Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1233 E. 2022/630 K. 29.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1233
KARAR NO : 2022/630
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/02/2020
NUMARASI : 2019/250 E. – 2020/37 K.

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 13/02/2020 tarih ve 2019/250 E. – 2020/37 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibareli marka başvurusunun SMK’nın 5/1-ç maddesi gereğince Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından kısmen reddedildiğini, bu karara karşı yaptıkları itirazın da dava konusu YİDK kararı ile reddine karar verildiğini, oysa redde mesnet markalar ile dava konusu başvuru arasında ayırt edilmeyecek derecede benzerlik bulunmadığını, müvekkilinin dava konusu ibareyi 2012 yılında beri kullandığını, anılan ibarenin ticaret unvanının çekirdek unsurunu oluşturduğu gibi 2015/32440 sayılı markası nedeniyle de müktesep hakkı bulunduğunu ileri sürerek YİDK’nın 10/05/2019 tarih 2019-M-3914 sayılı kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, davacı markası ile redde mesnet gösterilen markanın görsel, işitsel ve kavramsal açıdan aynı olduğunu redde konu olan mallar bakımından da birebir aynı bulunduklarını, bu nedenle SMK’nın 5/1-ç maddesindeki koşulların oluştuğunu, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacının dava konusu başvuru üzerinde önceki markasından kaynaklanan müktesep hakkı bulunmadığı, dava konusu başvuru ile redde mesnet 2011/34678, 2005/11567, 2011/56709, 2016/49338 sayılı markaların 6769 sayılı SMK 5/1-(ç) maddesi anlamında aynı/ayırt edilmeyecek kadar benzer olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile YİDK’nın 10/05/2019 tarih 2019-M-3914 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, dava konusu başvuru ile redde mesnet 2011/34678, 2005/11567, 2011/56709, 2016/49338 sayılı markaların ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu gibi uyuşmazlık konusu mal ve hizmetlerin redde mesnet markaların kapsamında da yer aldığını, bu nedenle SMK’nın 5/1-ç maddesindeki koşulların oluştuğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka başvurusunun kısmen reddine dair YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İşlem dosyasının incelenmesinden; davacının 2019/18017 sayılı “…” ibareli marka başvurusunda bulunduğu, başvuru kapsamında 9.,12.,37. Ve 42 sınıf mal ve hizmetlerin yer aldığı, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından 2011/34678, 2005/11567, 2011/56709, 2016/49338 sayılı ,”şekil+…”, “…”, “şekil+… … “,” … …+şekil” ibareli markalara dayalı olarak başvurunun, 12., 37. ve 42 sınıftaki mal ve hizmetler yönünden 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesi uyarınca kısmen reddedildiği, davacı yanca bu karara itiraz edildiği, YİDK’in 10/05/2019 tarih, 2019-M-3914 sayılı kararı ile davacı itirazının reddine karar verildiği, kararın 14/05/2019 tarihinde davacıya tebliğ edildiği iş bu davanın iki aylık hak düşürücü süre içerisinde 27/06/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince, davacının başvuruya konu ibare üzerinde müktesep hakkının bulunmadığı, dava konusu başvuru ile redde mesnet markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesi anlamında benzerlik olmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olup, istinaf edenin sıfatı ve istinaf itirazları gözetildiğinde istinaf incelemesine konu uyuşmazlık davacının 2019/18017 sayılı başvurusu ile redde mesnet 2011/34678, 2005/11567, 2011/56709, 2016/49338 sayılı markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesi anlamında benzerlik olup olmadığıdır.
Marka hukukuna hakim olan öncelik ve bir markanın tek bir sahibinin olması gerektiği ilkesi ile 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç bendine göre, aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetle ilgili olarak tescil edilmiş veya daha önce tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olan markalar tescil edilemez. Burada bahsedilen ayniyet olgusuyla bir markanın tamamen taklit edilmesi, ayırt edilemeyecek derecede benzerlik olgusuyla ise başvuruya konu markanın tescilli markanın birebir aynısı olmamakla birlikte ilk bakışta farkedilemeyecek derecede aynı olan ve bu hususun ispatına dahi gerek duyulmadan ancak dikkatli inceleme sonucu farkın anlaşılabileceği ibare ve şekilleri taşıyan işaretler kastedilmektedir.
6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç bendi uyarınca, … tarafından re’sen uygulanacak mutlak ret nedeni kapsamında bir marka başvurusunun reddedilebilmesi için başvuru konusu işaretle önceki tarihte tescil edilen veya tescil başvurusu yapılan markaların hem emtia listelerinin aynı veya aynı tür mal ve hizmetleri kapsaması hem de marka işaretlerinin aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olması gerekir. Anılan hüküm, 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi hükmünden farklı olarak, ayırt edilemeyecek kadar benzer olmayı aramaktadır. Yine 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi hükmünden farklı olarak 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç bendi hükmünde, “markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali”nden ayrıca söz edilmemiştir. Bu durumda, 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesi hükmünün uygulanabilmesi için markalar arasındaki benzerliğin, iltibasa yol açacağının ayrıca inceleme yapılmasını gereksiz kılacak derecede güçlü ve açık olması gerekir.
Yapılan açıklamalar çerçevesinde somut uyuşmazlığa dönüldüğünde; dava konusu başvurunun kapsamından 12., 37. ve 42. sınıfta yer alan mal ve hizmetler çıkarılmıştır. Redde mesnet 2005/11565 sayılı markanın kapsamında başvuru kapsamından çıkarılan 37. sınıf hizmetler, 2011/34678 sayılı markanın kapsamında başvuru kapsamından çıkarılan 12. sınıf mallar, 2011/56709 sayılı markanın kapsamında başvuru kapsamından çıkarılan 42 sınıfın 2. ve 3. alt grubunda yer alan hizmetler, 2016/49338 sayılı markanın kapsamında da başvuru kapsamından çıkarılan 42. sınıf hizmetlerin tümü yer almakta olup somut olay bakımından dava konusu başvuru ile redde mesnet markalar arasında 6769 saylı SMK’nın 5/1-ç maddesi anlamında emtia benzerliğine ilişkin koşulun gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Başvuru markası ile redde mesnet markalarda kullanılan ibareler yönünden yapılan karşılaştırmaya gelince; dava konusu başvuru sadece “…” ibaresinden oluşmaktadır. Redde mesnet 2011/34678, 2005/11567, 2011/56709, 2016/49338 sayılı markalar ise “şekil+…”, “…”, “şekil+… … “, “… …+şekil” ibarelerinden oluşmaktadır. Görüldüğü üzere, dava konusu başvuru ile redde mesnet 2011/56709, 2016/49338 sayılı markalarda “…” ibaresi ortak olmakla birlikte redde mesnet markalarda yer alan diğer kelime ve şekil unsurlarının redde mesnet markaları 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesi anlamında dava konusu başvurudan farklılaştırdığı kanaatine varıldığından ilk derece mahkemesinin dava konusu başvuru ile redde mesnet 2011/56709, 2016/49338 sayılı markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesi anlamında benzerlik olmadığı yönündeki kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak redde mesnet 2011/34678, 2005/11567 sayılı markalar yönünden aynı sonuca ulaşmak mümkün değildir. Zira yukarıda açıklandığı üzere anılan redde mesnet markalar , dava konusu başvuruda olduğu gibi sadece “…” ibaresinden oluşmaktadır. Redde mesnet 2011/34678 sayılı marka yer alan şekil unsuru, anılan redde mesnet marka ile dava konusu başvuru arasındaki ayırt edilemeyecek derecedeki benzerliği ortadan kaldıracak nitelikte değildir. Dolayısıyla Dairemizce başvuru markası ile redde mesnet 2011/34678, 2005/11567 sayılı markalar arasında, işaretler yönünden de 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesi anlamında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğu kabul edilmiş, aksi yöndeki mahkeme kabulüne iştirak edilmemiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan Dairemizce bilirkişi incelemesine gerek görülmemiştir,
Bu durum karşısında ilk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan nedenlerle başvuru konusu marka ile redde mesnet 2011/56709, 2016/49338 sayılı markalar arasında, başvuru kapsamından çıkarılan 42. sınıf hizmetler yönünden, 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesi anlamında ilk bakışta ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunmadığı, bu bağlamda dava konusu YİDK kararının anılan hizmetler yönünden yerinde olmadığı, buna karşın dava konusu başvuru ile redde mesnet 2011/34678, 2005/11567 sayılı markalar arasında başvuru kapsamından çıkarılan 12. ve 37. Sınıf mal ve hizmetler yönünden, 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesi anlamında ilk bakışta ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğu dikkate alınarak davanın başvuru kapsamından çıkarılan 42. sınıf hizmetler yönünden kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, HMK’nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 13/02/2020 gün ve 2019/250E. – 2020/37K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
2-Davanın KISMEN KABULÜ ile … YİDK’ın 10/05/2019 tarih, 2019-M-3914 sayılı kararının 42. sınıf hizmetler yönünden KISMEN İPTALİNE,
3-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 80,70.TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 54,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30.TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 7.375,00.TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı … kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 7.375,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 116,60.TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 43,50.TL tebligat ve posta masrafından oluşan toplam 160,10 TL yargılama giderinin, davanın kabul ve ret oranı takdiren 1/2 kabul edilerek, 80,05 TL.’na 44,40.TL peşin harç ve 44,40.TL başvurma harcı tutarı eklenerek oluşan toplam 168,85 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, ,
8-Davalı … tarafından istinaf aşamasında yapılan 33,50.TL posta masrafı, 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı olmak üzere toplam 182,10.TL yargılama giderinin, davanın kabul ve ret oranı takdiren 1/2 kabul edilerek , 91,05.TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı … tarafından ilk derece mahkemesinde yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
11-Davalı … tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40.TL istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
12-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 29/04/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/05/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip