Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1192 E. 2022/593 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/1192 – 2022/593
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1192
KARAR NO : 2022/593
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/12/2019
NUMARASI : 2017/332 E. – 2019/613 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Eser Sahipliğinden Kaynaklanan Maddi Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17/12/2019 tarih ve 2017/332 E. – 2019/613 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, lisans hakkı müvekkiline ait olan … isimli bilgisayar yazılımının FSEK uyarınca eser niteliğinde olduğunu, müvekkilinin, bu programın kullanılması ve sair şekilde çoğaltılması, değiştirilmesi, işlenmesi, tersine mühendislik işlemine tabi tutulması, tamamının veya bir bölümünün başka bir şekilde kullanılması vs. konularda ülkemizde veya yurt dışında hiçbir kişi ya da kuruluşa izin ya da yetki vermediğini, İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2017/25 D.iş sayılı dosyasında yapılan tespit sonucunda düzenlenen 24/03/2017 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, mali hakları müvekkiline ait olan … 5.1 yazılımı ile …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … modüllerinin davalı yana ait bilgisayarda kurulu ve aktif olarak çalışır durumda olduğunun tespit edildiğini, bu şekilde müvekkili yazılımlarının izinsiz olarak korsan diye tabir edilen biçimde yüklendiğini ve kullanıldığını, davalıların, müvekkilinin sahibi olduğu bilgisayar yazılımlarını herhangi bir sözleşme ve izne tabi olmaksızın, şifre kırmak suretiyle bilgisayarlarında kullandıklarını ve faaliyet alanı gereği bu programlardan haksız kazanç elde ettiklerini, bu durumun müvekkilinin eser sahipliğinden kaynaklanan mali haklarına tecavüz oluşturduğunu ileri sürerek, FSEK’in 68. Maddesi uyarınca şimdilik 16.000 TL’nin haksız eylemin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek ticari (reeskont) faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 28/05/2019 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 82.295,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalılar vekili, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, ilgili yazılımın yer aldığı bilgisayarın müvekkiline ait olmadığını, davaya dayanak gösterilen tespitin yapıldığı yerin müvekkilinin merkezi değil idarenin yapı denetim elemanların ile ve bir çok taşeronun da çalıştığı şantiye olduğunu, tespitin yapıldığı alanın şantiye içerisinde bir ortak alan konumunda bulunduğunu, aynı zamanda cezaların şahsiliği ilkesi uyarınca müvekkilinin kusurlu olduğunun ispatının gerektiğini, söz konusu bilgisayarların müvekkiline ait olmadığından bu fiilden müvekkillerinin sorumlu tutulamayacağını, davacının kötü niyetli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalı vekili her ne kadar yazılımın izinsiz kullanıldığı bilgisayarla ilgili olarak bilgisayarın kendilerine ait olmadığını savunarak husumet itirazında bulunmuş ise de İstanbul 1. FSHHM’nin 2017/25 D.iş sayılı dosyası ile yapılan tespitte, tespitin yapıldığı şantiyenin davalıya ait olduğu, davalı şirketin yapımını üstlendiğini beyan ettiği yapım işi ile ilgili şantiye bulunduğu, bu şantiyede bulunan bilgisayarlar üzerinde yapılan incelemede mali hakları kullanım yetkisi davacıya ait olan yazılımın izinsiz kullanıldığı bir adet bilgisayarın tespit edildiği, yazılımın izinsiz kullanıldığı bilgisayarın davalı şirkete ait şantiyede olduğu, başkasına ait olduğu savunulmuş ise de, bu hususta herhangi bir delilin dosyada bulunmadığı, davalı şirketin yapımını üstlendiği iş ile ilgili şantiyede olduğu, bu durumda sorumluluğun 5846 sayılı Yasanın 66. maddesi kapsamında davalı tüzel kişilik ve tüzel kişiliğin temsilcisi olan davalı asilde bulunduğu, tazminat yönünden sorumluluk için kusur şartının bulunmadığı, ayrıca önceki şirketlerden kalmış olduğu yönündeki beyanın da itibar edilecek bir beyan olmadığı gibi bu hususta da herhangi bir delilin sunulmadığı, eylemin davalının iş yerinde davalılara ait bilgisayarda gerçekleşmesi nedeniyle davalıların sorumluluklarının bulunduğu, eser vasfındaki bilgisayar programının mali haklarının sahibi olan davacının mali hakların ihlali nedeniyle ve uğradığı zarar nedeniyle eylem tarihinde yürürlükte bulunan FSEK’in 68. maddesi kapsamında 3 kat telif tazminatı isteyebileceği, somut olayın özelliğine göre varsayımsal sözleşme bedelinin bilirkişilerce usulüne uygun biçimde belirlendiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 5846 sayılı Yasanın 68. maddesi uyarınca toplam 82.295,00 TL telif tazminatının haksız fiil tarihi 30/03/2016 tarihinden itibaren değişir oranlarda reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalılar vekili, davaya dayanak delil tespitinin yapıldığı yerin, müvekkilinin merkezi değil, idarenin yapı denetim elemanları ve bir çok taşeronun da çalıştığı şantiye olduğunu, delil tespitine konu edilen bilgisayarların, müvekkili firma çalışanları veya yetkililerince kullanılmadığını, müvekkilinin bir üst yapı firması olduğunu ve davacıya ait yazılıma ihtiyaç duyulmayan bir alanda faaliyet gösterdiğini, ilgili programın kullanıldığı alandaki işlerin müvekkilinin taşeronları tarafından yapıldığını, müvekkillerinin sorumluluklarının doğabilmesi için, tecavüzün hizmetlerini ifa ettikleri sırada işletmenin temsilcisi veya müstahdemleri tarafından gerçekleştirilmesi gerektiğini, oysa tespite konu bilgisayarın müvekkiline ait olmadığını, dolayısıyla da, müvekkillerin sorumluluğunun doğmadığını, ilk derece mahkemesi ve bilirkişilerce işbu itirazlarına ilişkin hiçbir inceleme yapılmadığını, ilgili bilgisayarın müvekkili şantiyesinde yer almasının sorumluluk için yeterli olmadığını, dolayısıyla davanın husumetten reddinin gerektiğini, müvekkilleri hakkında FSEK’in 68. maddesinin uygulanması koşullarının gerçekleşmediğini, haksız fiile ilişkin hükümler dairesinde tazminat talebinde bulunabilmesi için kusurun ispatının gerektiğini, davacının kötü niyetli olduğunu, davacının liste fiyatından çok daha ucuza ürün sattığının bilindiğini, bu sebeple 2016 yılı davacı defterleri incelenerek bahse konu ürünün gerçek fiyatının ve kaça satıldığının araştırılması gerekirken bu hususta da eksik inceleme yapılarak fahiş bir gerçek dışı tazminat bedeline ulaşıldığını, ayrıca emsal Yargıtay kararı kapsamında şirket yetkilisinin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, eser sahipliğinden kaynaklanan telif tazminatı istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince yapılan delil tespitinde, davalı Şirkete ait şantiyede yer alan bir adet bilgisayarda, davacının mali haklarına sahip olduğu … adlı bilgisayar yazılımının kurulu ve çalışır vaziyette olduğunun belirlendiği, söz konusu yazılımın izinsiz olarak bilgisayara kurulmasının, davacının mali haklarının ihlali niteliğinde bulunduğu, davalı Şirketin bu eylemden sorumlu olduğu, davalı Şirketin temsilcisi olan diğer davalının ise FSEK’in 66. maddesinden kaynaklanan sorumluluğunun bulunduğu, her ne kadar davalı tarafça söz konusu şantiyenin yalnızca kendileri tarafından kullanılmadığı ve bu nedenle kusurları ispat edilmeden dava konusu eylemden sorumlu tutulamayacakları savunulmuş ise de delil tespiti dosyasında, tespit yapılan şantiyenin davalıya ait olduğu belirtildiği gibi davalı tarafın istinaf dilekçesinde de, ilgili programın kullanıldığı alandaki işlerin müvekkilinin taşeronları tarafından yapıldığının açıklandığı, dolayısıyla davalıların sorumlu olmadıklarına ilişkin savunmalarının yerinde olmadığı, mahkemece FSEK’in 68. maddesi uyarınca istenebilecek tazminatın da usulünce tespit edildiği anlaşılmakla, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılardan alınması gereken 5.621,57.TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, davalılar tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 1.405,39.TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4.216,18.TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalılar vekili tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yaptırılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 21/04/2022 tarihinde HMK 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/05/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.