Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/1190 E. 2022/570 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/11/2019
NUMARASI : ….
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 26/11/2019 tarih ve 2017/303 E. – 2019/524 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar … ve … … … San.ve Tic. A.Ş. tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” ve “…” ibareli tanınmış markalarının bulunduğunu, davalı Şirketin “… … …” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazlarının dava konusu YİDK kararıyla reddedildiğini, oysa dava konusu başvuru ile müvekkilinin … ve … esas unsurlu markalarının 556 s. KHKnın 8/1-b maddesi anlamında görsel, işitsel ve anlamsal olarak benzer olduğunu, karıştırılma ihtimallerinin bulunduğunu, dava konusu markanın tescil edilmek istendiği 24.,25. Ve 35. Sınıfta yer alan mal ve hizmetlerin müvekkilinin markaları kapsamında da yer aldığını, müvekkili adına tescilli … veya … ibarelerinin anlamından sıyrılarak uzun süreli ve yaygın kullanım sonucu toplumda belli bir ayırt edicilik kazandığını, buna ilişkin emsal yargı kararlarının bulunduğunu ileri sürerek 2017-M-5595 sayılı YİDK kararının iptalini ve dava konusu başvurunun tescili halinde hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, taraf markalarının benzer olmadığını,, “…” ibaresinin anlamı itibariyle tasviri olup ayırt ediciliğinin bulunmadığını müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkili markasının asli unsurunun “”…” olduğunu, diğer unsurların tali unsur niteliğinde bulunduğunu, “…” ibaresinin İngilizce bir kelime olup keten, çarşaf, nevresim kumaşı anlamına geldiğini, anılan ibarenin genel bir tabir olup herkesin kullanımına açık bir ibare olduğunu, marka işaretlerinin görsel, işitsel, algısal ve yazılış olarak birbirinden tamamen farklı bulunduğunu, davacının kötü niyetli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, 2016 59424 sayılı “… … … …” ibareli dava konusu başvuru ile davacının … ibareli markaları arasında, davalı başvurusunun kapsadığı tüm mal ve hizmetler (24., 25 ve 35. sınıflar) yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/1-b bendi anlamında benzerlik ve karıştırma ihtimali bulunduğu, davacının … markasının tanınmış olduğu ancak, taraf markaları arasında uyuşmazlık konusu bütün mallar yönünden iltibas bulunduğundan 556 Sayılı KHK’nın 8/4 maddesinin somut olayda uygulanma imkanının olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile … YİDK nın 06/07/2017 tarih 2017-M-5595 sayılı kararının iptaline, dava konusu markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili, taraf markaları arsında benzerlik bulunmadığını, dava konusu markada asli unsurun “…” ibaresi olduğu, markalarda ortak olarak yer alan “…” ve “…” ibarelerinin “keten kumaş, çarşaf vb” anlamlarına geldiğini, bu ibarenin ilgili sektörde birçok üretici ve tüketici tarafından kullanılıp anlamının bilindiğini, dolayısıyla anılan ibarenin uyuşmazlık konusu bir ksım emtia için ayırt ediciliği bulunmadığı gibi bir kısmı içinde düşük olduğunu, diğer taraftan kötü niyet iddialarının ispatlanamadığını, 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesindeki koşulların da bulunmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkiline ait markadaki asli unsurun “… …” ibaresi olduğunu, “… … ” ibaresinin tali unsur niteliğinde bulunduğunu, tarafların marka işaretlerinin benzer olmadığını,”…” ibaresinin İngilizce bir kelime olup keten, çarşaf, nevresim kumaşı anlamına geldiğini, bu ibarenin genel bir tabir olup herkesin kullanımına açık olduğunu, aynı ibareden oluşan tescilli markaların bulunduğunu, davacının kötü niyetli olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini talep etmiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu “… … …” ibareli başvuru ile davacının “…” ibareli markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında görsel ve sescil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede benzerlik bulunduğu, zira davacının itirazına mesnet markalarının asli unsurunu oluşturan “…” ibaresinin dava konusu başvuruda da aynen yer aldığını, başvuruda yer alan diğer ibarelerin yeterli ayırt ediciliği sağlamadığı, ayrıca “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin düşük olduğunun da söylenemeyeceği , nitekim Yargıtay 11. Hukuk Diaresi’nin 2019/5218 E. -2020/3276 K. sayılı ilamında “… …. … …” ibareli, 2018/2284 E.-2019/3981 K. Sayılı ilamında “… …” ibareli, 2017/4356 E. 2019/3540 K. Sayılı ilamında “… … … …” ibareli marka başvurularının davacının “…” markalarıyla benzer bulunduğu, başvuru kapsamındaki tüm mal ve hizmetlerin, davacının itiraza dayanak markalarında yer alan mal ve hizmetlerle aynı/aynı tür olduğu, anlaşılmakla, davalı şirket ve davalı … vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar … ve … … … San.ve Tic. A.Ş vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılar … ve …ayrı ayrı alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalılar tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40’ar TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davalılar … ve … … … San. ve Tic. A.Ş ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalılar … ve … … … San.ve Tic. A.Ş tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 21/04/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/05/2022