Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1228 E. 2022/715 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/1228 – 2022/715
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1228
KARAR NO : 2022/715
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/12/2019
NUMARASI : 2018/95 E. – 2019/634 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali , Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 20/12/2019 tarih ve 2018/95 E. – 2019/634 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar ve davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili Şirketin ilk olarak 1984 yılında Amerika’da kurulduğunu ve 30 yılı aşkın süredir sunduğu kalite ve ulaştığı satış rakamları ile dünyanın önde gelen saat, gözlük, deri ürün, çanta, kemer ve aksesuar üreticilerinden biri olduğunu, müvekkilinin “…” ve türevi markalarını birçok uluslararası kuruluş nezdinde tescil ettirdiğini, davalı Şirketin “…” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazlarının Marka Dairesi Başkanlığı tarafından kısmen kabul edilerek başvuru kapsamından 26. sınıfta yer alan bir kısım malların çıkarıldığını, bu karara karşı yaptıkları itirazlarının da nihai olarak dava konusu YİDK kararıyla reddine karar verildiğini oysa dava konusu başvuru kapsamında kalan 26. Sınıf malların da müvekkilinin tanınmış markalarının kapsamında yer alan mallarla ilişkili olduğunu, bu mallar bakımından da 556 sayılı KHK’nın 8/1-b ve 8/4 maddesindeki koşulların oluştuğunu, dava konusu ibarenin aynı zamanda müvekkilinin ticaret unvanının asıl unsuru ile de aynı bulunduğunu, davalı Şirketin “…” ibaresini, müvekkili markasının ülkemizde 18, 25 ve 35. Sınıflarda tescilli olmamasından yararlanarak 2001/16567 tescil numarası ile kötüniyetli olarak tescil ettirdiğini, müvekkilinin anılan marka aleyhine “kullanılmama nedeniyle hükümsüzlük” davası açtığını ve bu davanın sonucunda anılan markanın kısmen hükümsüz kılındığını, bu dava sürecinde davalı tarafın müvekkilinden marka devri için talep ettiği astronomik ücretler karşılanmayınca bu kez de “…” markasını müvekkilinin diğer sınıflarda kullanımını engellemek için “…” ibareli 10’un üzerinde marka başvurusu yaptığını, bu markaların kullanım şeklinin ve stilizasyonunun müvekkilinin tanınmış “…” markasına çok benzediğini, davalı tarafın … markalarının müvekkilinin tescilli logo tasarımını taklit ederek kullandığını, davalı tarafın müvekkilinin sektörde tanınan eski dönem esintili ürünleri için kullandığı “…” ve “…” slogan markalarını dahi ürettiği ürünlerin üzerinde kullandığını, davalının 18. Sınıf kapsamındaki ürünlerinin müvekkilinin orijinal … markalı saatlerinin satıldığı … gibi büyük perakende satış noktalarında bir arada satışa sunulduğunu, tüketicilerin bu ürünlerin müvekkili şirketin ürünü olduğunu zannederek satın aldığını, alınan bu kalitesiz ürünler için müvekkiline yapılan şikayetler neticesinde davalı tarafın haksız kazanç elde ettiğinin ortaya çıktığını, davalının www…..com.tr alan adını kendi adına tescil ettirerek müvekkilinin www…..com adlı internet sitesi görselini birebir taklit ettiğini, davalının iş bu internet sitesinde “dükkanlarımız” başlığı altında ABD’nin FLORİDA eyaletinde 4 adet dükkanı olduğunu beyan ederek tüketicileri yanıltma saikini iyice ortaya koyduğunu, davalı yanın sistematik olarak 3. şahısların markalarını kendi adına tescil ettirme girişiminde bulunduğunu, davalının dünyaca tanınmış … markasını kendi adına tescil ettirdiğini, … markasını tescil ettirme girişiminin itiraz üzerine reddedildiğini, İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde davalının 2001/6567 ve 2014 05894 sayılı markalarının hükümsüz kılınması için açılan dava derdest olup, iş bu dava kapsamında davalının kötüniyetli olduğunun tespit edildiğini ileri sürerek YİDK’ın 08.01.2018 tarih ve 2017-M-11456 sayılı kararın iptali ile dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Kurumu vekili, başvuru markası kapsamında kalan 26. Sınıfta bulunan “Yapma çiçekler, Yapma meyveler, saç tokaları, saçı bağlamak için halkalar, değerli metalden olmayan saç süsleri, takma saçlar, postişler, elektrikli veya elektriksiz bigudiler” mallarının davacı markaları kapsamında yer almadığını, bu ürünlerin davacının tanınmış olduğu saat ve deri ürünler ile uzaktan yakından herhangi bir bağlantısının bulunmadığını, davacının … ibaresinin ticaret unvanının esas unsuru olduğu iddiasından yola çıkarak davalının markasının iptal edilmesinin mümkün olmadığını, markaların tescil koşulları ile ticaret unvanının kullanım koşullarının farklı bulunduğunu davalının kötüniyetli olduğu yönündeki iddianın da ispat edilemediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili , müvekkilinin … markasını 18, 25 ve 35. sınıflarda 2001/16567 işlem numarası ile tescil ettirdiğini, davacının müvekkil aleyhine İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde 2015/24 e. sayısı ile açılan dava neticesinde müvekkili markasının 25. Sınıf emtialar bakımından kullanılmama nedeniyle hükümsüz kılındığını ancak 18 ve 35. Sınıflar yönünden markanın hali hazırda müvekkili lehine tescilli olduğunu, dava konusu markanın iş bu 2001 yılında tescil edilen markanın devamı, seri marka niteliğinde olduğunu, davacının Türkiye’de bilinmediği dönemde müvekkilinin … markasını tanınmış hale getirdiğini, davacı iddiasının tam tersi olarak davacının müvekkilinin bu çabalarından haksız olarak istifade ettiğini, davacı markalarının Türkiye’de sadece 14. Sınıf bakımından tescilli olduğunu ve sadece kol saati satışı ile iştigal ettiğini, davacının 2001 yılında gerek Türkiye’de gerekse de dünyanın herhangi bir yerinde tescilli bir markasının bulunmadığını, müvekkilinin 2001 yılından bu yana … markasını deri ürünleri ve deri aksesuarları bakımından tescil edildiği şekilde kullandığını, bu nedenle kötüniyetli olmadığını, müvekkilinin 2001/16567 sayılı … ibareli markasını kullanımının uzun yılları kapsadığından taraf markalarının karıştırılmasının mümkün olmadığını, davacının tanınmışlık iddiasının da yerinde bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı markasının günümüzde sektörel tanınmışlığının olduğu varsayılsa bile müvekkilinin … ibareli markasından kaynaklı müktesep haklarının korunması gerektiğini, müvekkili markasının davacı markasından görsel olarak da tamamen farklı olduğunu, müvekkili ürünlerinin tamamının etiketlerinde “…” ibaresinin yer aldığını, davacı firmanın belirttiği slogan markalarının davacı adına da tescilli olmadığını, müvekkilinin 18. Sınıf kapsamında deri ve deri ürünleri ürettiğini, davacının ise 14. Sınıf kapsamında yalnızca saat ürettiğini ve 26. Sınıf bakımından tescili bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu 2015/102593 sayılı “…” ibareli marka başvurusu ile davacının itiraza ve davaya gerekçe olarak gösterdiği markaları oluşturan ibareler birbirleri ile aynı olmakla birlikte taraf markalarının, uyuşmazlık konusu mallar bakımından 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzer olarak kabul edilemeyeceği, davacının … ibareli markasının “…” ve bu emtialarla doğrudan/dolaylı bağlantılı olan emtiaları bakımından 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi uyarınca tanınmış marka olduğu, markaları oluşturan ibarelerin birebir ayniyetine bağlı olarak tanımışlığın uyuşmazlık konusu olan“Yapma çiçekler, yapma meyveler. Saç tokaları, saçı bağlamak için halkalar, taçlar, değerli metalden olmayan saç süsleri, takma saçlar, postişler, elektrikli veya elektriksiz bigudiler.” emtialarına sirayet edeceği, dava konusu markanın bahsi geçen mallar yönünden tescilinin imaj transferi, tanınmış markanın sulandırılması ve haksız rekabet teşkil edeceğini , davalının bugüne kadar gerçekleştirdiği marka başvurularında kullandığı görseller ve dava konusu marka başvurusunda kullandığı yazım karakterlerinin davacı markaları ile birebir ayniyet göstermesi nedeniyle davalının kötüniyetli olarak kabul edilebileceği, 556 sayılı KHK’nın 8/3 ve 8/5 maddelerinin somut olayda uygulanmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile … YİDK’nın 08/01/2018 tarih 2017-M-11456 sayılı kararının davacının itirazının kısmen reddiyle ilgili kısım yönünden; yapma çicekler yapma meyveler saç tokaları saç bağlamak için halkalar taçlar değerli metallerden olmayan saç süsleri takma saçlar postişler elektrikli veya elektriksiz bigudiler yönünden iptaline, dava konusu markanın sayılan mallar yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili katılma yolu ile istinaf dilekçesinde; somut olayda uyuşmazlık konusu mallar bakımında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b ve 8/5 maddesindeki koşulların da oluştuğunu, zira uyuşmazlık konusu malların müvekkili markaları kapsamında yer alan 25. Sınıf baş giysileri malları ile ilişkili olduğunu, bu hususta emsal Yargıtay kararı bulunduğunu, ayrıca uyuşmazlık konusu malların müvekkili markaları kapsamında 9. Sınıf “Gözlükler” ve 14. Sınıf “takı ve saatler” malları ile de benzer olduğunu, diğer taraftan dava konusu malların müvekkilinin faaliyet gösterdiği moda sektörü ile ilişkili bulunduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesinin aleyhe olan kısmının kaldırılarak davanın kabulünü istemiştir.
Davalı … Kurumu vekili, uyuşmazlık konusu malların, davacının tanınmış olduğu saat ve deri ürünler ile uzaktan yakından herhangi bir bağlantısının bulunmadığını, bu nedenle 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesindeki koşulların oluşmadığını, diğer taraftan işaretlerin aynı olmasının tek başına kötü niyet oluşturmayacağını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, taraflar arasında müvekkiline ait 2001/16567 sayılı markanın hükmüszlüğü istemiyle görülen İzmir Fİkri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/175 sayılı dosyasında verilen kararın Yargıtya 11. Hukuk Diaresini’nin 2019/1285 E-2019/8003 sayılı ilmaıyla bozulduğunu, ilk derece mahkemesince verilen kararın ve hükme esas alınan raporun anılan bozma ilamında belirtilen gerekçeler karşısında yasal dayanaktan yoksun olduğunu, Yargıtay bozma ilamında belirtildiği gibi davacı markalarının tanınmışlığının 2001/16567 sayılı markanın başvuru tarihi itibariyle ispat edilmesi gerektiğini, ancak bu tarihte davacı markalarının tanımış olmadığını, davacı marklarının tanınmış olduğu kabul edilse dahi bu tanınmışlığın uyuşmazlık konusu mallara sitayet edeceğine dair delil bulunmadığını, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda müvekkili delillerin değerlendirilmediğini, eksik incelemeye dayalı olduğunu, müvekkilinin kötü niyetli olmadığını, 2001/ 16567 sayılı markasını yıllardır kullandığını, benzer marka başvuruları hakkında verilen YİDK kararlarında da müvekkilinin kötü niyetli olmadığının açıklandığını, dava konusu başvurunun müvekkilinin 2001/ 16567 sayılı markasının birebir aynısı olduğunu, dava konusu başvuru üzerinde müktesep hakkının bulunduğunu, davacı markalarının müvekkilinin anılan markasının tescilli olduğu 18,25 ve 35. Sınıfta kullanılmadığını, uyuşmazlık konusu malların davacı markalarının tescil kspamında yer alan mallarla ilişkili olmadığını, ayırca davalı Kurum nezdinde tescilli çok sayıda “…” ibareli marka bulunduğunu, müvekkilinin “…” markasının ayırt edici hale geldiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini istemiştir.

GEREKÇE :1-Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu 2015/102593 sayılı “…” ibareli marka ile davacının itirazına mesnet “…” ibareli markaları arasında, işaretler bakımından ayniyet düzeyinde benzerlik bulunduğu, davacı markalarının özellikle saat emtiasında tanınmış olduğu, tarafların marka işaretleri arasındaki benzerlik ve davacı markalarının “saat” emtiasındaki tanınmışlık düzeyi dikkate alındığında somut olayda uyuşmazlık konusu 26. mallar bakımından 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesindeki koşulların oluştuğu, davalı Şirket tarafından, 2001/16567 sayılı markalarının başvuru tarih itibariyle davacı markalarının tanınmışlığının ispatlanması gerektiği ileri sürülmüşse de somut olay bakımından tanınmışlığın dava konusu başvuru tarihi itibariyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespitinin gerektiği, mahkemece alınan bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere davacı markalarının dava konusu başuru tarih itibariyle özellikle saat emtiasında tanınmış olduğu ve bu tanınmışlık seviyesinin yüksek bulunduğu, diğer taraftan davalı Şirketin 2001/16567 sayılı markasının dava konusu başvuru yönünden müktesep hak teşkil etmediği gibi dava konusu marka başvurusunun kötü niyetli de olduğu, zira 2001/16567 sayılı marka kapsamında uyuşmazlık konusu 26. Sınıf malların bulunmadığı, dava konusu başvurunun davalı Şirketn önceki markasının bir türevi olmadığı aksine davacı markalarına yaklaştığı, dava konusu başvurunun davacı markaları ile aynı yazım karakteri ile birebir aynı olacak şekilde oluşturulduğu, tarafların uzun yıllardır husumet içinde bulunduğu da gözetildiğinde davalının davacının markaları ile ayniyet derecesinde benzer marka başvurusunda bulunmasının kötü niyet oluşturduğu, her ne kadar davalı Şirket tarafından, 2001/16567 sayılı markasının hükümüsüzlüğü için davacının açtığı davada Yargıtay 11. Dairesinin 2019/1285 E -2019/8003 K sayılı ilamıya kötü niyetli olmadıklarının kabul edildiği ileri sürmüşse de her marka başvurusunun kendi koşullarına göre değerlendirilmesi esas olduğundan, davalı Şirket tarafından belirtilen Yargıtay kararının işbu uyuşmazlığa emsal teşkil etmeyeceği, öte yandan somut olay bakımından 556 sayılı KHK’nın 8/5 maddesindeki koşulların da bulunmadığı anlaşılmakla, davalılar vekillerinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışınmda kalan sair istinaf itirazlarının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2- Yukarıda belirtildiği gibi ilk derece mahkemesince tarafların marka işaretleri benzer kabul edilmekle birlikte emtia benzerliğine ilişkin şart gerçekleşmediğinden somut uyuşmazlık açısından 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca iltibas koşullarının bulunmadığı kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin yerleşik kararlarında açıklandığı üzere mal ve hizmetler arasında benzerlik olup olmadığı değerlendirilirken her iki grup mal ve hizmetlerin aynı tüketici kitlesine hitap edip etmediği, birbirine alternatif olup olmadıkları, aynı dağıtım veya dolaşım yollarına sahip olup olmadığı, hammadde-mamül ilişkisinin bulunup bulunmadığı, birbirlerini bütünleyici/ tamamlayıcı olup olmadıkları gibi hususlarının dikkate alınması gerekmektedir. Bu kapsamda somut olaya bakıldığında uyuşmazlık konusu mallar 26. Sınıf “yapma çicekler, yapma meyveler, saç tokaları saç bağlamak için halkalar taçlar değerli metallerden olmayan saç süsleri takma saçlar postişler elektrikli veya elektriksiz bigudiler” mallarıdır. Bu mallardan “yapma çicekler, yapma meyveler, saç tokaları, saç bağlamak için halkalar ,taçlar, değerli metallerden olmayan saç süsleri, takma saçlar, postişler” in davacının markalarında 25. sınıfta yer alan baş giysisi aksesuarlarının bir parçası olarak kullandıkları gibi esasen uyuşmazlık konusu olan tüm 26. Sınıf ürünler ile davacı markalarında yer alan baş giysileri ürünleri aynı ihtiyacın farklı farklı yönlerini gideren ürünlerdir. Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2018/4081 E-2019/5688 K sayılı ilamında da benzer sonuçlara ulaşılmıştır.
Bu nedenle uyuşmalık konusu 26. Sınıf mallar ile davacının itirazına mesnet markaları kapsamında yer alan “Baş giysileri” mallarının ilişkili mallar olduğu, taraf markalarının ayniyet derecesinde benzerliği de gözetildiğide, somut olay bakımından 556 sayılı KHK’nın 8/1-maddesindeki iltibas koşullarının da oluştuğu kanaatine varılmış olup tüm bu açıklamalar karşısında, yukarıda açıklanan bütün gerekçeler ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru bulunmamış, Dairemizce davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne dair aşağıda gösterilen şekilde karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin tüm, davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE
2-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 20/12/2019 gün ve 2018/95 E. – 2019/634 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
3-Davanın KABULÜ ile, … YİDK’nın 08/01/2018 tarih 2017-M-11456 sayılı kararının 26. Sınıfta yer alan “yapma çicekler yapma meyveler saç tokaları saç bağlamak için halkalar taçlar değerli metallerden olmayan saç süsleri takma saçlar postişler elektrikli veya elektriksiz bigudiler” malları yönünden iptaline,
3-Davalı Şirket adına tescilli 2015/102593 sayılı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
4-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 80,70 TL. maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 35,90 TL. harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL’nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 7.375,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 1.800,00 TL bilirkişi ücreti, 282,80 TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 27,50 TL tebligat ve posta giderleri toplamı 2.110,30.TL yargılama gideri, 35,90.TL peşin harç, 35,90.TL başvurma harcı, 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvuru harç tutarı eklenerek oluşan toplam 2.330,70 TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı … Kurumu tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
8-Davalı şirket tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
10-Davacıdan peşin olarak alınan 54,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
11-Davalılar … İnşaat İşleri ve Turizm Hizmetleri San. Tic. Ltd. Şti. ile … Kurumu’ndan alınması gereken 80,70’şer TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı taraflarca istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davalılardan ayrı ayrı tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
12-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 26/05/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/06/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.