Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1207 E. 2022/555 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/12/2019
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 20/12/2019 tarih ve 2018/212 E. – 2019/628 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin…. numaralı “…” ibareli başvurusunun, davalı şirketin…….sayılı markalarına dayalı itirazı neticesinde, 08.04.2018 tarih ve 2018-M-2699 sayılı YİDK kararı ile reddine karar verildiğini, oysa müvekkilinin … A.Ş ve … … … A.Ş. firmalarının kurucu ortağı ve hali hazırda yöneticisi konumunda olduğunu, sırf bu durumun dahi müvekkili başvurusuna yönelik yapılan itirazın kötü niyetli olduğunu gösterdiğini ileri sürerek, davalı … YİDK kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, müvekkilinin tanınmış “…” markalarının sahibi olduğunu, huzurdaki davanın hukuki konusu olan sınıfları ilgilendiren ….markalarının bulunduğunu, bu durumun ise iltibas ihtimalini oluşturduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, dava konusu 2017/14395 sayılı marka başvurusu ile davalı yan markaları arasında, başvuru kapsamındaki emtiaların tamamı bakımından 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca benzerlik ve iltibas ihtimalinin mevcut olduğu, 6/5 maddesinin şartlarının somut uyuşmazlıkta oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, dava konusu markanın “…”, davalı şirketin redde mesnet markalarının asıl unsurunun ise “…” ibareli olduğu, bilirkişilerin müvekkilin “…” markasının yaratılmasında ve tanıtılmasında en az davalı şirket kadar hak sahibi olduğunu görmezden gelerek rapor tanzim ettiklerini, müvekkili ile davalı firmanın kurucusu ve sahibinin kardeş olduğunu, uzun yıllar boyunca birlikte aynı şirketler bünyesinde ticari faaliyetlerine devam ettiklerini, bu dönemde müvekkilinin soy ismi de olan “…” ibareli markaları … … …A.Ş adına tescilli olduğunu, kardeşler arasında firmaların ayrılması kararının alınmasına binaen … … firması bünyesinde devam eden … ailesi mensubuna … ….A.Ş üzerindeki markaların devir alınması hususunda muvafakat verilmesine karşın, gerek müvekkili ve ailesinin gerekse de diğer … Ailesi mensuplarının “…” ibaresini marka olarak kullanmasına muvafakat verildiğini, kaldı ki huzurda bulunan ihtilafın “…” ibareli herhangi bir markanın müvekkili adına tescil edilmesi değil, müvekkilinin isim ve soy isminin müvekkili adına tescil edilmesinden ibaret olduğunu, markaların nihai tüketici nezdinde iltibas yaratmayacağını, taraflar arasındaki anlaşmaya rağmen davalı şirketin “…” ibaresi üzerinde tek hak sahibi olarak kendisini görerek kötü niyetli olarak müvekkili ve müvekkilinin kurucu ortağı ve yöneticisi olduğu dava dışı şirketler aleyhine işlemler yapmaya başladığını, davalı şirketin mesnet markalarının müvekkilinin … ….A.Ş’ nin yönetim kurulunda yer aldığı dönemde anılan şirket adına tescil edildiğini, markanın yaratılmasında en az davalı şirket yetkilileri kadar müvekkilinin de katkısının bulunduğunu, davalı şirketin müvekkilinin aynı zamanda soy ismi olan “…” markasına haksız şekilde sahip çıkmaya çalıştığını, müvekkilinin Soyadı Kanunu ile korunan isim ve soy ismini kullanmasının engellenemeyeceğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili kurum kararlarının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve davacının “…” ibareli marka başvurusuyla davalının “…” ibareli markaları arasında, görsel ve sescil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 16.12.2019 tarihli ve 2019/1575 E 2019/8229 K sayılı kararı ile “… …” ibareli marka başvurusunun 19.11.2018 tarihli ve 2017/1701 E 2018/7170 K sayılı kararı ile de “… …” ibareli marka başvurusunun, davalı şirkete ait “…” ibareli tescilli markalar ile iltibas oluşturacağının kabul edildiği Dairemiz kararlarının onandığı, bu itibarla kişinin adı ve soyadının dürüstçe kullanımının engellenemeyeceği yönündeki iddianın yerinde bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 21/04/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 21/04/2022
…..