Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/127 E. 2021/1129 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/10/2019
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17/10/2019 tarih ve … sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar … ile … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…’ ibaresini 5,29 ve 35. sınıfta sınıfta tescili için yaptığı marka başvurusunun, davalı şirketin “…”ibareli markalarına dayalı olarak yaptığı itirazı sonucu YİDK 5. sınıfta yer alan mallar yönünden kısmen reddedildiğini, oysa taraf markaları arasında iltibasa neden olacak düzeyde benzerlik bulunmadığını, iltibas değerlendirilmesinin markanın tüm unsurlarının birlikte oluşturduğu bütüncül izlenime göre yapılması gerektiğini ileri sürerek YİDK’nın 29/06/2018 tarih … sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili; taraf markaları arasında uyuşmazlık konusu 5. sınıf mallar bakımından SMK’nın 6/1 maddesi anlamında iltibas bulunduğunu, zira davalı şirkete ait redde mesnet markaların asli unsuru olan “…” ibaresi ile dava konusu markada asli unsuru olarak yer alan “…” ibaresinin ayırt edilemeyecek derecede benzer olduklarını, markada yer alan”…” ibaresinin yaygın kullanımı dikkate alındığında “…” anlamına gelen bir sıfat olduğunun ortalama tüketici tarafından ilk bakışta algılanacağını, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, müvekilinin “…” ibareli tanınmış seri markalarının bulunduğunu, dava konusu markanın müvekkiline ait redde mesnet markaların asli unsurunu aynen barındırdığını, markalar arasında iltibas tehlikesinin bulunduğunu, dava konusu markanın müvekkilinin seri markası olarak algılanacağını , dava konusu markanın tescili halinde müvekkilinin markalarının tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu başvuru kapsamından çıkarılan 5. sınıf emtianın redde mesnet davalı şirket markalarında da yer aldığı, taraf markalarında ortak olarak yer alan “… – …” ibaresinin kavramsal olarak “…” algısına yönelik bir kelime olduğu, YİDK kararında da ifade edildiği üzere anılan ibarenin düşük düzeyli bir ayırt ediciliğinin mevcut olduğu, tüketicinin böylesi bir ibareyi 05. Sınıf emtialarda gördüğünde sözgelimi “gribe karşı …, alerjiye karşı …, böceklere karşı …” algısı yaratır bir ibare olarak kavramı yorumlayacağı, daha doğrusu tüketicide ilk bırakacağı izlenimin bu doğrultuda olacağı, dolayısıyla dava konusu markada yer alan “…” ibaresinin, marka içerisinde gerek konum gerekse de nitelik ve fonetik itibariyle daha ön planda olacağı, bu sayede bir bütün olarak davalının ret gerekçesi markalarından farklı bir algının oluşacağı, kaldı ki 05. sınıf emtiaların ilgili tüketici kitlesi düşünüldüğünde, bilgi, gözlem, tecrübe ve dikkat düzeyi yüksek bu tüketicinin, “…” gibi kelime anlamı itibariyle tüketicide yarattığı algı “…” algısından ibaret bir işaret açısından, bu ibareden ziyade markadaki sair ayırt edici unsurlar ile birlikte markayı bir bütün olarak yorumlayacağı, bu nedenle taraf marka işaretleri arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığından SMK’nın 6/1 maddesindeki koşulların oluşmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile YİDK’nın 29/06/2018 tarih… sayılı kararının 5 sınıfla ilgili kısım yönünden iptaline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalı … vekili, taraf markaları arasında uyuşmazlık konusu 5. Sınıf mallar bakımından SMK’nın 6/1 maddesi anlamında iltibas bulunduğunu, zira davalı şirkete ait redde mesnet markaların asli unsuru olan “…” ibaresi ile dava konusu markada asli unsuru olarak yer alan “…” ibaresinin ayırt edilemeyecek derecede benzer olduklarını, markada yer alan”…” ibaresinin yaygın kullanımı dikkate alındığında “…” anlamına gelen bir sıfat olduğunun ortalama tüketici tarafından ilk bakışta algılanacağını, diğer deyişle … ibaresinin markalar arasındaki benzerliği ve iltibası kaldırmaya yetmediğini ve dava konusu markaya ayırt edicilik sağlamadığını , dava konusu markanın davalı şirkete ait redde mesnet markalara yakınlaştırılmaya çalışıldığını, mahkeme tarafından 5 . sınıftaki tüm mallar yönünden ortalama tüketici kitlesinin doktor ve eczacılar olduğu ve “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin düşük bulunduğu kabulünün hatalı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı vekili; dava konusu markanın, müvekkiline ait ve tanınmış olan redde mesnet markaların asli unsurunu aynen barındırdığını, markalar arasında iltibas tehlikesinin bulunduğunu, dava konusu markanın müvekkilinin seri markası olarak algılanacağını , dava konusu markanın tescili halinde müvekkilinin markalarının tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını , müvekkilinin markalarının ayırt ediciliğinin zedeleneceğini, mahkeme kabulünün aksine taraf marklarının tüketici kitlecinin ortalama alalade tüketiciler olduğunu, taraf markalarını taşıyan ürünlerin internette ve büyük marketlerde satıldığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka başvurusunun kısmen reddine dair YİDK kararının kısmen iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu başvurunun, uyuşmazlık konusu 5. sınıf yönünden tüm alt grupları(1-7) kapsadığı ve davalının itirazına mesnet markaları kapsamında 5. sınıfta yer alan emtia ile aynı/aynı tür olduğu, dava konusu 5. sınıfın 1. alt grubunda yer alan mallar genel olarak farmasötik ürünler olup, …. sonra doktor tarafından reçetelendiği ve eczacılar tarafından da yazılan reçetedeki teşhise göre hastaya verildiği, dolayısıyla Yargıtay 11. HD’nin yerleşik uygulaması gereği bu ürünlerin ortalama tüketicileri, doktorlar ve eczacılar olduklarından iltibas değerlendirmesinde, bu tüketicilerin bilinç düzeylerinin gözetilmesi gerektiği, diğer taraftan 5/2-7. sınıf ürünlerin alıcılarının da belli uzmanlık seviyesine sahip, bilinç düzeyi yüksek tüketiciler olduğu, bu açıklamalar ışığında; taraf marka işaretlerinin karşılaştırıldığında; “…” ibareli dava konusu marka ile davacının itirazına mesnet “…” ibareli markaları arasında, “…./…” ibaresinin ortak olarak yer almasından kaynaklı nispi bir benzerlik bulunduğu söylenebilirse de mahkemece görüşüne başvurulan ve aralarında eczacılık ve tıp fakültesinden öğretim üyelerinin de bulunduğu bilirkişi heyetince düzenlenen bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere “…./…” ibaresinin “…” anlamına geldiği ve uyuşmazlık konusu mallar yönünden ayırt ediciliğinin düşük bulunduğu, 5. sınıf malların hitap ettiği tüketicilerin belli uzmanlık seviyesine sahip olup bilinç düzeyinin yüksek bulunduğu da gözetildiğinde 5. sınıf mallar bakımından ayırt ediciliği düşük olan bu ibarenin ,taraf markalarında ortak olarak yer almasından kaynaklanan nispi benzerliğin iltibasa neden olmayacağı, diğer deyişle taraf markalarında yer alan diğer unsurların yarattığı farklılığın, bilinç düzeyi yüksek tüketici tarafından rahatlıkla algılanacağı , bu itibarla mahkemece taraf markaları arasında SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca iltibas bulunmadığı yönündeki gerekçesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı anlaşılmakla, davalılar … ile … vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar … ile … vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davalı kurumdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı …Ş.’den alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 100,00 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 40,70 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde anılan davalıya iadesine,
4-İstinaf aşamasında davalılar vekilleri tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 23/09/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 01/10/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip