Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1247 E. 2022/665 K. 13.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1247
KARAR NO : 2022/665
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/03/2020
NUMARASI : 2018/387 E. – 2020/96 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Men ve Ref’i, Maddi
ve Manevi Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 03/03/2020 tarih ve 2018/387 E. – 2020/96 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin 1967 yılında kurulduğunu, ABD’ nin en büyük perakende mağazalarından biri olduğunu, müvekkili şirketin … ve at üstünde … oyuncusu figürü markasını uzun yıllardır Türkyie dahil bir çok ülkede tescilli olarak koruduğunu ve yoğun biçimde kullandığını, davalıya … adlı web sitesinde müvekkili markası ile neredeyse aynı markanın giyim eşyaları üzerinde tanıtmının, pazarlama ve satışının gerçekleştirildiğini, bu durumu 6769 sayılı SMK kapsamında müvekkilinin marka haklarına tecavüz teşkil ettiği gibi müvekkilinin markalarının izinsiz ve hukuka aykırı olarak davalı tarafından kullanılmasının TTK’nın 54. Maddesi uyarınca haksız rekabet de oluşturduğunu, davalının müvekkilinin tanınmış markalarından haberdar olmamasının mümkün bulunmadığını, davalının kötü niyetli olarak müvekkiline ait markaların tanınmışlığından haksız yararlanma niyetinde olduğunu, davalının müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğrattığını ileri sürerek müvekkilinin tescilli markasına karşı gerçekleştirilen tecavüzün önlenmesine, durdurulmasına ve giderilmesine , müvekkiline ait marka görselini taşıyan tüm ürünlerin vs. tanıtım araçlarının toplatılmasına, bu ibarenin her türlü ürün, tanıtım aracı ve … alan adlı internet sitesinden çıkartılmasına, bunun imkansız olması halinde bunların imhasına, davalının, müvekkil marka hakkına ihlali neticesinde ortaya çıkan haksız rekabetinin men’ine, haksız rekabetin neticesi olan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminat tahsiline ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiş, 02/03/2020 tarihli dilekçesi ile davaya konu ürünlerin üreticisinin davalı değil … Ayakkabı Spor Malz. Tekstil San Tic Ltd Şti olduğunun davalı tarafın beyanları ve ihbar talepleri ile öğrenilmiş bulunduğundan HMK’nın 124. maddesi gereğince husumetin bahsi geçen şirkete yöneltilmesi için taraf değişikliği talebinde bulunmuştur.
Davalı vekili, müvekkilinin Türkiye’de yüksek bilirliliğe sahip e-ticaret alanında önde gelen firmalardan birisi olduğunu, müvekkiline ait … ibareli markanın TürkPatent nezdinde tescilli bulunduğunu, dava konusu ürünlerin esas tedarikçisinin … Ayakkabı Spor Malzemeleri Tekstil Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti olduğunu, dava konusu linkte yer alan ve at üstünde adam figürü taşıyan tüm ürünlerin 19/11/2018 tarihinde web sitesinden kaldırıldığını , müvekkili şirketin bu ürünlerin üreticisi, satıcısı veya distiribütörü olmadığını, davadan haberdar olur olmaz bu ürünlerin satışının durdurulduğunu ve bu itibarla sorumluluklarının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, yer sağlayıcısı davalının dava konusu ürünleri internet sitesinden kaldırdığı, davacı tarafından davanın açılmasından önce davalıya uyar kaldır sistemini devreye sokacak yazılı bir ihtarın gönderilmediği, davalının bu durumdan haberdar olur olmaz sitede ilgili davacı markalarına ilişkin ürünlerin satışını durdurduğu ve akabinde siteden kaldırdığı, bilirkişi raporunda “…” linkine girildiğinde “…” butiğinin kapatıldığına dair bir uyarının görüntülendiğini, ancak bu uyarı penceresinin sağ üst köşesinde yer alan kapatma ikonu ile geçildiğinde, görüntülenen ürünler içerisinde davacının markasını da taşıyan … markalı ürünlerin görsellerine ve detaylarına da erişim sağlandığı belirtilmiş ise de, bu durumun link ve ürünler silinmesine rağmen geçmişe dönük link nedeni ile meydana geldiği, bilirkişi raporu davalıya tebliğ edilir edilmez davalı tarafından bahsi geçen linkde yer alan kapanan ve satışı bulunmayan ürünlerin görsellerinin kaldırılması talebinde bulunulduğu, satışa konu olmayan, kapanan butiğe ilişkin davacının marka şeklinin bulunduğu görsellerin kaldırıldığı, erişime engellendiği bu durumda içeriği öğrenir öğrenmez kaldıran davalının tazminat sorumluluğunun bulunmadığı, markaya tecavüzün olmadığı, ayrıca davacının davayı açarken internet sitesinde yaptığı incelemede, içerik sağlayıcı olarak … Ayakkabı Spor Malzemeleri Tekstil San. Tic. Ltd. Sti’den haberdar olabilecek, tecavüzü gerçeklestiren kişiyi bilebilecek durumda olduğu buna rağmen davayı bu şirkete yöneltmediği, davayı yer sağlayıcıya yönelttigi, bu durumun bilerek yapıldığı ve husumetin maddi bir yanılgıya dayanmadığı gerekçesiyle davanın ve davacının HMK’nın 124. Maddesi uyarınca taraf değişikliği talebinin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, ilk derece mahkemesince davalı taraf yer sağlayıcı olarak kabul edilmişse de, davaya konu markaların üzerinde bulunduğu ürünlerin faturasının davalıya ait olduğunu, bu hususun, davalı tarafın yer sağlayıcı olmaktan çıkıp, bunun ötesinde bizzat ürünün satışını gerçekleştirmesi ve bu satışlardan ayrıca gelir elde etmesi sebebiyle üretici/yahut pazarlayıcı firma, yani içerik sağlayıcı konumunda olduğunu gösterdiğini, davalının 5651 sayılı kanunun “İçerik sağlayıcı, internet ortamında kullanıma sunduğu her türlü içerikten sorumludur.” hükmünü haiz 4/1 maddesi uyarınca, içerik sağlayıcı olarak kusurunun ve bu sebeple tazminat sorumluluğunun bulunduğunu, diğer taraftan yargılama sırasında, davaya konu ürünlerin dava dışı … Ayakkabı Spor Malz. Teks. San. Tic. Ltd Şti. tarafından üretildiği ve içerik sağlayıcının bu firma olduğu davalı tarafça sunulan bilgi ve belgeler neticesinde öğrenilmesi üzerine HMK’nın 124. maddesi gereğince taraf değişikiliği talebinde bulunduklarını, ilk derece mahkemesince bu taleplerinin husumetin maddi bir yanılgıya dayanmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmişse de ne tecavüze konu ürünlerin yer aldığı davalı tarafa ait internet sitesinde, ne de söz konusu ürün faturasında, dava dışı firmaya ilişkin hiçbir bilgi bulunmadığını, müvekkilinin dava dışı bu üretici firmadan, davalı tarafça sunulan deliller vesilesiyle bilgi sahibi olduğunu, bu itibarla taraf değişikliği taleplerinin reddinin de yerinde bulunmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE :Dava, markaya tecavüz ve haksız rekabetin önlenmesi, durdurulması, sonuçlarının ortadan kaldırılması, maddi- manevi tazminat ve hükmün ilanı istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2020/1247 E -2022/665 K 2016/1613 E. – 2017/6599 K., 2011/15509 E. – 2012/540 K. ve 2012/3350 E. – 2013/3597 K. sayılı ilamları ile Yargıtay HGK’nın 15.01.2014 tarih 1138/16 sayılı kararında da açıklandığı üzere, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un 5. maddesi ve 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 9.maddesi ile yer sağlayıcı ve aracı hizmet sağlayıcıların, tazminat sorumluluğu açısından, yayınlanan içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırma yükümlülüğü bulunmamaktadır. Ancak marka hakkı sahibi, devam etmekte olan tecavüz ve haksız rekabet eylemleri yönünden, bu eylemlerin tespiti, tecavüzün durdurulması, önlenmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılması davalarını herkese karşı yöneltebilecektir. Mutlak hak niteliğindeki bu tür haklar herkese karşı yöneltilebilecek olup, illiyet bağının varlığı halinde, hakkın yöneltildiği kişinin kusurunun varlığı ya da yokluğunun önemi bulunmamaktadır. Bu bağlamda, internet yer ve hizmet sağlayıcılarına karşı da anılan hakların ileri sürülmesine bir engel bulunmamaktadır. Öte yandan, gerek haksız fiillere ilişkin 6098 sayılı TBK’nın 50 ve gerekse ülkemizin de taraf olduğu Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Sözleşmesi’nin 45.maddesi uyarınca, fikri mülkiyet haklarına tecavüz nedeniyle tazminat sorumluluğuna hükmetmek için fiillerine iştirak veya yardım etmek ya da bu fiilleri teşvik etmek veya yapılmasını kolaylaştırmak eylemini gerçekleştiren yer ve hizmet sağlayıcıların kusurunun ispat edilmesi gerekmektedir. 6563 sayılı Elektronik Ticaret Kanunu’nda da vurgulandığı üzere, içerik sağlayıcı sıfatı bulunmayan internet yer ve hizmet sağlayıcı kuruluşların tazminat sorumluluğundan bahsedebilmek için, imkan sağladıkları içeriğin hukuka aykırı ve marka hakkına tecavüz niteliğinde olduğunun bilmeleri gerekir. Bunun için de önceden hak sahipleri tarafından uyarılmaları ve hukuka aykırı içeriği makul süre içerisinde kaldırmalarını yer ve hizmet sağlayıcı kuruluşlardan talep etmeleri gerekir. Ayrıca hak sahiplerinin, içeriğinin kaldırılmasını talep ederken, kendilerinin önceden elde edilmiş üstün hak sahibi olduklarını yaklaşık ispata yeterli delillerini de anılan kuruluşlara sunmuş olmaları gerekir.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında, dosya kapsamından davalının dava konusu ürünlerin yer aldığı internet sitesinin yer sağlayıcısı olduğu anlaşılmakta olup ilk derece mahkemesinin bu yöndeki kabulü Dairemizce de yerinde görülmüştür. Bu husus yargılama sırasında davacı tarafça da kabul edilerek HMK’nın 124. maddesi kapsamında içerik sağlayıcısı olan dava dışı şirkete karşı husumet yönetilmesi için taraf değişikliği talebinde bulunmuştur. Burada hemen belirtmek gerekir ki ilk derece mahkemesinin davacının taraf değişikliği talebinin reddedilmesinde de Dairemizce bir isabetsizlik görülmemiştir. Zira davacı tarafça internet sitesinde yapılacak basit bir araştırma ile içerik sağlayıcısının davalı şirket olmadığı anlaşılabilecekken davacının bu araştırmayı yapmayarak husumeti davalı şirkete yöneltmesinin HMK’nın 124/4 maddesi uyarınca kabul edilebilir bir yanılgı kapsamında kabul edilmesi mümkün değildir.
Yine dosya kapsamında bulunan bilgi ,belgeler ve bilirkişi raporuna göre davalının yer sağlayıcısı bulunduğu internet sitesinde, satışa sunulan davacıya ait 124664, 143105 sayılı ve at üstünde … oyuncusu figürlü şekil markaları ile iltibas yaratan şeklin, davacı markalarının tescilli bulunduğu giysi emtiası üzerin kullanıldığı, bu eylemin 6769 sayılı SMK’nın 29. Maddesi uyarınca markaya tecavüz ve aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiği açık olup esasen bu hususta taraflar arasında bir uyuşmazlık da yoktur. Zira davalı tarafça cevap dilekçesinde sahibi bulunduğu internet sitesinde yer alan bahsi geçen içeriğin davacının markalarına tecavüz teşkil ettiği kabul edilerek bu içeriğin internet sitesinden kaldırıldığı bildirilmiştir.
Bu belirlemelerden sonra davalının kendisine ait internet sitesinde marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden içerikten sorumlu olup olmadığının değerlendirilmesine gelince, yukarıda açıklandığı üzere yer sağlayıcı olan davalının, devam etmekte olan tecavüz ve haksız rekabet eylemleri yönünden, bu eylemlerin tespiti, tecavüzün durdurulması, önlenmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılması talepleri bakımından, kusurunun varlığı ya da yokluğuna bakılmaksızın sorumluluğu bulunmaktadır. İlk derece mahkemesince davalının davadan haberdar olur olmaz tecavüz teşkil eden içeriği kaldırdığı bu nedenle markaya tecavüzün oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de dava dilekçesine ekli delillerden ve mahkemece alınan bilirkişi raporundan, tecavüz oluşturan içeriğin dava tarihinden önce davalının yer sağlayıcısı olduğu internet sitesinde yer aldığı gibi bu durumun dava tarihinden sonra da devam ettiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar davalı tarafça bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde raporda tespit edilen içeriğin kaldırılması için gerekli başvuruları yaptıklarını ileri sürülmüşse de bu içeriği kaldırdığını ispatlayamamıştır. Bu itibarla davalının, dava konusu tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerin önlenmesi, durdurulması ve sonuçlarının ortadan kaldırılması talepleri bakımından sorumlu olduğu kanaatine varıldığından davacının markaya tecavüzün ve haksız rekabetin önlenmesi, durdurulması ve kısmen sonuçlarının ortadan kaldırılması talepleri Dairemizce yerinde görüldüğü gibi markaya tecavüz ve haksız rekabet nedeniyle hükmün ilanı talebinin de yerinde olduğu kanaatine varılmıştır.
Ancak yine yukarıda belirtildiği üzere, davalının maddi ve manevi tazminat taleplerinden sorumlu tutulabilmesi için önceden davacı tarafından uyarılması ve hukuka aykırı içeriği makul süre içerisinde kaldırmasının kendisinden talep edilmesi gerekir. Somut uyuşmazlıkta böyle bir uyarı yapıldığı davacı tarafça ispatlanmadığından davalının yer sağlayıcısı bulunduğu internet sitesindeki içeriği kaldırmamakta kusurlu olduğu söylenemeyecektir. Buna göre, mahkemece maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Diğer taraftan, davacı tarafça markalarına tecavüz oluşturan şeklin yer aldığı tüm ürünlerin vs. tanıtım araçlarının toplatılmasına, ve bu şeklin her türlü ürün, tanıtım araçlarından çıkarılmasına ilişkin ref talebi, davalının sadece yer sağlayıcısı olması, davalının bu talep bakımından sorumluluğunun sadece yer sağlayıcı olduğu internet sitesinde yer alan içerikle sınırlı olması nedeniyle yerinde bulunmamış, davacının markasına tecavüz oluşturan şeklin davalının sahibi olduğu … alan adlı internet sitesinden çıkartılması talebi de tecavüzün sonuçlarının ortadan kaldırılması (giderilmesi) talebi kapsamında değerlendirilerek hüküm altına alındığından bu talep hakkında ayrıca bir karar verilmesine gerek görülmemiştir.
Sonuç olarak;mahkemece davalının tecavüz ve haksız rekabet eylemlerinin durdurulması, önlenmesi, sonuçlarının ortadan kaldırılması ve hükmün ilanı talepleri bakımından davanın kabulüne, buna karşılık maddi ve manevi tazminat talepleri ile tecavüz oluşturan şeklin yer aldığı tüm ürünlerin vs. tanıtım araçlarının toplatılması ve bu şeklin her türlü ürün, tanıtım araçlarından çıkarılması taleplerine ilişkin ref istemi bakımından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, HMK.’nın 353/1-b-2. maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, Dairemizce davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 03/03/2020 gün ve 2018/387 E. – 2020/96 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
2-Davacının HMK’nın 124 maddesi uyarınca taraf değişikliği talebinin reddine,
3-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalının kendisine … adlı internet sitesinde, davacının 124664, 143105 sayılı ve at üstünde … oyuncusu figürlü şekil markalarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturan kullanımlarının durdurulmasına, önlenmesine, ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına
4-Davacının maddi ve manevi tazminat talepleri ile fazlaya ilişkin ref isteminin REDDİNE,
5-Kararın kesinleşmesini müteakip hüküm fıkrasının, masrafı davalıdan alınmak kaydıyla bütün Türkiye’de yayınlanan ulusal bir gazetede ilanına,
6-Harçlar Kanunu uyarınca reddedilen maddi tazminat talebi yönünden alınması gereken 80,70.TL maktu karar harcı, reddedilen manevi tazminat talebi yönünden alınması gereken 80,70.TL maktu karar harcı olmak üzere toplam 161,40.TL harcın davacıdan peşin olarak alınan 1.024,65.TL harçtan mahsubu ile bakiye 863,25.TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
7-Harçlar Kanunu uyarınca değere tabi olmayan talepler yönünden alınması gereken 80,70.TL maktu karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, kabul edilen değere tabi olmayan talepler yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan 7.375,00.TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, reddedilen manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan 7.375,00.TL vekalet ücretinin ve reddedilen maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan 7.375,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 600,00.TL bilirkişi ücreti, 450,50.TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 35,50.TL tebligat ve posta masrafı, 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı olmak üzere toplam 1.234,60 TL’nin, davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 1/2 kabul edilerek bu orana tekabül eden 617,30 TL.’ye 35,90 TL başvuru harç tutarı eklenerek oluşan toplam 653,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
11-Davalı tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yapılan herhangi bir gider bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
12-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
13-Davacı tarafından istinaf başvurusunda peşin olarak yatırılan 54,40.TL maktu istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
14-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 13/05/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/06/2022

Başkan Vekili

Üye

Üye

Katip