Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/07/2020
NUMARASI …..
DAVANIN KONUSU : … YİDK Kararının İptali
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 08/07/2020 tarih ve 2019/97 E. – 2020/160 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ve davalı… Kurumu tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkiline ait işletmenin … … … ve … Ltd. Şti. unvanıyla, 2002 yılından bu yana, Bursa … ve … Müdürlüğüne 51968/60699 … numarası ile kayıtlı bir işletme olarak faaliyetlerini yürüttüğünü, işletmenin “…” markasının … Kurumuna sırasıyla 2003/27386 başvuru numarasıyla 13.10.2003 tarihinde müracaat edilmiş ve 20-24-26 ve 27 sınıflar için “… L Şekil” ibaresi ile markasını koruma altına aldığını, bu markanın 2013 yılında yenilenmesinin yapıldığını ve halen koruma altında olduğunu, 2009/21531 başvuru numarası ile 29.04.2009 tarihinde 35. Sınıf için “… şekil” ibareli markasını koruma altına aldığını, bu … için … başvurusunun yapıldığını ve 2009/21531 … numarası ile … … Belgesinin alındığını, 2011/90723 başvuru numara ile 29.04.2011 tarihli müracaat ile de Nice Sınıflandırma Listesinde yer alan 35. Sınıf içeriğinin güncellenmesi ortaya çıkan bazı boşlukların ortaya çıkma ihtimaline karşı yine 35. Sınıf için “…” markası hizmet içeriği yeniden koruma altına alındığını, davaya ilişkin 2018/13078 başvuru numaralı müracaatlarıyla, daha önce koruma altına alınmış olan ve kazanılmış hak teşkil eden tüm … tescillerinin bir dosyada toplanması için başvuruda bulunulduğu, davalı … … ve … San. Tic. AŞ’nin, … markası için kendilerinin “…” ibareli markası için benzerlik/karıştırılma ihtimalinin bulunması ve “…” markasının tanınmışlığı gerekçesiyle itirazda bulunduğunu, davalı Şirketin itirazını inceleyen Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun bahsi geçen tescilli markaların ait olduğu 20-24-26-35. Sınıflar için kazanılmış hakkının bulunduğunu, 24. sınıf hariç yine 20-26-35. sınıfların başka alt sınıflarını teşkil eden mal ve hizmetler yönünden karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, 2009/21531 sayılı tescilli … için ise sunumu yapılacak malların belirsiz olması sebebiyle itiraz sahibine ait markaların kapsamındaki hizmetlerle birebir örtüşen 35. Sınıfın son alt grubu kapsamındaki hizmetler bakımından kazanılmış hak teşkil etmeyeceğine karar verdiğini, “…” markası ile ayırt edici unsuru “…” olan markaların karıştırılabilecek, ilişkilendirilebilecek derecede benzer olmadıklarını, TTK’nın 52. maddesinin önceki tarihli unvan sahibinin haksız kullanıma ilişkin yasaklama hakkının bulunduğunu ileri sürerek… Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun dava konusu 2018-M-11817 sayılı kararının iptaline, 2018/13078 başvuru numaralı … tescil talebinin 20-24-26 ve 35. Sınıfların bütün alt gruplarını kapsayacak şekilde, başvuru yapılan tüm emtialar için tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, itiraz edilen … ibareli markanın, müvekkilinin tescilli … markasıyla gerek umumi intiba açısından, gerekse de sesçil, biçimsel, telaffuz ve görsel açıdan bıraktığı izlenim itibariyle benzer olduğunu, itiraz konusu başvurunun mal listesinde yer alan malların, müvekkil şirkete ait markanın mallarıyla aynı veya çok benzer olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı… Kurumu vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu markanın esas unsurunun “…” ibaresi, davacı markalarında ise markaların esas unsurunun “…” ibaresi olduğu, dava konusu “…” ve davalı markalarının esas unsuru konumundaki “…” ibarelerinin herhangi bir anlamı olmadığı, dava konusu markanın beş harften, davalı markasının esas unsurunun ise dört harften oluştuğu, dava konusu markanın davalının markalarındaki “…” ibaresini aynen içerdiği, tek bir harf farkı ile yazılış ve okunuş itibariyle markalar arasında benzerlik bulunduğu, dava konusu markanın başında yer alan “L” harfi ve şekil unsurlarının bu benzerliği ortadan kaldıracak düzeyde olmadığı, ancak, davacının dava konusu olan “Sınıf 35: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için … şilteleri, yastıklar, tıbbi amaçlı olmayan havalı yataklar ve yastıklar, deniz yatakları (kampçılar için uyku tulumları hariç). Bambu perdeler, stor perdeler (iç mekan), şerit perdeler, dekorasyon amaçlı boncuklu perdeler; perde kopçaları, perde halkaları, perde kancaları, perde çubukları. Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar. Danteller ve nakışlar (aplikeler), güpürler, fistolar, dar dokumalar, şeritler ve kurdeleler, ekstraforlar, fitiller, giysiler için kumaştan yapılmış hazır harfler ve rakamlar, armalar, rütbe işaretleri, vatkalar. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir ) hizmetleri bakımından da müktesep hakkı bulunduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, YİDK’nın 2018/M-11817 sayılı kararının “Sınıf 35: Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için … şilteleri, yastıklar, tıbbi amaçlı olmayan havalı yataklar ve yastıklar, deniz yatakları (kampçılar için uyku tulumları hariç). Bambu perdeler, stor perdeler (iç mekan), şerit perdeler, dekorasyon amaçlı boncuklu perdeler; perde kopçaları, perde halkaları, perde kancaları, perde çubukları. Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar. Danteller ve nakışlar (aplikeler), güpürler, fistolar, dar dokumalar, şeritler ve kurdeleler, ekstraforlar, fitiller, giysiler için kumaştan yapılmış hazır harfler ve rakamlar, armalar, rütbe işaretleri, vatkalar. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri ( belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir ) mal ve hizmetleri bakımından davacının itirazının reddi yönünden iptaline karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkemenin müvekkilinin sahip olduğu “…” ibareli markası ile “…” markasının SINIF 20, SINIF 26, SINIF 35’deki bir kısım mal ve hizmetler bakımından karıştırılma ihtimali bulunduğu ve müvekkilin müktesep hakkı bulunmadığı yönündeki tespitine katılmanın mümkün olmadığını, davalı Şirkete ait markanın asıl unsurunu teşkil eden “…” ile müvekkili şirketin markası olan “…” arasında harflerinin yazılış biçimi ve logosu dahil her hangi bir benzerlik veya karıştırılma ihtimali bulunmadığını, yine markalar arasında işitsel bir benzerlik de olmadığını, karşı tarafın üzerinde hak iddia ettiği markanın en eski tescil tarihi ise 2007 olup müvekkilin şirketin bu …/ünvanı kullanma hakkı önceliği bulunduğunu, müvekkilinin şirket ana sözleşmesinde bulunmasa dahi bütün iş kollarında faaliyette bulunmak hakkına sahip olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı… Kurumu vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkili Kurumun verdiği YİDK kararının yerinde bulunduğunu, açılan davanın reddi gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE :1-Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının başvurusuna konu biçim, renk ve düzenleme tarzı itibariyle özgün niteliği bulunan krem rengi zemin üzerine eğik bir stil ile yazılılan “L” harfi ve altındaki “…” işareti ile davalı Şirketin itirazına mesnet gösterdiği “…” ibareli markaları arasında, markaların biçim, renk ve düzenleme tarzı itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6. maddesinin somut olaya uygulanabilme şartları bulunmadığı anlaşılmakla, davalı… Kurumu vekilinin istinaf itirazlarının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin istinaf itirazlarına gelince; dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgeler incelendiğinde, “… + şekil” ibareli … başvurusunda bulunduğu, başvurunun yayınlanmasından sonra davalı Şirketin “…” esas ibareli markalarını gerekçe göstererek başvuruya itiraz ettiği, itirazın YİDK tarafından kısmen kabul edildiği ve davacının başvurusunun kısmen reddine karar verildiği, bu bağlamda dosya kapsamındaki uyuşmazlığın davacının başvurusuna konu ibare ile davalının itirazına mesnet markası arasında SMK’nın 6/1. maddesi kapsamında iltibas bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesinde, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış … ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış … ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvurunun reddedileceği belirtilmiştir. Bu durumda önemli olan, halkın işaretler arasında herhangi bir şekilde herhangi bir nedenle bağlantı kurma ihtimali olup, buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelimedir ve şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ile bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir (Yargıtay HGK, 15/11/2013 Tarih, 2013/11-202, 2013/1587).
Açıklanan hüküm çerçevesinde markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davacının başvurusuna konu biçim, renk ve düzenleme tarzı itibariyle özgün niteliği bulunan krem rengi zemin üzerine eğik bir stil ile yazılılan “L” harfi ve altındaki “…” işareti ile davalı Şirketin itirazına mesnet gösterdiği, markaları arasında, markaların biçim, renk ve düzenleme tarzı itibariyle görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, davacının başvurusuna konu işarette yeterli farklılıkların bulunduğu, zira markaların düzenleme biçimlerinin, biçimlendirme, renklendirme, kaligrafi ve yönlendirme itibariyle tamamen farklı olduğu, markaların bir bütün olarak korunabileceği, karşılaştırma sırasında işaretlerin parçalara ayrılarak incelenmesinin ve iltibasın bulunup bulunmadığının bir parçaya bağlı olarak yapılmasının mümkün bulunmadığı, iltibas incelemesinin sadece işaretlere bakılarak değil, onların kapsamında bulunan ürünler ile onların niteliğini gözeterek ve her ikisinin birbirine etkisi nazara alınarak yapılmasının gerektiği, ortalama tüketicilerin davacının başvurusuna konu işareti davalının itirazına mesnet markaları ile ilişkilendirmeyeceği, markalar arasında belirgin biçimde farklılık bulunduğu, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, … ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürün ve hizmetler için ayırdığı satın alım süresi içinde, başvuru konusu markayı gördüğünde derhâl ve hiç düşünmeden bunun davalının itirazına mesnet markalarından farklı bir … olduğunu algılayabileceği, tarafların markalarının benzer olmadığı ve iltibas riski taşımadığı kanaatine varılmıştır.
Bu itibarla somut olayda 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6. maddesinin somut olaya uygulanabilme şartları bulunmadığı için mahkemenin aksi yöndeki gerekçesi doğru bulunmamıştır.
HMK’nın 353/1-b-2. maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Ayrıca Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.3.2017 tarih, 2017/78-521 E.,K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere, mahkemelere tescil isteminin kabulü ya da reddi yönünde tanınmış bir yetkinin olmadığı, tescil işleminin idari nitelikte bir işlem olup, Kurul kararının kabulüne bağlı doğal bir sonuç olduğu, dolayısıyla tescil isteminin ayrı bir dava olarak değerlendirilemeyeceği anlaşılmakla davacı vekilinin tescil işlemlerinin devamına yönelik talebinin reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle davalı… Kurumu vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 08/07/2020 gün ve 2019/97 E. – 2020/160 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
3-DAVANIN KABULÜ ile, … … ve … Kurumunun 2018-M-11817 sayılı YİDK kararının İPTALİNE,
4-Davacı vekilinin tescil istemi ayrı bir dava olarak değerlendirilemeyeceği için tescil isteminin reddine,
5-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 80,70.TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30.TL’nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 7.375,00.TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 1.800,00.TL bilirkişi ücreti, 134,50.TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 73,40.TL tebligat ve posta giderleri toplamı 2.007,90.TL yargılama gideri, 44,40.TL peşin harç, 44,40.TL başvurma harcı, 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvuru harç tutarı eklenerek oluşan toplam 2.245,30 TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı… Kurumu tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
9-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
10-Davacıdan peşin olarak alınan 54,40.TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
11-Davalı… Kurumundan alınması gereken 80,70.TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 54,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30.TL’nin davalı… Kurumundan alınarak Hazineye irat kaydına,
12-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 21/04/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/05/2022
…..
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.