Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1232 E. 2022/668 K. 13.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1232
KARAR NO : 2022/668
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/03/2017
NUMARASI : 2015/382 E. – 2017/79 K.

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 01/03/2017 tarih ve 2015/382 E – 2017/79 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibareli, “tıbbi müstahzar” emtisını içeren 1991/124363 sayılı tanınmış markanın sahibi olduğunu, anılan markanın uzun zamandan bu yana kullanıldığını, davalının 2014/13762 sayılı, “…” ibareli, 3 ve 5.sınıftaki ürün ve hizmetleri içeren marka tescil başvurusuna yaptıkları itirazın Markalar Dairesi tarafından kısmen kabul edilerek başvurunun 5/1.sınıf ürünler bakımından reddedildiğini, başvurunun tümden reddi istemiyle yaptıkları itirazın nihai olarak YİDK tarafından 2015/M-7432 sayılı kararla reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, başvurunun tescilinin müvekkilinin … esas ve ayırt edici unsurlu markası ile iltibasa sebebiyet vereceği gibi tanınmışlığından haksız yarar sağlayıp itibar ve ayırt edici karakterine zarar vereceğini, başvurunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, YİDK kararının iptaline ve davalı markasının hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Kurumu vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece,davacının markasının “…” , dava konusu işaretin “…” ibareli olduğu,” …” ibaresinin Yunanca “…” anlamına gelen ön ek niteliğinde bulunduğu, davacının markasının 5. sınıftaki tıbbi müstahzar ürünlerini içerdiği, genel olarak ilaç ve benzeri kimyasal ürünleri kapsadığı, davalının başvurusunun ise ilaç ürünlerini içermediği, onun dışındaki 3 ve 5.sınıf ürünleri içerdiği, bu yönden başvuru ile davacı markalarının aynı tür ürünleri içermedikleri, ürünlerin niteliği gereği, aynı tür sayılma olanağının da bulunmadığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu olan işaret arasındaki iltibas ihtimali araştırılırken göz önüne alınacak kitlenin, ürünlerin ortalama tüketici kitlesi olduğu, davacının markasının kapsamındaki ürünlerin meri mevzuat geriği reçeli ve eczanede satılması mecburiyeti karşısında, bunların ortalama alıcı kitlesinin doktorlar ve eczacılar olduğu, iltibas ihtimalinin de bu gruptaki alıcılar yönünden değerlendirilmesinin zorunlu bulunduğu, buna karşın davalının başvurusunda ilaç ürünlerinin yer almadığı, bu ürünlerin ortalama alıcılarının ilaç ürünlerindekinden farklı olduğu, 5/1.sınıf ürünler haricindeki yargılama konusu ürünler bakımından iltibas doğmasının mümkün bulunmadığı, zira işaretlerin görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketiciler tarafından ilk bakışta ve derhal ayırt edilebileceği, davacı markasının tanınmış olmadığı, kötü niyet iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, dava konusu marka ile müvekkiline ait itirazına mesnet markanın ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi raporunda da markaların benzer olduğunun tespit edildiğini, mahkeme kabulünün aksine “…” ibaresinin bitki anlamına gelmediğini, ayırt ediciliğinin yüksek olduğunu, başvuru kapsamında bırakılan malların müvekkili markası kapsamında yer alan mallarla aynı/benzer olduğunu, bu yönde Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen emsal mahkeme kararları bulunduğunu, müvekkili markasının tanınmış olduğunu ve başvurunun kötü niyetli bulunduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak dava konusu YİDK kararının iptaline, başvurunun tescili halinde 5. Sınıf mallar yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markası arasında, uyumazlık konusu 3. ve 5. Sınıf mallar yönünden 556 sayılı KHK’ nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas bulunmadığı, zira davacının itirazına mesnet markasının sadece 5. Sınıfta yer alan “tıbbi müstahzarlar” malları için tescilli bulunduğu, başvuru kapsamında bırakılan ve uyuşmazlık konusu olan 3. Sınıf ve 5. Sınıf malların davacının itirazına mesnet markası kapsamında yer alan “tıbbı müstahzalar” emtiasından farklı olduğu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’in 2015/8980-2016/3973 E/K sayılı ilamında belirlendiği üzere tıbbı müstahzar emtiası, 5. Sınıfın 1. alt grubunda yer alan mallara karşılık gelmekte olup tıbbı müstahzar malları ile 5. Sınıfta bulunan diğer ürünlerin kullanım amaçları, hedeflenen halk kesimleri ve dağıtım kanallarının farklı olması nedeniyle birbiri yerine ikame edebilme veya kullanılabilme olanaklarının bulunmadığı, benzer bir uyuşmazlıkta Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2020/614 -2020/4248 E/K sayılı ilamıyla davacı markasının tescil kapsamında yer alan “tıbbi müstahzarlar” emtiasının 5. sınıfın sadece 1. alt grubunda yer alan mallarla benzer olduğunun, 5. sınıfın diğer alt grubunda yer alan alan malların farklı bulunduğunun kabul edildiği, diğer taraftan davacının tanınmışlık ve kötü niyet iddialarının da ispatlanamadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 36,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 13/05/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 29/05/2022

Başkan Vekili

Üye

Üye

Katip