Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1250 E. 2022/808 K. 10.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/1250 – 2022/808
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1250
KARAR NO : 2022/808
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/11/2019
NUMARASI : 2018/268 E. – 2019/514 K.

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali, Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 22/11/2019 tarih ve 2018/268 E. – 2019/514 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … ile davalı … ve Marka Kurumu tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin ‘’…’’ ve ‘’…’’ ibaresini tescilli ticaret unvanı ve hizmet markası olarak kullandığını, alan adı olarak da “…” isimli internet sitesinde ticari faaliyetlerini yürüttüğünü, davalının 2017/27035 numaralı ‘’…’’ ibareli başvurusunun, müvekkiline ait ‘’…’’ ve ‘’…’’ ibareli markaları ile fonetik açıdan birebir benzediğini, müvekkilinin markalarının 01, 02, 03, 04, 05, 06, 12, 35, 38…. ve benzeri sınıflarda tescilli olduğunu, davalı yana ait başvuru markasının ise 12 ve 35. sınıfta tescil edilmek istendiğini, markalar arasında 12 ve 35. sınıf yönünden sınıfsal benzerliğin de bulunduğunu, buna rağmen müvekkilinin başvuruya itirazlarının 24.05.2018 tarihli ve 2018-M-4154 numaralı YİDK kararı ile reddedildiğini ileri sürerek, davalı … YİDK kararının iptalini ve diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … ve Marka Kurumu vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı … vekili, tarafların marka işaretlerinin yazı tipinin farklı olduğunu, davacının markalarında tüm yazı altında sarı renkli bir dolgunun bulunduğunu, müvekkili adına tescili talep edilen ‘’…’’ markasında herhangi bir dolgu renginin bulunmadığını, sadece ‘’…’’ kelimesinde kırmızı dolgu renkli farklı bir şeklin bulunduğunu, markaların birbirine benzemediğini, markaların aynı mal veya hizmet sınıfı için kullanılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davalı başvurusunun kapsadığı 12 ve 35. sınıflardaki mal ve hizmetlerin tamamı yönünden, taraf markalarının aynı/aynı tür mal/hizmetleri kapsadıkları, bu nedenle 6769 sayılı SMK 6/1 maddesi kapsamında markaların emtia benzerliği şartının oluştuğu, davalıya ait marka başvurusunun siyah küçük harflerle ve düz yazı karakteri ile yazılmış “…” ibaresinden oluştuğu, markada “…” kelimesinin turuncu renkli konuşum baloncuğu görünümlü dikdörtgen bir zemin üzerine yazılmış olup, marka bütününde vurgu ve ayırt edicilik unsurunun bilinçli bir şekilde ve bu sözcüğe yüklendiği, davacı markalarının ise bir kısmı beyaz, bir kısmı sarı zemin üstüne siyah renkte düz yazı karakteri ile yazılmış “…” kelimesi ile bu kelimenin başına eklenmiş “…” ibaresinden ve “…, …, biz” gibi alan adı uzantılarından oluştuğu, sarı zemin üstünde “…” ibaresini içeren davacı markalarında ev, araba ve sair mallardan oluşan bir şekil unsurunun da mevcut olduğu, bu şekil unsurunun, markanın üzerinde kullanılacağı mağazacılık/perakende satış hizmetleri bakımınan çağrışım yaratan bir formda bulunduğu, davacı markalarının ayırt edici esaslı unsurunun “…”, davalı markasının ise “…” ibaresinden oluştuğu, her iki markanın da “sahip” kelimesinden türetildiği, “…” kelimesinin çekişme konusu olan 35. sınıftaki hizmetler bakımından, çağrışımsal etkisi olan, görece zayıf bir marka işareti olduğu, ancak “…” esas unsurlu davacı markalarının da tescilli bulunduğu ve bu bağlamda kökü olan “…” kelimesinin hizmetin malikine dair çağrışım içerse de, tescilden doğan korumayı da haiz bulunduğu, kaldı ki davacının münhasıran “…” ibaresinden oluşan tescilli bir markasının da olduğu, yine dosya kapsamında yer alan yargı kararlarından, “…” kelimesinin “satış hizmetleri” başta olmak üzere 35. sınıftaki hizmetler bakımından, kullanım sonucu ayırt edicilik kazanmış ve maruf hale gelmiş bir marka işareti olduğunun da anlaşıldığı, davalı markasının “…” kelimesinin yanı sıra “…” ibaresini de içerdiği, ancak bu ibarenin varlığının, markaların benzerliğini ortadan kaldırmaya elverişli olmadığı, dolayısıyla başvurunun kapsadığı tüm mal ve hizmetler bakımından, tarafların markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında iltibas ihtimalinin bulunduğu, öte yandan davacının “…” ibareli markasının tanınmış marka olmasının, benzerlik ve iltibası artıran bir unsur olarak kabul edilmesinin gerektiği, bu bağlamda, davalı markasının tescili halinde markalar arasında imaj transferinin oluşabileceği, bu yolla haksız yarar sağlanmasının gündeme gelebileceği, davacı markasının üçüncü kişiler tarafından kullanımının, markanın itibarına zarar verebileceği, davacının “…” ibaresi üzerinde SMK’nun 6/3 ve 6/6 maddeleri kapsamında üstün ve öncelikli hakkı bulunduğunun ve davalı başvurusunun kötü niyetli olduğunun da ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile YİDK’nın 24/05/2018 Tarih 2018-M-4154 sayılı kararının iptaline, dava konusu 2017/27035 sayılı “…” ibareli markanın tescilli olduğu 12 ve 35. sınıflar yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … ve Marka Kurumu vekili istinaf başvuru dilekçesinde, tarafların markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında benzerlik bulunmadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, tarafların marka işaretlerinin yazı tipinin farklı olduğunu, davacının markalarında tüm yazı altında sarı renkli bir dolgunun bulunduğunu, müvekkili adına tescili talep edilen ‘’…’’ markasında herhangi bir dolgu renginin bulunmadığını, sadece ‘’…’’ kelimesinde kırmızı dolgu renkli farklı bir şeklin bulunduğunu, markaların birbirine benzemediğini, müvekkiline ait olan ‘’…’’ markasının toplum üzerindeki kavram algısının ‘’…’’ iken, davacı şirkete ait ‘’…’’ markasının toplum üzerindeki algısının ise ‘’…’’ yönünde olduğunu, müvekkiline ait markada ‘…’ anlamı esas teşkil ederken, davacı şirkete ait markada ‘…’ anlamının esas teşkil ettiğini, “…” ibareli marka ile ilgili açılan davada Yargıtayca davanın reddi kararının onandığını, “…” ibaresinin tanınmış marka olmayıp, herkes tarafından kullanılan genel bir ibare olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili kurum kararlarının iptali, marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve davalı başvurusunun kapsadığı 12 ve 35. sınıflardaki mal ve hizmetlerin tamamının, davacının itiraza mesnet markalarının kapsamında da aynen yer aldığı, başvuru markasında “…” kelimesinin turuncu renkli konuşum baloncuğu görünümlü dikdörtgen bir zemin üzerine yazılmış olup, marka bütününde vurgu ve ayırt edicilik unsurunun bilinçli bir şekilde ve bu sözcüğe yüklendiği, davacı markalarının esas unsurunun “…” kelimesinden oluştuğu gibi davacının münhasıran “…” ibaresinden oluşan tescilli bir markasının da bulunduğu, sonuç itibariyle tarafların markaları arasında 6769 sayılı SMK 6/1 maddesi şartlarının oluştuğu anlaşılmakla, davalı … ile davalı … ve Marka Kurumu vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … ile davalı … ve Marka Kurumu vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılardan ayrı ayrı alınması gereken 80,70’er TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalılarca istinaf başvurusunda yatırılan 54,40’ar TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubu ile bakiye 26,30’ar TL’nin davalılardan ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 10/06/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 10/06/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.