tüketicilerin markalar arasında işletmesel bağlantı kuracağını, müvekkilinin markasının tanınmış marka olduğunu ve bu kapsamda korunmasının gerektiğini, mahkeme kararının daha önce verilmiş emsal kararlara aykırı olduğunu, davalının başvurusunun kötüniyetli bulunduğunu, ayrıca KHK’nın 7/c-d-f maddeleri yönünden ilk derece mahkemesince bir incelemenin yapılmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE :1- Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacı … …. AŞ’nin, marka başvurusuna itirazında ve davada yalnızca 97/012756 sayılı “… … …” ibareli markasına dayandığı, bu markanın, yasal koruma süresi sonunda yenilenmediğinden, hükümden düşmüş olup, başvuru tarihi ve YİDK karar tarihi itibariyle hüküm ifade etmeyen bu markanın iltibas değerlendirmesinde dikkate alınmasının mümkün bulunmadığı, anılan davacının “…” asıl unsurlu bir markası ya da marka başvurusu olmadığından, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b veya 8/4 maddelerine dayalı olarak başvurunun tesciline engel olmasının da mümkün olmadığı, yine mutlak ret nedenlerine ilişkin istinaf itirazlarının da yerinde bulunmadığı anlaşılmakla, davacı ……. AŞ vekilinin tüm istinaf itirazlarının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2-Davacı … … San. AŞ vekilinin istinaf itirazlarına gelince; 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun geçici 1. maddesi yollamasıyla somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa tescil edilemez. Açıklanan hüküm çerçevesinde markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. İltibas, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir (Savaş Bozbel, Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2015, s. 408- 409).
Yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olaya dönüldüğünde, dava konusu 2016/105188 sayılı “…+şekil” ibareli başvurunun asli unsurunu “…” ibaresinin oluşturduğu anlaşılmaktadır. Zira, başvuruda yer verilen “mandıra ibaresi tanımlayıcı nitelikte bir ibare olup, şekil unsuru ise ayırt edicilikte geri planda kalmaktadır. Buna göre tarafların marka olarak kullanmak istedikleri ibareler yönünden markalar arasında, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca benzerlik bulunduğu anlaşılmaktadır.
Başvuru kapsamında yer alan 29. sınıf mallar ise davacının itiraza mesnet markalarında aynen yer almaktadır. O halde tarafların markaları arasında anılan KHK hükmü uyarınca iltibas tehlikesi bulunması koşulu gerçekleşmiştir. Her ne kadar, ilk derece mahkemesince davacı markalarının asli unsurunu oluşturan “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin düşük olduğu gerekçesine yer verilmiş ise de Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 04.06.2018 tarih, 2016/13363 Esas, 2018/4227 Karar sayılı ilamında da kabul edildiği üzere davacı markalarının asli unsurunu oluşturan “…” ibaresi, kapsamında yer alan 29. Sınıf mallar yönünden ayırt edici nitelik taşıdığından, mahkemenin bu gerekçesine iştirak edilmemiştir.
Taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca benzerlik bulunduğundan, somut uyuşmazlıkta 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi koşullarının davacılar yararına oluşup oluşmadığı noktasında bir inceleme yapılmasına gerek görülmemiş, ispat edilemeyen dava konusu başvurunun kötü niyetli olduğu iddiasına ise itibar edilmemiştir. HMK.’nın 353/1-b-2. maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, davacı … … San. AŞ vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK ‘nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı … … … AŞ vekilinin tüm istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı … … San. AŞ vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 05/02/2020 gün ve 2018/252 E. – 2020/21 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-Davacı … … A.Ş. tarafından açılan DAVANIN REDDİNE,
4-Davacı … … San. A.Ş. tarafından açılan YİDK kararının iptaline yönelik davanın KABULÜ ile YİDK’in 14.05.2018 tarih, 2018-M-3859 sayılı kararının İPTALİNE,
5-Dava konusu edilen 2016/105188 sayılı marka tescil edilmediği için davacı … … San. A.Ş.’nin hükümsüzlük talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına,
6-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 80,70.TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 35,90.TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80.TL’nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-Davacı … … San. A.Ş. kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 7.375,00.TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı … kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 7.375,00.TL maktu vekalet ücretinin davacı … … A.Ş.’den alınarak anılan davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 1.800,00.TL bilirkişi ücreti, 293,40.TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 107,80.TL tebligat masrafı, 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı oluşan toplam 2.349,80.TL yargılama giderine 35,90.TL başvurma harcı, 35,90.TL peşin harç ile tutarı eklenerek oluşan toplam 2.421,60.TL’nin davalılardan alınarak davacı … … San. A.Ş.’ye verilmesine,
10-Davalılar tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
11-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
12-Davacı … … San. A.Ş.’den peşin olarak alınan 54,40.TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
13-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/06/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 13/07/2022

……

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.