Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1217 E. 2022/606 K. 29.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/03/2020
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Faydalı Model Belgesine Tecavüzün Tespiti, Durdurulması ve
Tasarıma Tecavüzün Tespiti Durdurulması, Hükümsüzlüğü,
Maddi ve Manevi Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05/03/2020 tarih ve 2017/248 E. – 2020/80 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar … ve … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin “…” buluşu ile ilgili olarak, 2007/03949 numaralı tasarım tescil belgesine ve TR 2007/05213 Y numaralı faydalı model belgesine sahip olduğunu, ürününü piyasaya “…“ adı altında sürdüğünü, UPS markası adı altında pazarladığını, müvekkiliinin “…” adlı ürününün … … … A.Ş. tarafından 09.12.2016 tarihinde … … ve … – … …’a “… …” adı ile satışının yapıldığını, ilgili firmanın davaya konu ürünün 2015/04412 numara ile firma ortağı olan… adına tescilli olduğunu ve 15.04.2015 tarihinde lisans verildiğini belirttiğini, 2015/04412 numaralı belgeyi … internet sitesinde sorguladıklarında, bu belge üzerinde diğer davalı …’ın ismine ulaşıldığını ileri sürerek, davalı adi şirket ürünlerinin müvekkilinin faydalı model belgesi ve tasarım tescil belgesi kapsamında korunan haklarına tecavüz ettiğinin tespitini, anılan tecavüzün durdurulmasını, şimdilik 1.000,00.-TL maddi ve 10.000,00.-TL manevi tazminatın tahsilini, 6769 sayılı SMK’nın 77. maddesi uyarınca davalı tarafın tasarımının hükümsüz sayılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … ve … ayrı ayrı davanın reddini savunmuş; karşı davada, şimdilik 10.000,00-TL maddi ve 50.000,00.-TL manevi tazminatın davacıdan tahsilini, davacının tasarımının hükümsüz sayılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davalılar … ve müteveffa davalı …’in açtığı karşı davaların süresinde olmadığından tefrik edilerek mahkemenin ayrı esaslarına kaydedildiği ve davaların feragat nedeniyle reddine karar verildiği, dava tarihi itibariyle davalı ürünlerinin davacının TR 2007/05213 Y sayılı faydalı modeline tecavüz ettiği, davalının 2015/04412 sayılı faydalı modelinin, davacıya ait 2007/05213 sayılı faydalı modelin koruma kapsamında olduğundan hükümsüzlük ve terkin koşullarının oluştuğu, davacının yoksun kaldığı kazancın 2015 yılında 10.395,60.-TL ve 2016 yılında 29.824,01.-TL olmak üzere toplam = 40.219,61.-TL*%20=8.043,80.-TL olabileceği, 5.000,00.-TL manevi tazminatın hakkaniyete uygun olacağı, men, ref, el koyma, imha ve kesinleşmiş kararın yayınlanması hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş ise de davanın açıldığı tarihteki davacının haklılık durumu göz önüne alınarak bu talepler yönünden de vekalet ücreti verildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının dayanak yaptığı 2007/5213 sayılı faydalı model belgesinin koruma süresinin yargılama aşamasında tamamlandığından davacının men, ref, el koyma, imha ve kesinleşmiş kararın ilanına ilişkin talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, dava tarihi itibariyle davalı ürünlerinin davacının TR 2007/5213 Y sayılı faydalı modele tecavüz ettiğinin tespitine, 8.043,80.-TL maddi ve 5.000,00.-TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 2015/4412 sayılı faydalı modelin davacının 2007/5213 sayılı faydalı modelin koruma kapsamında olduğu anlaşıldığından hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davalılardan …’in 18/07/2019 tarihinde vefat ettiğini, müvekkilinin babası …’in terekesinin borca batık durumda olduğundan, müvekkilince mirasın kayıtsız şartsız reddedildiğini, bu konuda alınan Afyonkarahisar 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2019/1156 E. 2019/1482 K. sayılı kararının 24.12.2019 tarihinde kesinleşmiş olduğuna dair kesinleşme şerhi ile birlikte dosyaya sunulduğunu, bu nedenle müvekkili bakımından davanın husumet açısından reddine karar verilmesi gerekmekte iken, Yerel Mahkemece davanın kısmen kabulü ile bir kısım tazminat, harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verildiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve müvekkili hakkındaki davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, 6769 sayılı SMK’nın 144/3 hükmüne göre faydalı modelin hükümsüzlüğü ile ilgili davaların sicile faydalı model sahibi olarak kayıtlı kişiye karşı açılabileceğini, müvekkilinin sicilde faydalı model sahibi olmadığı açık olup, bu durumun yerel mahkemece gözden kaçırıldığını, davacı tarafın karlılık oranına etkisinin %20 gibi fahiş bir oranın belirlenmesinin fahiş olduğunu, her iki tarafın faydalı modelinin farklı bulunduğunu, davanın kısmen kabulüne karar verildiği halde, yargılama giderlerinin kabul ret oranına göre belirlenmesi gerekirken, bütün yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesinin usule ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca yerel mahkemece 3 farklı vekalet ücretine hükmetmesinin de hatalı bulunduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve müvekkili hakkındaki davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, faydalı model belgesine ve tasarıma tecavüzün tespiti, durdurulması, maddi ve manevi tazminat, tasarımın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Yargıtay 11. H.D.’nin emsal nitelikteki 08.06.2020 tarih ve 2019/4870 Esas- 2020/2659 Karar sayılı ilamıyla ayrıntılı olarak izah edildiği üzere, yargılama süresince tarafların taraf ve dava ehliyetine sahip bulunmaları usul hukukunun temel ilkelerindendir ve dava şartıdır. Taraf ehliyeti ise ölümle birlikte son bulur. Bu nedenle davaya ölen tarafa karşı veya onun tarafından devam edilmesine imkan bulunmadığı gibi TBK’nın 513.maddesi gereğince ölümle birlikte vekalet ilişkisi de son bulacağından vekilin de davaya devam etme imkanı bulunmamaktadır. Bu durumda, dava yalnız öleni ilgilendirmeyen başka bir deyişle mirasçıları da ilgilendiren bir davaysa dava ölümle birlikte konusuz kalmaz ve davaya ölen tarafın mirasçılarına karşı (veya mirasçıları tarafından) devam edilir. Bu halde mirasçılar davaya hep birlikte mecburi dava arkadaşı olarak devam ederler. Mirasçıların davayı birlikte takip etmekten kaçınması halinde ise terekeye temsilci atanır ve davaya tereke temsilcisi tarafından devam edilir. En yakın mirasçıların tamamının mirası reddetmesi halinde ise TMK’nın 612. maddesine göre mirasın sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilmesi gerektiğinden keyfiyetin ilgili Sulh Hukuk Mahkemesine bildirilmesi ve mahkemece atanacak kayyum aracılığıyla davaya devam edilmesi gerekir. Yargılama sırasında taraflardan birinin ölmesi halinde belirtilen şekilde işlem yapılması kamu düzeninden olması hasebiyle her aşamada gözetilmesi gereken işlemlerden olup, taraf teşkili sağlanmadan davanın esası hakkında karar verilemez.
Somut uyuşmazlıkta da davalılardan … yargılama sırasında 18.07.2019 tarihinde ölmüş, böylelikle dosyaya sunulan 05.03.2018 tarihli vekaletname ile Av. … ile arasındaki vekalet ilişkisi son bulmuş, anılan davalının mirasçılarının mirası reddettiklerine dair Afyonkarahisar 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 25.11.2019 tarih ve 2019/1156 E.- 1482 K. sayılı kesinleşmiş ilamı da dosyaya sunulmuş, buna rağmen mahkemece yukarıda açıklanan taraf teşkiline dair gereklilikler yerine getirilmediği gibi, mirası reddeden Hasan … aleyhine de hüküm kurulmuştur.
Bu durum karşısında mahkemece taraf teşkilinin sağlanması için yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılıp, taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yukarıda açıklanan hususlar gözden kaçırılarak, taraf teşkili sağlanmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, davalı … vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, kararın niteliğine göre davalı … vekili ile davalı … vekilinin sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davalı … vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05/03/2020 tarih ve 2017/248 E. – 2020/80 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Davalı … vekili ile davalı … vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Davalı … tarafından yatırılan 54,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde anılan tarafa iadesine,
5- Davalı … tarafından tarafından yatırılan 222,80 TL nispi istinaf karar ve ilam harcının istek halinde anılan tarafa iadesine,
6-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
8-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 29/04/2022 tarihinde HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 29/04/2022