Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/04/2019
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU :YİDK Kararının İptali, … Tescili
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12/04/2019 tarih ve 2017/23 E. – 2019/210 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin … … … …. A.Ş. ortağı ve yönetim kurulu başkanı olduğunu, … kimyasalları alanında faaliyet gösterdiğini, müvekkiline ait şirketin de “su yalıtımı, seramik döşeme, tamir, ankraj, güçlendirme, zemin kaplama, boya, beton ve harç” gibi iştigal alanlarında ürünler ürettiğini ve özellikle kimyasal alanında tüketicilere ulaştığını, müvekkilinin bu alanda kullanmak üzere “…” ibareli … başvurusunda bulunduğunu, ancak başvurunun davalı Şirketin “…” markasına dayalı olarak yaptığı itirazı sonucu Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından reddedildiğini, bu karara karşı yaptıkları itirazlarının da nihai olarak YİDK’ın,,, sayılı kararıyla reddine karar verildiğini, oysa taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığını, tarafların faaliyet alanlarının farklı olduğunu, markaların karıştırılma ihtimali bulunmadığını, “…” ve “…” markalarında yer alan ortak ibarenin “…” ibaresi olduğunu ve bu ibarenin ayırt ediciliğinin bulunmadığını ileri sürerek dava konusu YİDK kararının iptalini ve başvurunun tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … … ve … Kurumu vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, taraf markaları arasında iltibasa neden olacak düzeyde benzerlik bulunduğunu, dava konusu markanın müvekkilinin seri markası olarak algılanacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, 2015/102427 sayılı “…” ibareli dava konusu başvuru ile davalının “…” ibareli markasının benzer bulunduğu, uyuşmazlık konusu 17. Sınıf mallar bakımından taraf markalarının emtia kapsamlarının aynı/aynı tür ve doğrudan ilişkili emtialardan oluştuğu, markalar arasında iltibas tehlikesi ve davacı başvurusu yönünden tescil engelli bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, kendi içinde çelişkili bulunan bilirkişi raporunun hükme esas alınarak karar verildiğini, taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığını, tarafların faaliyet alalarının farklı olduğunu, markaların karıştırılma ihtimali bulunmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, … başvurusunun reddine dair YİDK kararının iptali ve … başvurusunun tescili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu “…” ibareli başvuru ile davalı şirkete ait redde mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında, başvuru kapsamında yer alan 17. sınıf mallar bakımından, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel ve işitsel bıraktıkları genel izlenim itibariyle iltibas tehlikesinin bulunduğu, taraf markalarında tek harften kaynaklanan farklılığın iltibas tehlikesini ortadan kaldırmadığı, uyuşmazlık konusu 17. sınıf mallar ile redde mesnet davalı markasının tescil kapsamında 17. Sınıfta yer alan malların aynı/aynı tür olduğu, iltibas değerlendirmesinde … kapsamları esas olduğundan, tarafların fiilen farklı sektörlerde faaliyet göstermelerinin sonuca bir etkisinin bulunmadığı, ayrıca Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararında kabul edildiği üzere iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olması karşısında davacı vekilinin bilirkişi raporunun çelişkili olduğuna ilişkin istinaf itirazı yerinde olmadığı gibi bilirkişi raporunun çelişkili de bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 21/04/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/05/2022
…