Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/06/2018
NUMARASI ….” ibareli … sayı ile tescilli markasının olduğunu, müvekkilinin bu markanın tescilinden önce “….” markası için 23.09.2010 tarihinde…sayı ile başvuru yaptığını, bu başvurunun davalı markasından dolayı red edildiğini, müvekkilinin ” …” markası üzerinde 11. sınıftaki “ısıtma ve buhar üretim tesisi için cihazlar (katı, sıvı, gaz yakıtlı elektrikli sobalar, kuzineler dahil) iklimlendirme ve havalandırma cihazları, soğutucular ve dondurucular” emtiasında 556 sayılı KHK’ nın 8/3 maddesine dayalı öncelik hakkı bulunduğunu, öte yandan davalının…… sayılı markasını anılan emtiada 5 yıldır kullanmadığını ileri sürerek davalı adına tescilli bulunan…… sayılı markanın 11. sınıfta yer alan “ısıtma ve buhar üretim tesisi için cihazlar (katı, sıvı, gaz yakıtlı elektrikli sobalar, kuzineler dahil) iklimlendirme ve havalandırma cihazları, soğutucular ve dondurucular” emtiası yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/3 ve aynı KHK’nın 14. Maddeleri gereğince hükümsüzlüğüne ve iptaline,…. sayılı markanın ise aynı emtia bakımından 556 sayılı KHK’nın 8/3 maddesi gereğince hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının … … ibaresinin tescil başvurusunda bulunup reddini müteakip yaklaşık 6 yıl geçtikten sonra bu davayı açtığını, bu nedenle müvekkilinin … markasının hükümsüzlüğünü talep etmiş olmasının hukuki dayanağının bulunmadığını, müvekkilinin … ve … gruplarının ortaklığında kurulmuş bir endüstri-elektrik üretim şirketi olduğunu, dava konusu markalarını tescil tarihinden bu yana kesintisiz kullandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davanın dayanağını teşkil eden 556 sayılı KHK’nın 14. maddesinin iptal edilmiş olması nedeniyle anılan maddeye dayalı talep yönünden davanın konusunun kalmadığı, ayrıca dava konusu … sayılı markanın tescil tarihinden itibaren, dava tarihi itibariyle 5 yıllık dava açma süresinin geçmiş olduğundan …. sayılı markaya ilişkin 556 sayılı KHK’nın 8/3 maddesine dayalı hükümsüzlük isteminin yönünden de, davanın reddi gerektiği,… sayılı marka yönünden ise 556 sayılı KHK’nın 8/3 maddesi kapsamında bir kullanımın ispat olunamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, müvekkilinin 11. sınıftaki ısıtma ve buhar üretim tesisi için cihazlar (katı, sıvı, gaz yakıtlı elektrikli sobalar, kuzineler dahil) iklimlendirme ve havalandırma cihazları, soğutucular ve dondurucular alanın da 1956 yılından beri üretim yaptığını ve ürettiklerini satışa sunduğunu, müvekkilinin “…” ibaresini ticari etki yaratacak şekilde eylemli olarak kullandığını ve markasal etki yaratılması sonucu ürünlere ilişkin satışlar gerçekleştirdiğini, söz konusu ürünün yeterince satılmamasının öncelik hakkını bertaraf etmeyeceğini, bilirkişi raporunda da müvekkilinin öncelik hakkı bulunduğunun belirtildiğini, Anayasa Mahkemesinin 556 sayılı KHK’nın 14. maddesini iptal kararına dayanılarak huzurdaki davanın reddedilmesinin zarar görmesine neden olacağı, bunun dışında HMK’da düzenlene lehe hükümlerin uygulanmayacağını ve bu suretle usul ekonomisine aykırı hareket edileceğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :1-Dava, davalı adına tescilli bulunan …. sayılı markaların 556 sayılı KHK’nın 8/3 maddesine dayalı hükümsüzlüğü, aynı zamanda…nın 556 sayılı KHK’nın 14. maddesine dayalı kullanmama nedeni ile iptali istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu …. sayılı markanın 05/09/2011 tarihinde tescil edildiği, anılan markanın 556 sayılı KHK’nın 8/3 maddesine dayalı hükümsüzlüğü istemi yönünden 5 yıllık dava açma süresinin 28/12/2016 dava tarihi itibariyle geçtiği, dava konusu ….a yönünden ise davacının 556 sayılı KHK’nın 8/3 maddesi uyarınca öncelik hakkı bulunduğunu ispatlayamadığı, zira Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin….caddesi anlamında tescilsiz markasal kullanımının, uzun süre ve kesintisiz olması ve bu kullanımla işarete yerelden daha geniş bir coğrafyada belirli marufiyet/bilinirlik kazandırılması gerektiği, somut olayda davacı tarafça sunulan ve dava konusu markanın başvuru tarihinden öncesine ait olduğu anlaşılan, 3 tanesi 2007 yılına, 3 tanesi 2008 yılına, 3 tanesi 2009 yılına ve 1 tanesi 2010 yılına ait olan toplam 12 adet faturanın belirtilen şekilde kullanımı ispatlamadığı anlaşıldığından mahkemece … sayılı markaların 556 sayılı KHK’nın 8/3 maddesine dayalı hükümsüzlüğü istemi yönünden yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair istinaf itirazlarının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2-Yukarıda da belirtildiği gibi davacı…. sayılı markanın 556 sayılı KHK’nın 14. Maddesi uyarınca kullanmama nedenine dayalı olarak da iptalini talep etmiş, mahkemece 556 sayılı KHK’nin 14. maddesinin Anayasa Mahkemesi’nin 14.12.2016 gün ve …. sayılı kararıyla iptal edildiği, kararın 06.01.2017 tarihli … Gazetede yayımlandığı, 6769 sayılı SMK’nın 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe girdiği, anılan kanun hükümlerinin iş bu davaya uygulanma olanağının bulunmadığı, bu itibarla davacının ….sayılı markanın 556 sayılı KHK’nın 14. Maddesi uyarınca iptali isteminin konusu kalmadığı gerekçesiyle bu istem bakımında da yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemece 28.12.2016 dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 556 sayılı KHK.’nın 14. maddesi hükmünün somut uyuşmazlıkta uygulanması gerektiği görüşünde bir isabetsizlik yok ise de, 07/06/2018 karar tarihinden önce, 06.01.2017 tarihli … Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 14.12.2016 tarihli … sayılı kararı ile 556 sayılı KHK’nın 14. maddesinin iptaline karar verilmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin bahsi geçen iptal kararının kazanılmış hakları etkilememek kaydıyla derdest davalarda dikkate alınması gerekeceğinden, iş bu dava dahil, 556 sayılı KHK’nın 14. maddesi uyarınca kullanmama nedenine dayalı olarak açılmış ve henüz kesinleşmemiş tüm davalar, kazanılmış hakları etkilememek kaydıyla, yasal açıdan dayanağını kaybetmiştir. Dolayısıyla iş bu uyuşmazlıkta da davanın dayanağı olan 556 sayılı KHK’nın 14 ve 42. maddelerinin Anayasa Mahkemecesi’nce iptali nedeniyle hukuki dayanağı kalmayan dava hakkında, konusuz kaldığı için karar verilmesine yer olmadığına ve yargılama masrafları ile vekalet ücretine ilişkin olarak, davanın açılma tarihi itibariyle davacının dava açmakta haklı olup olmadığı değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gereklidir. Yargıtayın emsal uygulaması da bu yöndedir (Yargıtay 11. HD.’nin 14.11.2019 gün ve 2018/4658 E.-2019/7259 K.).
Somut uyuşmazlıkta, davalı taraf…sayılı markasını uyuşmazlık konusu 11. sınıftaki “ısıtma ve buhar üretim tesisi için cihazlar (katı, sıvı, gaz yakıtlı elektrikli sobalar, kuzineler dahil) iklimlendirme ve havalandırma cihazları, soğutucular ve dondurucular” emtiasında kullandığını savunmakla birlikte bu kullanıma dair hiç bir delil sunmamıştır. Nitekim mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi raporunda da davalının 2009/1170 sayılı markasını belirtilen emtiada kullandığını ispatlayamadığı bildirilmiştir.
O halde davacı ; … sayılı markanın 556 sayılı KHK’nın 14. Maddesi uyarınca iptali istemi yönünden dava açmakta haklı olduğundan bu talep yönünden mahkemece hukuki dayanağı kalmayan talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek, bu istem bakımından davacı yararına maktu vekalet ücretine hükmetmek ve yargılama giderlerine de davanın kabul ve red oranı gözetilerek hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde davacının bu istemi bakımından da davanın reddine karar verilip , yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması doğru olmamıştır.
HMK.’nın 353/1-b-2. maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği belirtildiğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Dairemizce, davacının 556 sayılı KHK’nın 8/3 maddesine dayalı hükümsüzlük istemlerinin yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle yerinde olmadığı nazara alınıp davanın kabul red oranı 1/2 olarak kabul edilmiş ve HMK ‘nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1- Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 07/06/2018 gün ve …. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
3-….. sayılı markalar yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/3 maddesine dayalı marka hükümsüzlüğü istemlerinin REDDİNE
4- Hukuki dayanağı kalmayan …… sayılı markanın 556 sayılı KHK’nın 14. Maddesi uyarınca iptali talebi istemi yönünden karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
5-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 59,30 TL. maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 30,10 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 5.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan ve istinaf kanun yoluna başvuran davacı aleyhine olacak biçimde karar verilmesi mümkün olmadığından ilk derece mahkemesi karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre tayin ve tespit olunan 3.145,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine
8-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 33,50 TL ilk masraf, 1.800,00 bilirkişi ücreti, 193,00 TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 69,90 TL tebligat masrafından oluşan toplam 2.096,40 TL’nin, davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 1/2 kabul edilerek 1.048,20 TL.’ye, 29,20 TL peşin harç tutarı eklenerek toplam 1.077,40 TL.’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
11-Davacıdan peşin olarak alınan 44,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
12-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 23/09/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/10/2021
Başkan
…
Üye
…
Üye
…
Katip
…