Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1246 E. 2022/605 K. 29.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
…..
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/12/2019
NUMARASI …..

DAVANIN KONUSU : FSEK Telif Tazminatı

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 03/12/2019 tarih ve 2018/193 E. – 2019/557 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, …’nun eser sahibi olduğu “…… isimli eserinin temsil yetkisinin yazılı yetki belgesi ile müvekkiline verildiğini, davalı tarafça bu eserin Mayıs 2011 ve Nisan 2013 tarihlerinde izinsiz ve bazı bölümlerinde ve dış kapağında eser sahibinin adı belirtilmeden çoğaltılıp yayıldığını, mali ve manevi hakların ihlali sebebiyle Ankara 3. FSHHM 2015/92 E. ve 2017/327 K. sayılı kararında, 3.000 TL’lik kısmi davanın kabul edildiğini ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiğini, anılan dava dosyasında düzenlenen ve hükme esas alınan 10/04/2017 tarihli bilirkişi raporu ile FSEK 68. maddesi gereği 3 kat telif tazminatı olarak 150.000 TL hesaplandığını, bu nedenle kalan 147.000 TL’lik kısım için işbu davanın açıldığını ileri sürerek, FSEK m.68 hükmü gereğince 3 kat telif tazminatı olarak 147.000 TL’nin Mayıs 2011 olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi tarafından istinaf incelemesi sonucunda kısmen kabul kısmen ret kararının verildiğini, tazminat miktarlarının değişmediğini, reeskont faizi yerine avans faizi ile ödenmesine karar verildiğini, davacıların fazlaya ilişkin taleplerinin istinaf mahkemesi tarafından reddedildiğini, istinaf mahkemesinin kararının Yargıtay nezdinde taraflarca temyiz edilmeyerek kesinleştiğini ve ilama göre davacılara tazminatın ödendiğini, Ankara 3. FSHHM 2015/92 E. sayılı dosyasında alınan 10/04/2017 tarihli bilirkişi raporunda, 150.000 TL olarak hesaplanan tazminatın fahiş olduğunu, “…” isimli kitabın yayınlama hakkının müvekkiline ait bulunduğunu, mezkur davada bilirkişi raporunun kesinleşmemiş olduğunu davanın ıslah edilmediğini, mahkeme kararının da istinaf denetiminden geçerek kesinleştiğini, davacının aynı konuda ikinci bir dava açamayacağını, bu sebeple derdestlik itirazında bulunulduğunu, bir yıllık hak düşürücü sürenin de geçtiğini, davacının birinci baskından haberdar olduğunu, ancak ikinci baskıdan sonra ihtarname keşide ettiğini, arada iki yıllık bir süre olmakla davacının birinci baskıya rıza göstermiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davada 5846 sayılı FSEK’nin 68 maddesi gereğince üç kat telif tazminatı talep edildiğinden, varsayımsal sözleşme gereğince 10 yıllık zamanaşımının söz konusu olduğu, ayrıca fiilin cezayı gerektiren bir sebebten kaynaklanması nedeniyle uzamış zamanaşımına tabi bulunması nedeniyle zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı, Ankara 3. FSSHM’nin 2015/92 esas 2017/322 karar sayılı dosyasının, 20/04/2018 tarihinde istinaf kararının temyiz edilmemesi üzerine, kararın 07/05/2018 tarihi itibariyle kesinleştiği, bu durumda derdestlik itirazının da yerinde olmadığı, kesinleşen ilam göz önünde bulundurulduğunda, …’nun 5846 sayılı FSEK’nın 10/4. maddesi kapsamında eser sahiplerini bir araya getirme sıfatıyla eser üzerindeki haları kullanabileceği, taraflar arasında sipariş sözleşmesinin bulunmadığının ve 68. maddesi kapsamında telif tazminatı isteyebileceği hususunun kesinleşmiş olması nedeniyle, mahkemece alınan bilirkişi raporundaki aksi yöndeki görüşlere itibar edilmediği, Ankara 3. FSHHM’nin kesinleşen kararı ile yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu ile tespit edilen telif tazminatı göz önünde bulundurulduğunda, anılan davada tespit edilen meblağın, işbu davada davacının talebinden daha fazla olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 147.000,00 TL telif tazminatının, Mayıs 2011 tarihinden itibaren değişir oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkemece alınan bilirkişi raporunda, taraflar arasında yürütülen fiili ilişki gereği, mali hak ihlali niteliğinde eylemin bulunmadığının, dolayısıyla FESK 68. maddesi gereği tazminat şartının oluşmadığının açıkça belirtildiğini, müvekkili İdare tarafından davacının temsile yetkili olduğu S. …’na editör olarak bir sipariş verilmediğini ve taraflar arasında bir yazılı sözleşmenin bulunmadığını, S. … ile müvekkili arasında, eserin çoğaltılıp yayınlanması hususunda fiili bir ilişkinin olduğunu, zira eserin önsözünde “Bir makale olarak başlayan çalışmanın kapsamlı bir kitap haline dönüşmesinde…” denirken, bu çalışmaya ilişkin talebin S. …’ndan geldiğinin açıkça anlaşıldığını, kitabın müvekkiline teslimi, müvekkilinin de eseri çoğaltıp yayınlaması ile fiili anlaşmaya ilişkin temel edimlerin ifa edildiğini, bu sebeple davacını daha sonradan FSEK’nin 52. maddesine dayanmasının, Medeni Kanun’un 2. maddesinde ifadesi bulan iyiniyet karinesine aykırılık teşkil edeceğini, Ankara 3. FSHM nin 2015/92 E. sayılı dosyası ile açılan davada, davacının FESK 68. maddesinden doğan üç katı telif tazminatının bulunmadığı gibi, bakiye telif hakkı tazminatı alacağının olmadığının da belirlendiğini, zira davacının bu taleplerine dair fazlaya ilişkin isteminin reddedildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20 Hukuk Dairesi tarafından, davacının somut olaydan doğan fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmadığını, bilakis bu yöndeki istemin çok açık bir şekilde reddedildiğini, ayrıca davacıya ve temsile yetkili olduğu S. …’na Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin kararında belirtilen tüm alacakların ödendiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, FSEK telif tazminatı istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve işbu davanın, Dairemizin istinaf incelenmesinden geçip, temyiz edilmeksizin kesinleşen ve Ankara 3. FSSHM’nin 11.07.2017 tarih ve 2015/92 Esas- 2017/322 Karar sayılı dosyasında belirlenen bakiye telif tazminatı alacağının tahsiline dair ek dava olduğu, Yargıtay HGK’nun 2004/7-754 Esas- 2005/36 Karar sayılı ve 09.02.2005 tarihli kararında da belirtildiği gibi, kısmi davada saklı tutulan alacak bölümü için birden fazla ek dava açılmasının mümkün bulunduğu, somut uyuşmazlıkta da davacının ilk davada fazlaya ilişkin hakkını saklı tuttuğu ve isteyebileceği toplam telif tazminatı miktarının, taraflar arasında görülen 11.07.2017 tarih ve Ankara 3. FSSHM’nin 2015/92 Esas- 2017/322 Karar sayılı önceki kısmi davası ile hüküm kurmaya elverişli bir şekilde tespit edildiği ve kesinleştiği, bu durumda işbu davada davacının, kısmi davada saklı tuttuğu fazlaya dair hakkını isteyebileceğinin tabii olduğu, her ne kadar davalı vekilince davacının kısmi davada fazlaya ilişkin isteminin reddedildiği ve bu kararın kesinleştiği ileri sürülmüşse de, gerek Ankara 3. FSSHM’nin 11.07.2017 tarih ve 2015/92 Esas- 2017/322 Karar sayılı önceki kararında, gerekse anılan kararı istinaf incelemesi sonucunda kaldıran Dairemize ait 05.04.2018 tarih ve 2017/1528 Esas- 2018/387 Karar sayılı kararda, “fazlaya dair istemlerin reddine” hükmü ile, davacı tarafın manevi tazminat istemine ilişkin fazla talebinin reddedildiğinin açık olduğu, zira anılan kısmi davada davacı tarafın 3.000,00 TL’lik maddi tazminat isteminin tamamının kabul edilip, reddedilen bir maddi tazminat isteminin bulunmadığı, dolayısıyla ilk derece mahkemesince işbu ek davanın da bakiye 147.000,00 TL telif tazminatı alacağı üzerinden kabulüne karar verilmesinde de bir isabetsizliğin olmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 29/04/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 29/04/2022

….

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.