Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1200 E. 2022/619 K. 29.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/07/2019
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09/07/2019 tarih ve 2016/462 E. – 2019/334 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar … ile … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkilinin Türkiye’nin önde gelen sanayi ve ticaret topluluklarından olup süt ve süt ürünleri ile et ve et ürünleri olmak üzere çeşitli gıda ürünlerinin üretim ve satış faaliyetleriyle iştigal eden, bu sektörde ülkemizin öncü kuruluşlarından olduğunu, tescilli ve önceki tarihlerden beri kullanılan çok sayıda “…” ibareli markalarının bulunduğunu, davalı Şirket tarafından, müvekkil şirketin tescillerinden çok sonra 31.03.2015 tarihinde 2015/27262 başvuru numarası ile diğer davalı … nezdinde “… …” ibaresiyle bir başvuru yapıldığını, anılan başvuruya itiraz ettiklerini, YİDK’in 10.10.2016 gün ve …. sayılı kararı ile müvekkili şirket itirazlarının reddine karar verildiğini, müvekkili şirkete ait “…” markasının tanınmış marka olduğunu, müvekkili şirket adına tescilli “…” markası ile dava konusu “… …” ibaresinin aynı bulunduğunu, “…” markasının itibar ve tanınmışlığından faydalanılarak haksız kazanç sağlanabileceğini, “…” veya benzeri ibarelerin, değil aynı sınıfta, hiçbir sınıfta tescilinin mümkün olamayacağını, davalıya ait marka tescil başvurusunun 556 sayılı KHK’nin 7/1-b ve 8/l-a maddeleri uyarınca da reddi gerektiğini, davalı başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olduğunu ileri sürerek, YİDK’in 2016-M-9775 sayılı kararının iptaline, başvuru tescil edilmiş ise tescil edilen markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkili şirketin 1980 yılında kurulmuş ve uzun süredir … üretimi alanında faaliyet gösteren bir kuruluş olduğunu, dava konusu markanın kullanılacağı ürün ve hizmetler ile davacı Şirkete ait markaların tescilli oldukları ürün ve/veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmadıklarını, davacıya ait “…” unsurlu markaların KHK’nın 8/4 maddesi anlamında tanınmış nitelikte olduklarını gösterir belge ve/veya maddedeki üç ihtimalden birinin gerçekleşeceğine ilişkin yeterli delil sunulmadığını, çekişmeli markaların benzer olmadığını, markada yer alan “…” ve “…” kelimesine eklenen “I” harfiyle, özgün arka fon rengi ve yazı fontunun taraf markalarını farklı kıldığını ve benzer olmaktan çıkardığını, “…” kelimesinin, 556 sayılı KHK.’nın 7/1-c maddesi anlamında ve markanın kullanılacağı ürün ve hizmetleri tanımlamak amaçlı kullanıldığını, markalar arasındaki ortak unsur olan … ibaresinin, müvekkili … … ticaret unvanının esaslı bir unsuru olduğunu, müvekkilinin dava konusu marka başvurusunda kötü niyetli olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacı markaları ile başvuru konusu işaretin bütün olarak bıraktığı izlenimin benzer olduğu, tescilli marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil, anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, başvurunun davalı markalarında yer alan ibare ile ve diğer sözcük ile ilişkilendirilebilecek bir görsellik içerdiği, aynı, benzer, seri marka olarak algılanmasının bütünsellik ilkesi kapsamında mümkün olduğu, davalının önceki markalarının kendisine müktesep hak sağlamadığı, taraf markaları aynı/benzer olduğu kabul edilmiş olup, 556 sayılı KHK 8/4 maddesi anlamında tanınmışlık ilkesine bağlı bir değerlendirme yapılmasına gerek görülmediği, dava konusu başvurunun kötü niyetli yapıldığının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kabulüne, YİDK’in 10/10/2016 tarih 2016-M-9775 sayılı kararının iptaline, davalı adına tescilli 2015/27262 sayılı … … ibareli markanın tescilli olduğu 30, 35 43 sınıflar yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … vekili, dava konusu başvuru ile davacı markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlandığını, ayrıca kararda şekillere yer verilmesinin de usule aykırı bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davalı Şirket vekili, mahkeme kararında şekillere yer verildiğini, bu nedenle kararın usulden kaldırılmasının gerektiğini, müvekkili başvurusu ile davacı markaları arasında karıştırılmaya yol açacak düzeyde benzerlik olmadığını, zira başvuruda yer alan “…” ibaresinin kendinden önce gelen “…” ibaresini nitelemek için KHK’nın 7/1-c maddesi kapsamında kullanıldığını, başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlandığını, müvekkilinin başvuru üzerinde müktesep hakkının bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : 1-Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Hukuk Genel Kurulu’nun 02.11.2011 gün … sayılı ilamlarında da benimsendiği üzere, mahkemece gerektiğinde hükmün eki niteliğinde kroki ve şekillere, kararın ekinde yer verilebilir ise de, hükmün gerekçe kısmında, HMK.’nın “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297. maddesi ve Anayasa’nın 141. maddesi hükümlerine uygun düşmeyecek biçimde şekillere yer verilmesi, davadan davalar doğmasına, tarafların yeniden uyuşmazlığa düşmelerine, infazda tereddüde neden olunmasına yol açabilecektir. Renk, boyut ve diğer özelliklerinden yoksun bir şekilde markaların ve tasarımların gerekçeli karara eksik yansıtılmaları yanıltıcı sonuçlara neden olabilecektir. Somut uyuşmazlıkta da mahkeme kararının gerekçe kısmında dava konusu markalara ilişkin görünümlere yer verilmiş olması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine uygun bulunmadığından, Dairemizce hükmün kaldırılması gerekmiştir.
Her ne kadar bölge adliye mahkemeleri, hukuki denetimin yanında aynı zamanda maddi vakıa incelemesi de yaparak, tahkikat sonucuna göre yeniden esas hakkında hüküm kurabilir ya da yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde, veyahut kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında karar verebilirse de somut olayda, ortada hukuki ve maddi vakıa denetimine elverişli bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle HMK.’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca, davanın yeniden görülüp yeni bir karar verilmesi için ilk derece mahkemesine ait kararın esası incelenmeden kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
2- İstinaf kararının neden ve şekline göre, davalılar … ile … vekillerinin diğer istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davalılar … ile … vekillerinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile Ankara 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 09/07/2019 tarih ve 2016/462 E. – 2019/334 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Davalı … ile … vekillerinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Davalı … ile … tarafından ayrı ayrı yatırılan 54,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde ayrı ayrı davalılara iadesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
7-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 29/04/2022 tarihinde HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/05/2022