Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1242 E. 2022/653 K. 13.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1242
KARAR NO : 2022/653
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN VEKİLİ :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/11/2019
NUMARASI : 2018/47 E. – 2019/538 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali, Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 28/11/2019 tarih ve 2018/47 E. – 2019/538 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin 2013/45494 sayılı 01, 05 ve 10. sınıfta tescilli “…” markasının sahibi olduğunu, müvekkilinin pek çok ülkede çok sayıda tescilli markasının bulunduğunu, özel kimyasalların üretimi alanında piyasanın % 80’ine müvekkilinin hakim olduğunu, müvekkilinin “…” markasının maruf ve tanınmış bulunduğunu, davalının 2016/101805 sayılı “…” ibareli marka tescil başvurusunun, müvekkilinin markası ile yanıltıcı derecede benzer olduğunu, müvekkilinin “…” (…) … ürettiğini, dava konusu markanın müvekkilinin markasının tanınmışlığından haksız faydalanabileceğini, müvekkilinin markasının sektörde iyi bilinen bir marka olması nedeniyle anılan markanın tescilinin aynı zamanda kötü niyetli olduğunu, hedef tüketici kitlelerinin aynı bulunduğunu, markaların ilk iki harfi, son üç harfi ve 4. harflerinin birbirinin aynısı olduğunu, dava konusu markadaki “…” harfinin “…” şeklinde okunacağını, dolayısıyla geriye kalan tek farklılığın “…” ve “…” harflerinin oluşturacağı küçük ayrıntıda olacağını, markaların görsel ve işitsel açıdan benzer olduklarını, buna rağmen müvekkili tarafından yapılan itirazların 2017/M-10173 sayılı YİDK kararı ile nihai olarak reddedildiğini ileri sürerek, davalı … YİDK kararının iptalini ve diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, tarafların markalarının benzer olmadıklarını, markaları oluşturan işaretlerin görsel, sesçil ve anlamsal olarak farklılaştıklarını, farklı kelime yapılarının bulunduğunu, davacı tarafın “…” markasındaki “…” ekinin “…” kelimesinden türetildiğini, 01. sınıfta bu hece ile biten yüzlerce markanın bulunduğunu, dolayısıyla markalar karşılaştırılırken “…” ve “…” ibarelerinin karşılaştırılmalarının gerektiğini, bu itibarla karıştırılma ihtimallerinin dahi bulunmadığını, müvekkilinin ilgili tüketici kitlesinin “kozmetik üretimi kullanımı için kimyasallar” emtiasının tüketicisi iken, davacının ise medikal cihaz üreten firmalara hitap eden bir firma olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, dava konusu marka başvurusu ile davacı yanın davaya dayanak markası arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında, ilgili tüketiciler nezdinde iltibas ihtimaline yol açabilecek bir benzerliğin mevcut olmadığı, davacı yanın markasının 8/4 anlamında tanınmışlığının ispatlanamamış olduğu, dava konusu başvurunun kötü niyetli olarak gerçekleştirildiği hususunda herhangi bir delilin mevcut olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, tarafların markalarının görsel, işitsel ve anlamsal olarak aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer bulunduğunu, itiraz edilen markada yer alan görsel ibarelerin, ikincil unsurların, markada yer alan kelime unsurlarının önüne geçemediğini, markaların harf sayılarının, hece sayılarının, harf dizilimlerinin aynı olup, markaların yalnızca tek bir harfte farklılık içerdiğini, dava konusu markada yer alan “…” sesinin tek bir ses/hece olarak telaffuz edileceğini, markalar arasında sınıf çakışmasının da bulunduğunu, markaların aynı veya aynı türdeki malları ve hizmetleri içerdiğini, tarafların markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas ihtimalinin bulunduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararlarının iptali ve hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve dava konusu marka başvurusu ile davacı yanın davaya dayanak markasının 1. sınıfta “kozmetik ürünlerin üretiminde kullanılan kimyasallar” mallarında, benzer türden mallardan oluştuğu, ancak anılan malların günlük tüketime uygun olmayan, üretim aşamasında kullanılan mallardan olduğu ve dolayısıyla tüketicilerinin dikkat, özen ve bilgi düzeyinin çok yüksek profesyonellerden oluştuğu, tarafların markalarında ortak unsur olan “…” ibaresinin, özellikle kimya sektöründe, ürünlerin … bağlantısını göstermek adına sıkça tercih edilen bir ibare olduğu, davacının “…” ibareli markası ile davalının “…” ibareli başvuru markası arasında, doğrudan nihai tüketicilere hitap etmedikleri de gözetildiğinde, ibareler yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas ihtimalinin bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70.TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40.TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 13/05/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 13/05/2022

Başkan V.

Üye

Üye

Katip